TEKİRDAĞ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Tekirdağ; Antikçağ’dan önce “Bisanthe”, daha sonra “Rhaidestos”, bu nedenle batı dillerinde uzun süre “Rodosto”; Osmanlı döneminde önce “Rodoscuk” sonra “Tekfurdağı” olarak bilinmiştir.
İstanbul’un yaklaşık 130 kilometre batısında yer alan Tekirdağ, İstanbul bir kenara bırakılırsa Trakya bölgesinin Edirne’den sonraki en büyük şehridir. Marmara kıyı çizgisinin oluşturduğu geniş yayın içerisindeki küçük bir koyun kenarında kurulu kent, basamaklar halinde yükselen yamaçlar ve bu yamaçları kesen Ördeklidere’nin tabanında yayılır. İş ve ticaret merkezleri, yönetim binaları kıyı gerisindeki ilk basamakta, batıya doğru uzanan bir ana cadde ve çevresinde toplanmıştır.
İstanbul’un yaklaşık 130 kilometre batısında yer alan Tekirdağ, İstanbul bir kenara bırakılırsa Trakya bölgesinin Edirne’den sonraki en büyük şehridir. Marmara kıyı çizgisinin oluşturduğu geniş yayın içerisindeki küçük bir koyun kenarında kurulu kent, basamaklar halinde yükselen yamaçlar ve bu yamaçları kesen Ördeklidere’nin tabanında yayılır. İş ve ticaret merkezleri, yönetim binaları kıyı gerisindeki ilk basamakta, batıya doğru uzanan bir ana cadde ve çevresinde toplanmıştır.
Tekirdağ’a karayolu ile Türkiye’nin her bölgesinden ulaşım mümkündür. İstanbul, İzmir, Ankara, Eskişehir ve Bursa gibi şehirlerden Tekirdağ’a düzenli olarak otobüs seferleri yapılmaktadır. Tekirdağ Şehirlerarası Otobüs Terminalı Merkez ilçesinde konumlanır. Tekirdağ iline bağlı bir ilçe olan Çerkezköy’e demiryolu bağlantısı da bulunmaktadır. Ayrıca Çorlu ilçesinin doğusunda konumlanan Tekirdağ Çorlu Havalimanı’na başkent Ankara’dan uçak seferleri düzenlenmektedir.
Yaz aylarında Marmara bölgesinde tatilcilerin yoğun ilgi gösterdiği yerlerden olan Tekirdağ keşfedilmeyi bekleyen doğal güzellikler saklıyor…
Marmara’nın en gelişmiş şehirlerinden olan Tekirdağ, doğal güzellikleri, sahilleri, temiz denizi, turistik tesisleri ve misafirperver halkıyla tatilcilerin ilk tercihlerinden biri. Eğer siz de Tekirdağ’a bir seyahat planlıyorsanız Tekirdağ gezilecek yerler listemize göz atmanızı öneriyoruz…
Müzeler: Tekirdağ’da bir gezi planlıyorsanız şehirdeki müzeleri de rotanıza eklemelisiniz. Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi,Rakoczi Müzesi, Namık Kemal Evi Tekirdağ’da gezmenizi önerdiğimiz müzeler. Müzelerin yanı sıra Tekirdağ ile özdeşleşmiş olanTekirdağ Şehitler Abidesi, Hürriyet Abidesi ve Namık Kemal Anıtı’nı da mutlaka görün.
Camiler: Tekirdağ çoğu Osmanlı döneminde kalan tarihi camilere ev sahipliği yapıyor. Mimari açıdan görülmeye değer olan bu yapılar arasında Eski Camii, Orta Camii, Rüstempaşa Camii, Mirliva Hüseyin Paşa Camii en çok ziyaret edilenlerden.
Çorlu Kalesi: 6. yy’dan kaldığı tahmin edilen Çorlu Kalesi Tekirdağ’da görebileceğiniz tarihi mekanlardan biri. Bizans döneminden kalma bir yapı olan Çorlu Kalesi’nin bir kısmı ayakta kalmayı başarmış ve günümüze dek ulaşmıştır.
Hora Feneri: Şarköy’e yaklaşık 20 km mesafede bulunan Hora Feneri görenleri hayran bırakacaj bir güzelliğe sahip. Deniz kenarında, doğa ile iç içe bir ortamda bulunan Hora Feneri’ne giderken yanınıza Tekirdağ’ın lezzetli şaraplarından almayı unutmayın.
Mesire Yerleri, Beldeler, Plajlar: Tekirdağ özellikle yaz aylarında Marmara bölgesinde en çok ziyaret alan yerlerden biri. Tatilcilerin Tekirdağ’a ilgi göstermesinin sebeplerinden biri de tertemiz sahiller ve masmavi deniz. Halk plajlarının ve turistik tesislerin yoğun olduğu Kumbağ, üzümü, şarabı ve doğal güzellikleri ile ünlü Şarköy, yazlık mekanları ile bilinen Marmara Ereğlisi, küçük ve sıcak bir tatil beldesi olan ve keyifli denizi ile pek çok ziyaretçi ağırlayan Eriklice, anıt ağaçları, yemyeşil doğası ve üzümleri ile ünlüUçmakdere, yaşlı iğde ağaçları ile bilinen İğdebağlar Tekirdağ geziniz sırasında görmenizi önerdiğimiz yer arasında.
Tekirdağ Şehitler Abidesi
Tekirdağ’ın fethi sırasında şehit düşen askerlerimiz anısına 1949 yılında yapılan Tekirdağ Şehitler Abidesi, şehrin turizmini hareketlendiren bölgeler arasında…
Muratlı Caddesi üzerinde bulunan Tekirdağ Şehitler Abidesi, her yıl şehre gelen yüzlerce turistin ilgisini görmekte. Tekirdağ’ın fethinde şehit olan askerlerimizin anısına yapılan bu alana uzun bir merdivenle çıkılıyor. Merdivenlerin tam ortasında taşlarla Türk bayrağı yapılmış. Bayrağın olduğu yerin tam önünde ise bir yazıt bulunuyor.
Yeşillikler arasında saklanan Tekirdağ Şehitler Abidesi, anlamlı bir gezinin başlangıcı. Yolunuz yakın bir zamanda Tekirdağ’a düşerse eğer, şehitler abidesini mutlaka ziyaret edin.
Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
1967 yılında ziyaretçilere kapısını açan Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, yıllarca küçük bir salonda sergilenmiştir. Zaman içerisinde koleksiyonların artmasıyla zenginleşen müze 1976 yılında Kültür Bakanlığı’nın tahsis etmiş olduğu Vali Konağı’na taşınmıştır.
Tekirdağ’da yüzyıllar boyu yaşayan medeniyetlere dair heykeller, mızrak uçları, savaş aletleri, süs eşyaları, madeni paralar ve birçok başka buluntunun bulunduğu bu müze görmenizi tavsiye ederiz.
Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde taş eserler salonu, arkeolojik küçük eserler salonu, etnografik salon ve açık teşhir bölümü var. Müzede tarih öncesi birçok kalıntıya şahit olabileceğiniz gibi Bizans dönemiyle tarihlendirilen ana tanrıça kabı, kapları, heykelcikleri, mızrak uçlarını ve süs eşyalarını da görme şansı yakalayacaksınız.
Etnografik salonda yakın dönemlerin kesici silahları, Tekirdağ yöresinin kadın ve erkek kıyafetleri ve el işlemeleri karşılayacak sizleri. Açık teşhir bölümü olarak düzenlenen bahçede ise mimari parçalar, lahitler, yazıtlar, heykelcikler ve sütunlar bulunuyor.
Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Vali Konağı Caddesi üzerinde olup, Pazartesi günleri hariç her gün ziyaret edilebilmekte.
Rakoczi Müzesi
Macar prensi Rakoczi’nin hayatının son yıllarını geçirdiği Tekirdağ’daki evdir. Klasik Osmanlı mimarisiyle yapılmıştır. Macaristan hükümeti tarafından satın alınıp müzeye dönüştürülen Rakoczi Müzesi’ne Macar Prensi II. Frenc Rakoczi’nin ismi verilmiştir. Müze binasında Rakoczi 15 yıl yaşamıştır. Avusturyalılara karşı Macar ayaklanmasının başına geçmiştir ve savaşta başarısız olunca Osmanlılara sığınmıştır.
Tekirdağ’da birbirine yakın 24 evde yaşamış olan Rakoczi, ölümüne kadar Tekirdağ’da ikamet etmiştir. Yaşadığı evler birleştirilip bir konak görünümü kazandırılmış olsa da; günümüzde bu konağın sadece yemekhanesi gelebilmiştir. Rakoczi’nin ölümünün ardından Macaristan’da bir müze yapılması düşünülmüştür fakat I. Ve II. Dünya savaşlarının çıkmasından dolayı gerçekleştirilememiştir. Bunun üzerine 1931,1932 yılları arasında Macaristan, bir Macar mimarla anlaşıp Rakoczi’nin Tekirdağ’daki evini restore ettirmiş ve müzeye çevirmiştir. Günümüzde bölgedeki ziyaret edilen yerlerden biri olan Rakoczi Müzesi’nde Rakoczi’nin eşyaları, yaşamı ile ilgili belgeleri, yağlı boya resimleri sergilenmektedir. Tekirdağ tatilinizde Ertuğrul Mahallesi, Barbaros Caddesi’nde bulunan Rakoczi Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Çorlu Kalesi ve Namık Kemal Evigezmenizi önerdiğimiz yerler arasında.
Çorlu Kalesi
Tarihi bir değer taşıyan Çorlu Kalesi, Tekirdağ ilinin Çorlu ilçesinde bulunmaktadır. Günümüze sadece bazı kalıntıları gelebilen Çorlu Kalesi’nin VI. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir.
Bizans döneminde yapılmış olup; kalenin doğu ve batısı dere yataklarıyla çevrelenmiştir. Sur duvarlarının yuvarlak kulelerle desteklendiği görülen Çorlu Kalesi, kesme taş temeller üzerine kurulmuştur. Tekirdağ’ın görülesi bir tarihi kalıntısı olan kale, askeri bir önem taşıdığı aşikardır. Tekirdağ tatilinizde ziyaret etmeniz gereken yerler oldukça fazladır. Hora Feneri,Eriklice, Namık Kemal Evi, Uçmakdere… Hepsi görülmeye değer, hepsi şehrin turistik alanları arasında. Çorlu Kalesi’nden sonra bu noktaları ziyaret etmeyi unutmayın.
Hora Feneri
Tekirdağ’ın Şarköy ilçesine sadece 20 kilometre uzaklıkta bulunan Hora Feneri, Hoşköy’ün girişinde her geleni karşılayan ilk yapıdır. Hoşköy’ün girişinde bulunan bu fener 1861 yılında Sultan Abdülhamit tarafından Fransa’dan getirtilen dökme demirlerle Fransız mimarlara yaptırılmıştır. Halen aktif olarak kullanılmaktadır.
Tarihi sağlam bu fener günümüzü de sağlamlığını koruyarak gelebilmiştir. 1861 yılında Abdülmecit tarafından yaptırılan tarihi Hora Feneri’nin yapımında kaynak kullanılmamıştır ve tüm bağlantıları vida ile birleştirilmiştir. Tamamı ile demir bir yapıya sahiptir.
Bir Fransız yapımıdır ve yüksekliği 20-25 metre civarındadır. Bir özelliği daha var Hora Feneri’nin; kendi ekseni etrafında dönmektedir ve bir dönüşünü 20 saniyede tamamlamaktadır. Şarköy’ün deniz kenarında soğuk bir şarabını denerken görebileceğiniz bu feneri ziyaret etmek o anki keyfinize keyif katacak. Tekirdağ gezinize Çorlu Kalesi’ni, Uçmakdere’yi ve Eriklice’yi ekleyebilirsiniz.
Eriklice Köyü
Tekirdağ’ın Şarköy ilçesine bağlı bir köy olan Eriklice, tatil için en yakın ve en uygun yerlerden bir tanesidir.
Küçüktür ama sıcaktır, sessizdir ama görülesi yaşanası bir yerdir. Eriklice’nin kendine has bir yaşam tarzı ve birçok kültüre, çeşitli yöresel yemeklere sahiptir. Oyunları bile değişiktir ve davet edicidir. Rumeli oyununa benzer ama aynısı değildir.
Denizinin berrak olması, temiz bir havaya sahip olması çekici kılar Eriklice’yi. Bir avantajı daha var; Şarköy’ün güzelliklerini görmek için araçla sadece on dakikalık bir yol mesafesi vardır. hem şehir merkezine yakın hem de kalabalıktan uzak bir yer bulmak zor değil. Huzuru içinize serpiştiren Eriklice’de sakin bir tatil yapmak ruhunuza iyi gelecektir. Bu arada şehirdeki Çorlu Kalesi’nin kalıntısını, Uçmakdere’yi ve Namık Kemal Evi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Namık Kemal Evi
Ünlü şair Namık Kemal’i ölümünden sonra adına; gönüllü halk, okullar ve belediye tarafından Tekirdağ’da ev yapılmıştır.
19. yüzyıl Osmanlı mimarisinin tarzını yansıtan ev üç katlıdır ve 1992 yılında temeli atılmıştır. Tam bir yıl sonra hizmete giren ve müze olarak görev yapan bina ahşap yapılıdır ve 6 odadan oluşmaktadır.
Vatan Şairi olarak da adlandırılan Namık Kemal’in yaşadığı semtte onun anısına yapılan ahşap ve iki katlı evdir. Namık Kemal’in kullandığı eşyalar, Tekirdağ’da bulunan etnografik eşyalar, Atatürk ve Namık Kemal’in fotoğrafları sergilenmektedir.
Aynı zamanda bahçesinde açıkhava sahnesi ve seyirlik alan vardır. Bodrum katında ise sergi salonu bulunmaktadır. Ailece İstanbullu olan şair Namık Kemal, Tekirdağ’da doğmuştur. Yatak odasında etnografik eşyalar görmek mümkündür ve ünlü şairin kişisel fotoğrafları ile yazdığı eserler Namık Kemal Evi’nde görülmeye değerdir. Bir şair sever bir şiir severseniz sizin için harika bir gezi planı olacak. Şiirlerden hoşlanmıyorsanız bile döneminden bugüne hala önemini taşıyan bir şairin hayatına tanık olmak sizi fazlasıyla etkileyecek. Tekirdağ’daki Uçmakdere’yi ve Çorlu Kalesi’ni gezi listenize mutlaka eklemelisiniz.
Uçmakdere
Uçmak Dere, Şarköy gezinizde ziyaret edebileceğiniz, özellikle akşam yemeği için iyi bir alternatif olacak restoranları ve yeşillikler içerisinde ortamı ile şirin bir köydür.
Ganos Fayı’nın bir sanatçı ustalığıyla şekillendirdiği ilginç vadilerden birinde yer alır. Türkiye’nin en kaliteli üzümlerinin yetiştiği yerlerden biri olan köy, Tekirdağ sınırlarına dahil. Az sayıda evin bulunduğu köyde 10 tane anıt ağaç var.
Uçmakdere, Gaziköy’den hemen sonra geliyor. Araçla giderken muhteşem bir manzara size eşlik ediyor. Çünkü bir tarafınızda yükselen sarp kayalar, diğer tarafınızda ise masmavi uzanan engin deniz…
Yolun sonunda ise harika bir koy karşılıyor sizi. Ağaçların altına çadır kurmaya davet eden, baharın neşesiyle birlikte yemyeşil bir cennete dönüşen doğa…
Uçmakdere’nin merkezi, yani esas kısmı ise daha iç kısımlarda yer alıyor. Sımsıcak insanları ve samimi halkı ile birlikte misafirlerini bekliyor. İstanbul’dan kaçmak ve hafta sonu dinlenmek istiyorsanız, çok uzağa gitmeye gerek yok aslında. Yakınınızdaki cennetlere doğru kırın direksiyonu.
Şarköy
Tekirdağ’ın Marmara Denizi kıyısında sahile sahip olan ilçesidir. Yaz aylarında yurt içi ve yurt dışından çok sayıda ziyaretçi Şarköy’e gelmektedir. Üzümleri ile de ünlüdür.
Hoşköy
Şarköy’e 16 Km. mesafede bulunan Hoşköy, tarihi yapıları ile turistik bir yerdir.
Mirliva Hüseyin Paşa Cami
Ters T planlı olarak 1498 yılında yapılmış olan Mirliva Hüseyin Paşa Cami bölgenin en eski camilerinden biridir. Zamanında kervan yollarının geçtiği İnecik Köyü’ndedir.
Rüstem Paşa Cami
Mimar Sinan tarafından yapılan cami Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından ve damadı Rüstem Paşa’nın adına yapılmıştır. 1553 yılında yaptırılmış ve Sultan Abdülmecit de 1841 yılında yeniden restore ettirmiştir.
Kumbağ
Özellikle İstanbul’a yakın oluşu ve güzel plajlarından dolayı yaz aylarında kalabalıklaşan Kumbağ, berrak denizi ile Uluslararası Mavi Bayrak ödülü de almıştır.
Gazi Ömer Bey Türbesi
Fatih Sultan Mehmet zamanında yaşamış olan ünlü komutanlardan biridir. Malkara ilçesinde adıyla anılan caminin bahçesinde türbesi vardır.
Kaynak: http://www.gezilebilecekyerler.com/tekirdagda-gezilecek-yerler/
Tekirdağ köftesi
Tekirdağ denilince akla ilk gelen yiyecektir kendisi. Genellikçe Akçaabat köftesiyle karşılaştırılır ancak ikisinin de arasında büyük bir fark vardır. Lezzetleri birbirlerine denk değildir. Tekirdağ köftesi üç aşamalı olarak yoğrulur, içine irmik konulur. Bir de yanında yiyeceğiniz acı sos her şeyi değiştirir. Sosun acısı ne kadar iyiyse köfte de o kadar lezzetli olur.
Cizleme
Aa ben bunu biliyorum dediğinizi duyar gibiyim. Akıtma ya da krep adı da verilen o güzel yemeğe benzetiyorsunuz. Ancak kendisi birebir bunlardan değil. Krep ve akıtmada çıkan hava baloncukları kapatılmaya çalışılır. Cizlemede ise ne kadar çok baloncuk çıkarsa o kadar iyidir. Ayrıca cizleme yapılan tavada başka hiçbir yemek yapılmaz ki cizlemeler hep güzel olsun.
Hayrabolu tatlısı
Hayrabolu değildir o be canım, ayraboludur. Kendisi kemalpaşa tatlısının büyükçesi, üzeri tahinlisi ve dondurmalısıdır. Ne kadar tok olursanız olun rahatlıkla yiyebileceğiniz güzelliktedir. İnsanın içini açar. Açmaz mı canım.
Sini mantısı
Kıymayla değil et ile yapılan, sini yani tepsiye yerleştirilen mantıdır. Hamurların içine etler yerleştirilir, sini de hoop fırına. Ardından üzeri yoğurtlanır, allanır, pullanır, afiyetlenir.
Yaş ve olgun üzümlerden hazırlanan, iç serinletici bir lezzettir. Lıkır lıkır içilmesiyle ünlüdür. İçine yaz günlerinde bir de buz girdi mi milli içecek olmasına ramak kalır.
Burma sucuk
İnecik’te bulunan ve pek çok işletmenin satışında bulunduğu et çeşitlerinin yanı sıra burma sucuğu da enfestir. Teke ve oğlaklardan elde edilen etlerden hazırlanır, İnecik’e özel burma sucuklar olmuş olur.
Damat paçası
Altta tavuk suyuyla ıslatılan yufkalar, üstte didilmiş tavuk etleri. Tam bir ziyafet masası, tam bir şölen. Yoğurtlu sosunu da unutmamak gerek.
Kandilli mantı
Av etli bohça mantı gibidir, kökenleri böylesine yakındır birbirine. Yalnızca Tekirdağ’da değil aynı zamanda Çanakkale ve Edirne’de de yapılır. İçinde tavuk eti vardır, tavuk ciğeri vardır, tereyağ vardır. Mis gibi kokmadı mı sizce de?
Rakı
Bu listede olmazsa olmazdı, yer almazsa çok ayıptı. Tekirdağ’dan otobüsle dahi geçseniz alırsınız o anasonlu kokuyu. Rakı kokuyordur şehir biraz ama Trakyalı biraz da rakıdan böyle güzel olmamış mıdır ki? Olmuştur bizce.
Kaynak: https://yemek.com/tekirdag-yemekleri/
Tekirdağ İli coğrafi konumu dolayısıyla stratejik önem taşıyan, Anadolu ile Balkanlar arasında geçit bölgesi, İstanbul?a yakınlığı sebebiyle Boğazlar üzerinden geçen Asya ve Avrupa kavimlerinin ilişkileri Tekirdağ?ı İstanbul tarihine sıkı sıkıya bağlamıştır.İstanbul?un zaman zaman saldırıya uğramasının etkileri ilimizde de görülmüş, topraklarının da verimli olması birçok kavimlerin hakimiyetinde kalmasına sebep olmuştur.
Tekirdağ İli M.Ö. 4000 yıllarına kadar uzanan tarihi boyunca çeşitli uygarlıkların etkisi altında kalmıştır.Bu dönemler içersinde BİSANTHE, RODOSTO, TEKFURDAĞI gibi isimler alan Tekirdağ?ın İl sınırları içinde tarih öncesi ve tarih çağlarında tam bir kronoloji vermemekle birlikte iskan edilmiş yerler tesbit edilmiştir.Paleolitik ve Neolitik çağlara ait bir yerleşme yeri bulunmayan Tekirdağ?da Şarköy İlçesindekiGüngörmez ve Güneşkaya Mağaraları ile Marmara Ereğlisi?ndeki Toptepehöyük?te Kalkolitik Çağ buluntularına rastlanmıştır.Tekirdağ sahil şeridinde yüzeyde yapılan araştırmalara göre İlk Tunç Çağı?nda yoğun olarak yerleşmelerin izine rastlanmıştır. Trakya?da Son Tunç Çağı ile Erken Demir Çağında büyük bir göç dalgası olmuştur.Antik kaynaklar ve arkeolojik bulgular yetersiz kaldığından bu dönem tam olarak aydınlanamamıştır. Trakya M.Ö. 7. Yüzyılda Grek kolonilerinin kurulmasıyla ticarete açılmıştır.Bu dönemde Trakya?nın Marmara kıyılarında kentler kurulmuştur.M.Ö. 514-513 yıllarında Pers Kralı Dereus?un İskit Seferi sonrasında Trakya Pers egemenliğine girmiştir. Bu egemenlik M.Ö. 478-477? de Atina?nın Pers tehlikesine karşı kurduğu Attik-Delos Deniz Birliği?nin Persleri Trakya?dan temizlemesine kadar devam etmiştir.M.Ö. 342 yılında Makedonya Kralı 2. Philip Trakya?yı topraklarına katarak Odrys Krallığı?nı kendine bağlamış, İskender?in ölümünden sonra Trakya Lysimachos?un egemenliğine girmiştir.
M.S. 19. Yüzyılda Roma İmparatoru Tiberius’un Trakya’ya bir vali göndermesi ile başlayan gelişmeler, M.S. 46 yılında İmparator Cladius’un Trakya?da Roma Eyaletini kurması ile sonuçlanmıştır.Trakya uzun yıllar Roma hakimiyetinde kalmıştır. M.S. 395 yılında imparatorluğun ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma İmparatorluğu içinde kalan Trakya 1354 yılında Süleyman Paşa komutasındaki kuvvetlerin Gelibolu?ya çıkmasıyla Türklerin hakimiyetine girmeye başlamıştır.1356 yılında Şarköy ve Malkara ele geçirilmiş, 1357?de I. Murat Tekirdağ ve Çorlu?yu Türk hakimiyetine almıştır. Bu arada Bizanslılar kısa bir süre Tekirdağ topraklarını geri almışlarsa da, I. Murat 1363?de buraları yeniden Osmanlı topraklarına katmıştır.
Balkan Savaşlarında (1912) Bulgar işgaline uğrayan ilimiz toprakları , 1913 yılında düşman işgalinden kurtarılmıştır. I. Dünya savaşından sonra Mondros Mütarekesi?nin verdiği imkanlardan faydalanan Yunan kuvvetleri 20 Temmuz 1920?de Tekirdağ?ı işgal etmiş ise de 13 Kasım 1922?de Yunan işgali de sona erdirilerek Türk yönetimine geçmiştir.
M.Ereğlisi 29 Ekim?de, Çerkezköy ve Saray İlçeleri 30 Ekim?de, Çorlu 1 Kasım?da , Muratlı 2 Kasım?da, Malkara ve Hayrabolu 14 Kasım?da, Şarköy de 17 Kasım?da düşman işgalinden kurtarılarak Türk yönetimine geçmişlerdir.
20 Ocak 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu gereğince girişilen yeni örgütlenme sırasında Tekirdağ il olmuş, ancak; Kurtuluş Savaşının güçleri içinde örgüt hemen kurulamamış, Cumhuriyetin ilanından önce 15 Ekim 1923 tarihinde İl merkezi olmuştur.
Tekirdağ’ın unutamadığı mutlu günleri arasında 24 Aralık 1840?da Büyük Vatan Şairi Namık Kemal’in bu il’de doğması, Çanakkale Destanı?nı yaratan 19. Tümen?in Mustafa Kemal?in de önderliğinde Tekirdağ?da hazırlanması, 23 Ağustos 1928?de Atatürk?ün Harf İnkılabı vesilesiyle Tekirdağ?a gelip Başöğretmen olarak ilk dersi vermesi gibi olaylar bulunmaktadır.
Kaynak: http://www.tekirdagtso.org.tr/Sayfalar/Tekirdag_Tarihi
• Çerkezköy
• Çorlu
• Hayrabolu
• Malkara
• Marmaraereğlisi
• Merkez
• Muratlı
• Saray
• Şarköy
Tekirdağ ilinin ekonomisi tarım ve sanâyiye dayanır. Turizm sektörü de gelişmektedir.
Tarım: Verimli toprakları ve uygun iklim şartlarıyla çok çeşitli ve bol ürün alınır. Türkiye’nin ayçiçeği bahçesidir. Türkiye’de yetişen ayçiçeğinin % 25’i bu bölgede yetişir. Tahıl ve sanâyi ürünleri başta gelir. Bağcılık, kavun-karpuz ve sebzecilik oldukça gelişmiştir. Başlıca tarım ürünleri arasında buğday, arpa, yulaf, mısır, ayçiçeği, şekerpancarı, kolza ve soğan yetişir. Sebze üretimi çok ilerlemiştir. Elde edilen domatesle bol miktarda patlıcan, kabak, bezelye, bakla, semizotu, tâze soğan ve sarmısak İstanbul’a sevkedilir.
Meyvecilik de çok gelişmiş olup kavun, karpuz, üzüm ve çok miktarda erik, iğde, muşmula ve kiraz yetişir. Toprağı az, ürünü bol il olarak tanınır.
Hayvancılık: Tekirdağ ili hayvancılık bakımından da zengindir. Çayır ve mer’aları boldur. Platolar, bitki örtüsü ve iklimi hayvancılığa çok müsâittir. Sığır, koyun, kıl keçisi, hindi beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Tekirdağ ilinin kıyıları çeşitli ve değerli balıklarla doludur. Her mevsimde bol balık bulunur. Başlıca balık cinsleriyse barbunya, tekir, karagöz, mırmır, ispari, istavrit, kefal, levrek ve lüferdir.
Ormancılık: İlin orman varlığı azdır. Orman ve fundalık alanı 100 bin hektar olup, ilin kuzey doğusundadır. Senede 250 bin ster yakacak odunu ile 2000 m3 sanâyi odunu ve 10 ton ıhlamur çiçeği elde edilir.
Mâdenler: Tekirdağ ili mâden bakımından fakirdir. Sâdece linyit ve manganez yatakları olup, senede yaklaşık 40.000 ton linyit çıkarılır.
Sanâyi: 1970 senesine kadar tarıma dayalı sanâyiye sâhip olan Tekirdağ ili, 1970’ten sonra hızla sanâyileşmiştir. Çerkezköy, Çorlu ve Tekirdağ merkez ilçelerinde sanâyi kuruluşları daha fazladır. Türkiye’nin en büyük 100 kuruluşundan 3’ü ve en büyük 500 kuruluştan 15’i bu il sınırları içindedir. Metal eşyâ ve makina îmâlâtı gelişmiştir. İstanbul’a yakınlık, ulaşım, pazarlama imkânları sanâyinin gelişmesinde mühim rol oynamıştır.
Başlıca sanâyi kuruluşları şunlardır: Ayçiçeği ve kolza yağı üreten çok sayıda fabrika, un ve kiremit-tuğla fabrikaları, Tekel Fabrikası, Çimento Fabrikası, Mobilya Fabrikası, Yem Fabrikası, Profilo Elektrik Âletleri Sanâyii, Hidrolik Makina Sanâyii ve Ticâret A.Ş. (HRMA), Profilo Elektrik Motorları ve Kompresör Sanâyii A.Ş., Gümüşsuyu Halı Sanâyii A.Ş., Dinarsu Îmâlât ve Ticâret A.Ş., Narin Mensucat Fabrikaları A.Ş., Aksu İplik Dokuma ve Boya Fabrikaları A.Ş., Yünsa Yünlü Sanâyii ve Ticâret A.Ş., Akip Tekstil Sanâyii ve Ticâret A.Ş., Boya Apre Fabrikası, Trakya İplik Sanâyii A.Ş, Trakya Kâğıt Sanayii A.Ş., Modern Karton Sanâyii ve Ticâret A.Ş., Tekirdağ Ağaç Sanâyii ve Ticâret A.Ş. ve diğer fabrikalar.
Ulaşım: Tekirdağ ili ulaşım bakımından çok iyi imkânlara sâhiptir. Karayolları ağı mükemmeldir. Yollar kaliteli ve geniştir. Merkez ilçe Tekirdağ’dan 5 ayrı istikâmete giden asfalt yollarla Trakya’nın her yanına bağlanır. 378 km devlet yolu ve 270 km il yolu vardır. İstanbul-Tekirdağ-İpsala-Avrupa yolu çok işlektir. Yolsuz köy yoktur.
Demiryolu: İstanbul-Edirne-Avrupa demiryolu il sınırları içinden geçer. Muratlı, Çorlu ve Çerkezköy ilçeleriyle beş köy bu demiryolu güzergâhı üzerindedir. İl sınırları içinde demiryolu uzunluğu 62 km’dir.
Denizyolu: İlin Marmara kıyısında 4 iskelesi vardır. 400 m uzunluktaki Tekirdağ İskelesi ihrâcât ve ithâlât iskelesidir. Marmara Ereğlisi İskelesi, akaryakıt yükleme ve boşaltma yeridir. Şarköy ve Mürefte iskelelerine yolcu vapurları uğrar.
Kaynak: http://www.cografya.gen.tr/tr/tekirdag/ekonomi.html
Tekirdağ yöresi halk kültürü
Tekirdağ yöresi, Trakya’nın tüm özelliklerini barındırmaktadır. Tarihi, gelenekleri, tarihi eserleri, inançlarıyla büyük bir kültürün beşiğidir.
Geleneksel yiyecek ve içecekleri
Tekirdağ mutfağı balkanlardan Türkiye’ye gelen göçten oldukça etkilenmiştir. Yıllarca Anadolu’dan Avrupa’ya geçiş yolu olan Tekirdağ, mutfağını da zenginleştirmiştir.
- Tekirdağ köftesi
- Cizleme
- Höşmerim
- Akıtma
- Kaçamak
- Peynir helvası
- Hayrabolu tatlısı
- Bulama
- İncir tatlısı
- Yoğurtlu kuzu eti
- Çene çarpan çorbası
- Umaç çorbası
- Tekirdağ rakısı
Geleneksel el sanatları
Yörede el sanatları günümüzde de devam etmektedir. Bu konuda kimi resmi kurumlarca yörede kurslar düzenlenmekte ve el sanatları desteklenmektedir.
Yörede yapılan el sanatları aşağıdaki gibidir;
- Kilim
- Çul
- Çuval
- Heybe
- Yastık yüzü
Türküler
Attım Şalımı Boynuma
Bağ ya Girdim Bağ Budanmış
Bahçalar da Börülce
Beyler Bahçesinde Bir Derin Kuyu
Çavuş
Dramanın İçinde Yaparlar Pazar
Dumanda Bastı Dağlara
Gideriz Biz İkimiz
İnce Giyerim İnce
Kirpi Oyun Havası
Varın Sorun Babasına
Yarım Hava,
Halk oyunları
Yöre halk oyunları genellikle 8/8 lik veya 9/8 lik müzikler ile oynanır. Balkan oyunları ile oldukça benzerdir. Birçok oyun hala Bulgaristan’daki Türk azınlık tarafından da oynanmaktadır. Tekirdağ yöresine ait halk oyunları;
- Cevriye
- Kara Yusuf
- Arzu ile Kamber
- Debreli Hasan(Hasancık)
- Tekirdağ Karşılaması
- Lenka (Güzel Kız)
- Kampana
- Eski Fasulye (Kanzurka Kirpi)
- Demirci Kasabı
- Karadağ Karşılaması
- Sirto
- Gayda
- Çoban
- Eşkiya
- Yeşilim
- Arnavut Alayı
- Çam
- Naile Hanım
- Karatoprak
- Mayadağ Kol Oyunu
- Doyran Kasabı (Durulanka)
- Tavşanka
- Yüksek Yüksek Tepelere
- Börülce
- Rayle
- Galamata
- Subaşı
- Duman da Bastı Daüğlara
- Zekiye’m Horonu
- Alaybey
- Mustabey
- Boymisa
- Alabağcak
- Karaçalı
- Gacal Karşılaması
- Afyon Horonu
- Kaçamak
- Deryalar
- Ali Paşa
- İstifalka
Geleneksel kıyafetleri
Kadın kıyafetleri
- Tülbent (Şami) : Başa giyilir, genç kızlar genellikle uçlarına oyalar örerler.
- Mintan : Genelde basmadan yapılır, önden düğmeli gömleğe verilen ad dır.
- Yelek : Gençlerinki genellikle işlemeli ve parlak olur, mintanın üzerine giyilir.
- Şalvar : Büyük çiçekli, içerisinde kırmızı rengin genelde çiçek rengi olarak bulunduğu basmalardır. Alta giyilir.
- Uçkur(Kuşak) : İşlemeli, günümüzdeki kemerin görevini gören parçadır.
- Çetik : Ayağa giyilen kostüm parçası, genellikle yünden örülür.
- Çarık : Potin olarak ta bilinir ayağa giyilen ayakkabıdır.
- Yağlık : Bele takılır, şalvarın üzerinde durur, günümüzde modernleştirilerek üzerine işleme de konulmuştur.
- Mendil : Boyna bağlanır.
Erkek kıyafetleri
- Fes : Başa giyilen kırmızı renkli başlık.
- Mendil : Boyna bağlanır.
- Gömlek : Genel olarak amerikan bezinden yapılır
- Cepken : İç astarlı olarak yapılan yelektir. Gömleğin üzerine giyilir.
- Potur : Alta giyilen giyisidir. Çuhadan yapılır
- Kuşak : 3m-4m civarında ince uzun bir kostüm parçasıdır. Bele dolanır.
- Çarık : Ayağa giyilen ayakkabıdır.
Kaynak: https://ipfs.io/ipns/tr.wikipedia-on-ipfs.org/wiki/Tekirda%C4%9F_y%C3%B6resi_halk_k%C3%BClt%C3%BCr%C3%BC.html