VAN HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Van, Türkiye’nin nüfus bakımından en kalabalık 19. ilidir. Toplam yüz ölçümü 21.334 km2 olan Van bu özelliği ile Türkiye’nin en büyük 6. şehri olarak bilinmektedir. TÜİK’in 2016 verilerine göre Van’da yaklaşık olarak 1.100.190 kişi yaşamaktadır. Bu bakımdan Doğu Anadolu Bölgesi’nin en kalabalık şehri Van’dır. Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün çevresi volkanik dağlarla çevrilidir ve çöküntü durumundadır. Başkale, Çaldıran, Erciş, Tuşba, Muradiye, Çatak, Gürpınar başta olmak üzere 13 tane ilçesi bulunmaktadır. Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri olan Van tarih, doğa ve kültür turizmi bakımından önemli bir konuma sahiptir. 2014 yılında “Büyükşehir” statüsüne kavuşan Van dünyada yaşanılan en eski kentler arasında yer almaktadır.
Van’a gitmek içintercih edeceğiniz ulaşım aracı Türkiye’nin hangi şehrinden nasıl gideceğinize bağlı olarak değişiklik gösterir. Doğu Anadolu ya da Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Van’a gidecekseniz mesafeniz yakın olacağı için özel arabanızı ya da şehirlerarası otobüsü tercih edebilirsiniz. Erzurum – Van arası özel araç ile yaklaşık 5 saat sürmektedir. Diyarbakır – Van arası mesafe ise özel araçla 4 saat 45 dakikadır.
Van’a Ankara’dan özel aracınızla gitmek isterseniz yol tahmini olarak 15 saat sürmektedir. İstanbul’dan Van’a aracınız ile gitmek isterseniz mesafe yaklaşık 19 saattir. Eğer yolculuğa kış mevsiminde çıkacaksanız yol şartlarını göz önünde bulundurarak kış lastiği ve zincir olmadan yola çıkmamanızı tavsiye ederiz.
Van’a karayolunun yanı sıra havayolu ve demiryolu ile de ulaşım sağlanabilmektedir. Van Gölü Ekspresi Ankara’dan her salı ve pazar günü hareket ederek yaklaşık 26 saatte Tatvan’a ulaşmaktadır. Tatvan’dan otobüs veya feribot ile Van’a ulaşmak mümkündür. Van’a daha hızlı gitmek için şehir merkezine 8 kilometre uzaklıkta bulunan Van Ferit Melen Havaalanı’nı tercih edebilirsiniz. Van Gölü kıyısına kurulmuş olan Ferit Melen Havaalanı kurulduğu 1943 yılından bu yana Van ile diğer şehirler arasında önemli bir bağlantıdır. İstanbul’dan Van’a her gün düzenlenen uçak seferleri ile 1 saat 30 dakikada ulaşabilirsiniz. Yurt dışından Van’a gelmek isteyenler ise İstanbul aktarmalı olarak Van’a uçuş yapabilirler.
Doğu Anadolu’nun en gelişmiş kentlerinden olan Van’da keşfedilmeyi bekleyen pek çok tarihi ve doğal güzellik var…
Tatil rotanızı Doğu Anadolu’ya çevirdiyseniz ve Van’a yolculuk yapmayı düşünüyorsanız emin olun ki sizi pek çok tarihi ve doğal güzellik bekliyor. Eşsiz hazineleri ve köklü kültürü ile Van ülkemizin görülmeye değer yerlerinden biri. Van’ı keşfetmeye hazırlanan gezginler için hazırladığımız Van gezilecek yerler listesi de yolculuk boyunca size eşlik edecek…
Kaleler: Van’ın en önemli yapılarından biri olan Van Kalesi Van geziniz sırasında mutlaka görmeniz gereken bir yer, turistlerin uğrak noktalarından biri. Urartular’dan kalan ve tarihi M.Ö. 885’e uzanan Van Kalesi’nin yanı sıra Zernek Kalesi, Ayanis Kalesi, Hoşap Kalesive Çavuştepe Kalesi Van’da gezebileceğiniz diğer tarihi kalelerden.
Van Gölü: Türkiye’nin en büyük gölüne ev sahipliği yapan Van’ın simgelerinden biridir Van Gölü. Etrafında sayısız doğal güzellik barıdıran Van Gölü, şehir geziniz sırasındaki en keyifli duraklardan biri olacak. Van Gölü’nün yanı sıra Erçek Gölü de gezebileceğiniz bir diğer göl Van’da.
Akdamar Adası: Van Gölü’nün güneyinde bulunan Akdamar Adası, Van’ın eşsiz güzelliklerinden biri. Van Gölü’nün en büyük adası olan Akdamar Adası doğal güzelliğinin yanı sıra tarihi Akdamar Kilisesi, diğer adıyla Surp Harç Ermeni Kilisesi’ne ev sahipliği yapması nedeniyle de Van gezginlerinin uğrak noktalarından biri.
Kiliseler: Van, tarih boyunca farklı kültür ve dinlerden çok sayıda topluluğa ev sahipliği yapmış bir şehir. Bu nedenle Van’daki geziniz sırasında pek çok kilise ve camiye rastlayacaksınız. Akdamar Kilisesi, St. Bartholomeus Kilisesi, Adır Adası’ndaki Adır Kilisesi, Kaya Çelebi Camii, Hüsrev Paşa Camii, Halime Hatun Kümbeti, Süleyman Bey Kümbeti, İkiz Kümbetler, Galip Paşa Kümbeti, Hasan Bey Kümbeti bu yapılar arasında görülmeye değer olanlardan.
Eski Van Şehri: 1. Dünya Savaşı’na dek Ermeni ve Türkler’in bir arada yaşadığı bir yer olan Eski Van Şehri şu an harabe ve kullanılmaz durumda. Ancak burada halen gezip görebileceğiniz tarihi yapılar mevcut. Eski Van Şehir, Van Kalesi’nin güneyinde yer alıyor.
Kaplıcalar: Van’da hem dinlenip hem şifa bulmak isterseniz Erciş Doğancı Kaplıcası, Çatak Şeyh Cürüh Kaplıcası, Başkale Kelegom Kaplıcası ve Başkale Dereiçi Kaplıcası’nı gezmenizi öneriyoruz.
Peribacaları: Peribacaları denince aklımıza ilk gelen yer Kapadokya olsa da bu doğa oluşumlarını görebileceğimiz tek yer Kapadokya değil. Van’ın Başkale ilçesinde de Van Peribacaları’nı görmek, bu eşsiz doğa oluşumlarını keşfetmek mümkün.
Van Müzesi: Özellikle Urartu uygarlığından kalma çok önemli parçaların sergilendiği Van Müzesi Van gezinizde mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri. Arkeolojik kalıntıların yanı sıra el yazmaları ve el sanat ürünleri ile eski savaş aletlerinin de sergilendiği Van Müzesi şehir merkezinde bulunuyor.
Van Kedi Evi: Van’ın simgelerinden bir de Van Kedisi. Van Kedilerinin neslini korumak için kurulmuş olan Van Kedi Evi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin kampüsünde yer alıyor.
Van Gezilecek Yerler – Tarihi Yerler
Van Kedi Evi
Nesli azalan Van kedilerinin korumaya alınması için yapılıp işlevsel hale gelen Van Kedisi Evi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde bulunmakta.
Dünyanın faunası için çok önemli bir yere sahip olan Van kedilerinin, artık korunabildiği ve bilimsel çalışmaların da gerçekleştiği Van Kedi Evi’nde dişi ve erkek kediler ayrı bölümlerde bulunmakta. Yeni doğan kediler için de küçük bir bölüm ayrılmış durumda olup, hasta olan kedilerin tedavileri yapılmakta.
Bahçede oynayan Van kedilerinin çok farklı ve bir o kadar tatlı dünyalarına tanık olmak isteyenlere çok eğlenceli bir gezi noktası oluyor Van Kedi Evi.
Bahçede oynayan kedileri seyrettikçe hepsini kucaklamak isteyeceksiniz.
Van Peribacaları
Keşfedilmemiş birçok bölgeye sahip olan Van,Kapadokya’ya rakip çıkabilecek kadar etkileyici peribacalarına sahiptir.
Van Peribacaları, volkanik Yiğit Dağı’nın püskürttüğü kayaçların aşınmasıyla meydana gelmiş durumda. Bölge, Başkale ilçesine bağlı olan Yavuzlar Köyü sınırları içerisinde yer alıyor ve “Vanadokya” olarak da adlandırılıyor.
Kapadokya Peribacaları’nı aratmayan bölgenin çok fazla tanıtımı yapılmadığı için pek bilinmemekte. Fakat buna rağmen geleceğin önemli turizm alanları arasında gösteriliyor.
Eski Van Şehri
Eski Van Şehri, Van Kalesi’nin güney kısmında bulunmakta olup, tüm kalıntılarıyla yeni kazı çalışmalarına ev sahipliği yapmakta.
Van’ın bu eski yerleşim alanı üç yönden çevreleyen surlarla takviye edilmiş. Şehrin en önemli kalıntılarından ve eski fotoğraflarından buradaki evlerin genellikle tek veya iki katlı olarak inşa edildiği bilinmekte. Eski Van Şehri’nin camileri, kiliseleri ve diğer tüm yapıları Rus işgaline kadar kesintisiz kullanılmış olup, işgalin ardından işlevselliklerini yitirmiş. Günümüzde sadece birkaç yapının harap bir şekilde geldiği bölgede ne yazık ki Van Ulu Camii’nin de sadece minaresinin bir bölümü görülür.
Her ne kadar terk edilmiş bir bölge de olsa, Van’a gelen turistlerin ve araştırmacıların uğrak yeridir. Günümüzde arkeoloji kazıları yapılan Eski Van Şehri’nde her geçen gün yeni kalıntılar gün yüzüne çıkarılıyor.
Adır Kilisesi
Van Gölü’nün üzerindeki Adır Adası’nda bulunan ve adayla aynı ismi taşıyan kilise, adanın tarihi değerlerinden biridir.
Adır Kilisesi’nin yanı sıra adada manastır ve şapel de bulunmaktadır. Kilisenin yapım tarihi 1621 olarak bilinmektedir. Kilise, adanın güney kısmında yer alır.
Van Gölü’nün güzelliğine eşlik eden Adır Adası, sahip olduğu tarihi kalıntılarıyla ziyaret duraklarınız arasında mutlaka yerini almalı.
Adır Adası
Van Gölü’nün yüzölçümü büyük adalarından biri olan Adır Adası, Lim Adası olarak da adlandırılmaktadır.
Adır Adası hem içerisindeki tarihi kilise ve manastırıyla hem de doğal güzelliğiyle görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Özellikle bahar aylarında gidip görmenizi önerdiğimiz Adır Adası, çok sayıda martının kuluçka merkezi haline gelmiştir. Adanın doğasına sinen tarihi atmosferi mutlaka yaşamalısınız. Adır Adası’nın ardındanAkdamar Adası’nı da ziyaret etmenizi öneririz.
Akdamar Kilisesi
Van’ın en göz dolduran manzaralarından birini sunarAkdamar Adası. Adanın içerisindeki Surp Haç Kilisesi ise adanın ismiyle anılmaktadır.
Mimari açıdan gözlere hitap eden Akdamar Kilisesi, Kral I. Gagik’in isteği üzerine 915-921 yılları arasında inşa edilmiştir. Mimarı ise Manuel adlı bir kişiye aittir. Akdamar Kilisesi aynı zamanda Ortaçağ Ermeni sanatının en parlak eserleri arasındadır.
Kilisenin dış cephesindeki bitki ve hayvan motifleri dikkat çekici detaylar arasında olup, bu mimari eser günümüzde müze olarak düzenlenmiştir.
Van Gölü gezisinde görülmesi gereken yerlerin ilk sıralarında yer alan Akdamar Kilisesi, müze olarak ziyaretlerinizi bekliyor.
St. Bartholomeus Kilisesi
Van-Başkale’nin sınırlarında bulunan Albayrak Köyü’ndeki St Bartholomeus Kilisesi, bölgede ender Hristiyan dini yapılarından biridir.
St. Bartolomeus Kilisesi’nin yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte; 3. Yüzyılda yapıldığına dair görüşler bulunmaktadır. Şehrin göz dolduran yapıları arasında olup; turizme kazandırılması amaçlanarak restorasyon çalışmaları yapılmaya başlanmıştır. Kilisenin duvarlarındaki süslemeleri orijinalliğini günümüze kadar korumuştur ve aynı zamanda şehrin turizm potansiyeli yüksek olan bir yapısıdır. Van gezinizde mutlaka görmenizi önerdiğimiz St. Bartholomeus Kilisesi’nin ardından şehrin diğer önemli yapıtları arasındaki Van Kalesi’ni, Şeytan Köprüsü’nü, Muradiye Şelalesi’ni ve Hüsrev Paşa Camii’ni ziyaret edeceğiniz yerlere dahil edebilirsiniz.
Şeytan Köprüsü
Van’da bulunan Bendi Mahi Çayı üzerinde yer alan Şeytan Köprüsü, büyüleyici bir yapıya sahiptir.
Şehrin zengin tarihinin izlerini taşıyan Şeytan Köprüsü’nün ne zaman yapıldığı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Fakat XIII. yüzyılda İlhanlı Hükümdarları tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Bunun sebebi ise; İlhanlı Hükümdarlarının bu bölgeyi Tebriz’den gidiş gelişler için kullanıyor olmaları. Muradiye ilçesinde bulunan Şeytan Köprüsü, iki kaya üzerinde kurulmuştur ve hala sağlamlığını korumakta ve kullanılmaktadır. İki taş arasında suların hızlı bir şekilde akması, köprüyü daha bir heybetli hala getirmektedir. Şeytan Köprüsü’nü Van gezinizde mutlaka görmenizi öneririz. Zengin bir tarihe sahip olan Van’ın en görülesi gereken yerleri arasındaki Şeytan Köprüsü’ne gittiğinizde fotoğraf çekmeyi unutmayın. Hurkan Köprüsü de şehrin görülesi köprü yapılarındandır.
Hurkan Köprüsü
Zengin tarihi kalıntılara sahip olan ve aynı zamanda doğal güzellikleriyle de dikkatleri üzerine çeken Van, Doğu Anadolu’nun en güzel parçalarından biridir. Kaya Çelebi Camii, Hüsrev Paşa Camii, Akdamar Adası, Muradiye Şelalesi, Erçek Gölü…
Birçok gezilecek yeri olan Van, ziyaretçilerinin ilgisini Hurkan Köprüsü’ne de taşımaktadır. Hurkan Köprüsü’nün XVII-XVIII yüzyılları arasında yaptırıldığı tahmin edilmektedir ve Osmanlı Devleti tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Köprünün yapımında moloz taş ve kesme taş kullanılmıştır. 1988 yılında ise büyük bir onarımdan geçmiştir. Hurkan Köprüsü, şehrin tarihine tanıklık etmiş yapıtlar arasında olup; günümüzde Van’ın gezilip görülmesi gereken yerleri arasındadır ve hala kullanılmaktadır. Van’a gezi planı yapıyorsanız, gezi listenize Hurkan Köprüsü’nü de dahil edebilirsiniz. Sağlamlığıyla ve mimari görüntüsüyle göz dolduran Hurkan Köprüsü, Çatak ilçesinin yakınında bulunan Çatak suyu üzerindedir. Hurkan Köprüsü’nü gezdikten diğer tarihi ve doğal alanları ziyaret edebilirsiniz. Şeytan Köprüsü de şehrin tarihi köprüleri arasındadır.
Halime Hatun Kümbeti
Van’ın Gevaş ilçesinde bulunan Halime Hatun Kümbeti, şehrin görülmesi gereken yapıları arasındadır.
Gevaş’ta bulunan Selçuklu mezarlığının yakınında bulunan Halime Hatun Kümbeti’nin tarihi 1335 yılına kadar inmektedir. Melik İzzeddin’in, kızı Halime Hatun için yaptırdığı kümbetin ustası ise Ahlatlı pehlivan oğlu Esed’dir. Onikigen şeklinde yapılan kümbetin üzerinde piramit tarzında külahı vardır. Yapısında ise; düzgün kesme taş kullanılmıştır. Aynı zamanda tüm cephelerde bitkisel, geometrik ve yazılardan oluşan süslemeler bulunur. Van’ın tarihsel değerleri arasındaki Gevaş Halime Sultan Kümbeti’ni gezinize dahil etmenizi öneririz. Diğer taraftan Hüsrev Paşa Camii, Ayanis Kalesi ve Muradiye Şelalesi sizleri bekliyor olacak.
Kaya Çelebi Camii
17. yüzyıl eserlerinden biridir Kaya Çelebi Camii. TıpkıHüsrev Paşa Camii gibi eski Van’ın Orta Kapı Mahallesi’nde bulunmaktadır.
Kaya Çelebizade Koçi Bey tarafından 1660 yılında inşa edilmeye başlanan Kaya Çelebi Camii, Koçi Bey’in idamı üzerine Cem Dedemoğlu Mehmet Bey tarafından tamamlanmıştır. Van’ın zengin tarihinde kendine yer edilnen Kaya Çelebi Camii, bölgeye gelen turistler tarafından ilk ziyaret edilen yerlerden biridir. Tabii bu yapının yanı sıra; Zernek Kalesi, Ayanis Kalesi, Hurkan Köprüsü, Van Gölü ve Muradiye Şelalesi de merak edilen yerler arasında. Kaya Çelebi Camii’nin iç ve dış mimarisi sizi etkisi altına alacak. Tek şerefesi bulunan caminin kapı ve pencerelerindeki bitkisel ve geometrik süslemeler hayranlık kazanacak kadar büyüleyici. Van gezisine çıkmayı planlıyorsanız Kaya Çelebi Camii’yi mutlaka görmenizi öneririz.
Hüsrev Paşa Camii
Mimar Sinan eserlerinden biri olan Hüsrev Paşa Camii,Van’da bulunan Hüsrev Paşa Külliyesi’nin bir parçasıdır.
Hüsrev Paşa Camii’nin kitabesindeki bilgiye göre; 1567 yılında Van Beylerbeyi olan Köse Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın eserlerinden biri olan caminin yapımında; kesme taş, tromp ve tuğla kullanılmıştır.
Aynı zamanda iç mekanda bulunan çiniler hala göz doldurmaya devam etmektedir. İç mekanda dikkat çeken diğer bir detay ise; kıble duvarının ortasında bulunan mihrap. Hüsrev Paşa Camii’nde kazı ve restorasyon çalışmaları da yürütülmektedir.
Van gezinizde ilk görmeniz gereken yerler arasındaki Hüsrev Paşa Camii, Orta Kapı Mahallesi’nde bulunmakta olup; ulaşımı oldukça kolaydır. Hüsrev Paşa Camii’nin ardından Kaya Çelebi Camii, Ayanis Kalesi, Hurkan Köprüsü, Halime Hatun Kümbeti, Zernek Kalesi ve Muradiye Şelalesi görmenizi önerdiğimiz yerler arasında.
Zernek Kalesi
Türkiye’nin tarihi değerleri arasında bulunan ve günümüze kadar gelmeyi başarmış olan Zernek Kalesi,Van-Gürpınar’da bulunmaktadır. Bir iç kale özelliği taşıyan Zernek Kalesi’nin doğusunda; bir zamanlar Zernek Beyi’nin ikamet ettiği köşk bulunmaktadır.
Kale hakkında kesin bir bilgi bulunmasa da Zernek mirlerinden İbrahim Beyoğlu tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Sarp bir kayalık üzerine konuşlanmış olan Zernek Kalesi, Van gezinizde etkileyici duraklarınız arasında olabilir. Kalenin önemli bir kısmı yıkılmış olsa da hala görülmeye değer bir niteliği vardır. Yapımında moloz taş kullanılmış olup; 4 kattan oluşmaktadır. Doğu Anadolu’nun tarihini yansıtan Zernek Kalesi gezinizin ardından şehrin diğer tarihi ve doğal güzelliklerini keşfe çıkabilirsiniz. Erçek Gölü, Akdamar Adası, Hüsrev Paşa Camii, Ayanis Kalesi ve Van Gölü görmenizi tavsiye ettiğimiz yerler arasında.
Ayanis Kalesi
Doğu Anadolu’nun şehirlerinden biri olan Van, tarihi ve doğal güzellikleriyle görenlerin hayranlığını kazanıyor.Akdamar Adası, Hüsrev Paşa Camii, Halime Hatun Kümbeti, Erçek Gölü, Zernek Kalesi ve Hoşap Kalesişehrin en görülesi yerleri arasındadır.
Van’ın tarihine tanıklık etmiş diğer bir yapı ise Ayanis Kalesi’dir. Ayanis Kalesi, şehir merkezine sadece 35 kilometre uzaklıkta olup; Van Gölü’nden 250 metre yükseklikte yer alır. 1989 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Önasya Arkeoloji Bölümü’nde Prof. Dr. A. Çilingiroğlu’nun başkanlığını yaptığı bir kazı çalışması gerçekleşmiştir. Yapılan arkeolojik kazılarda mimari yapılar ve küçük kalıntılar gün yüzüne çıkarılmıştır. Çıkarılan her yapı kalenin tarihiyle ilgili önemli bilgilere ulaştırmıştır. Bulunan kitabeye göre; kale Argişti’nin oğlu Rusa tarafından yaptırılmıştır.
Tarihi ise M.Ö. 645-643 yıllarına dayanan Ayanıs Kalesi, aynı zamanda Urartu dönemine ait önemli bilgiler de vermektedir. Tarihi gezilere özel bir ilginiz varsa; Ayanis Kalesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Akdamar Adası
Van gezinizde ilk görmeniz gereken yerler arasındadır Akdamar Adası. Van Gölü’nün en büyük adası olan Akdamar’da Ermeniler tarafından yapılan bir kilise bulunmaktadır. Adanın yüzölçümü 70.000 metrekaredir. Akdamar Adası’nın güzel bir efsanesi vardır. Adanın ismi de bu efsaneden gelmektedir.
Bir zamanlar Ermeni keşişinin güzeller güzeli bir kızı varmış. Adı Tamara… Adanın yakınlarında çobanlık yapan bir gençle birbirlerine aşık olurlar. Genç çoban her gece Tamara’yla buluşmak için adaya yüzermiş. Tamara ise yerini belli etmek için fener yakarmış. Bir gün kızın babası bu aşkı öğrenmiş ve kızının çobanla nasıl buluştuğunu öğrenmiş. Bir gece yine kızı buluşmaya giderken babası da çıkmış arkasından. Genç çoban yüzerken keşiş elinde fenerle adanın kıyısından sürekli ışık vermiş. Farklı yerlerden ışık vermeye başlayınca genç çoban sürekli yüzerek gücünü yitirmiş. Yorulan çoban dibe çökmeye başlamış. Son sözleri ise Ah Tamara! olmuş. Tamara, sevdiğinin sesini duyunca babasının oyununa geldiklerini anlamış. Kendini atmış göle. İki genç boğularak ölmüş ama bedenleri Van Gölü’nde buluşmuş.
Hikaye böyledir. Ahtamar olarak anılan bölge, Akdamar olmuş zamanlar. Van gezinizde bu güzel efsanenin bahsedildiği Akdamar Adası’na gitmenizi öneririz. Ardında; Hurkan Köprüsü’nü, Ayanis Kalesi’ni, Zernek Kalesi’ni, Erçek Gölü’nü ve Van Kalesi’ni ziyaret edeceğiniz yerlere ekleyebilirsiniz.
Hoşap Kalesi
Van-Gürpınar ilçesinin tarihi değerleri arasında yer alan Hoşap Kalesi, sarp bir yamaç üzerinde bulunmaktadır.
Van merkezine 60 kilometre uzaklıkta olan Hoşap Kalesi, zengin bir tarihi kalıntıya sahiptir. Kalenin içerisinde cami, eski hamam, medrese, su sarnıcı, zindan ve odalar günümüze kadar ulaşmıştır. Bir Orta Çağ kalesi olan yapının birçok kalıntısı ise Osmanlı Devleti’ne bağlı Mahmudi Beyliği zamanında yapılmıştır. Çavuştepe Kalesigibi tarihi Urartu dönemine uzanan Hoşap Kalesi, İran-Türkiye arasındaki yolda bulunmasından dolayı eski dönemlerde stratejik bir öneme sahipti. Van gezinizde Hoşap Kalesi’ni ziyaret ettikten sonra; Muradiye Şelalesi’ni, Ayanis Kalesi’ni, Van Kalesi’ni ve Erçek Gölü’nü gezmenizi öneririz. Şehrin zengin tarihi ve doğal güzellikleri unutulmaz bir yolculuk yaşatacak sizlere.
Çavuştepe Kalesi
Bol Dağları’nın bir tepesinde konuşlanmış olan ve bir Urartu kalesi olma özelliği taşıyan Çavuştepe Kalesi, Vanilinin sınırları içerisindedir.Gürpınar’a 10 kilometre ve Van’ 25 kilometre uzaklıktaki Çavuştepe Kalesi’nde arkeolojik kazılar ve araştırmalar yapılmıştır. Yapılan araştırmalarda aşağı ve yukarı kale ile ana giriş kapısı ortaya çıkmıştır. Çavuştepe Kalesi’nin Urartuların en parlak döneminde yapıldığı bilinmektedir. Kale, askeri ve ekonomik amaçla yapılmıştır. Kalede keşfedilmeyi bekleyen çok kalıntı vardır. Zengin bir tarihe tanıklık eden Çavuştepe Kalesi, Van gezinizin etkileyici bir durağı olabilir. Şehrin diğer zenginliklerini ziyaret edip keşif yolculuğunuza devam edebilirsiniz. Van Kalesi, Van Gölü, Erçek Gölü ve Muradiye Şelalesi gezi listenizde olması gereken yerler arasındadır.
Muradiye Şelalesi
Doğu Anadolu’nun doğal güzelliklerinin önemli bir parçası olan Muradiye Şelalesi, hem dinlenmek hem de eğlenmek için tercih edilen noktalar arasındadır.
Van’da bulunan Muradiye Şelalesi, genellikle yakın şehirlerden yoğun ilgi görmektedir. Bitlis, Muş, Hakkari ve Batman illerindeki halk, yazın piknik yapmak için ve serinlemek için gelmektedir. Van’a yolunuz düşerse mutlaka Muradiye Şelalesi’ni ziyaret etmelisiniz. Van-Muradiye’de bulunan bu tabiat harikası, çevresindeki keşif yerleriyle de sizleri fazlasıyla şaşırtacak. Doğu Anadolu’nun hem tarihine hem de doğal güzelliğine kendinden bir şeyler katan Muradiye Şelalesi, son zamanlarda yabancı turistlerin de yoğun ilgisini görmeye başlamıştır. Türkiye’nin en çekici parçalarından birini oluşturan şelale yakınlarında alabalık tesisleri de bulunmaktadır. Bu arada Halime Hatun Kümbeti’ni, Van Kalesi’ni, Hüsrev Paşa Camii’ni, Çavuştepe Kalesi’ni, Erçek Gölü’nü ve Van Müzesi’ni şehir gezinize dahil edebilirsiniz.
Erçek Gölü
Bir set gölü özelliği taşır Erçek Gölü. Doğu Anadolu’nun güzellikleri arasındaki Erçek Gölü, Van Gölü’nün 30 kilometre doğusunda bulunur.
Bu doğal güzelliğin yüzey alanı 114 km2’dir. Aynı zamanda Van Gölü’nden sonraki en büyük göl özelliği taşımaktadır. Erçek Gölü’nün suyu sodalı ve tuzlu suya sahiptir. Bu doğal güzelliğin bir parçası olan bölge, her yıl Erçek Gölü Flamingo Festivali’ne ev sahipliği yapmaktadır.
Türkiye’de yaklaşık olarak 450 kuş türünün 210’una ev sahipliği yapan Erçek Gölü’nün içinde hiçbir balık türü yaşamamaktadır. Van gezinizde Erçek Gölü’nü ziyaret edeceğiniz yerler arasına dahil edebilirsiniz. Bu arada Van Müzesi, Ayanis Kalesi, Akdamar Adası, Zernek Kalesi, Çavuştepe Kalesi, Muradiye Şelalesi ve Van Kalesi görmeniz gereken yerler arasında.
Van Kalesi
Van Kalesi, Urartu Krallığı tarafından kütle halindeki taştan yaptırılan ve Urartu başşehri Tuşpa’yı kuş bakışı gören bir istihkam yapıdır. Van Gölü kıyısında olup, Van şehrine 5 km uzaklıkta bulunan bu kale sarp bir kayalık üzerine inşa edilmiştir.
Yapı 1800 m uzunluğunda, 120 m genişliğinde ve 80 m yüksekliğindedir. Kale MÖ 9. yüzyılda Lutipri’nin oğlu Sarduri tarafından MÖ 840-MÖ 825 tarihleri arasında kurulmuştur.[1] Çok sayıdaki bu tür istihkamlara şimdiki Ermenistan, Türkiye ve İran’da rastlanır.
Genellikle bu tür yapılar yeryüzüne çıkmış kayalarda ve yamaçların içinde yapılır. Bu tür kaleler genellikle yabancı ordulara karşı koymak için değil, bölge kontrolü için kullanılır. Van şehri eteklerindeki bu yapının harabeleri onun duvarlarının Orta Çağda yapıldığını destekler
Van Gölü
Van Deniz olarak adlandırılan Van Gölü, Nemrut Dağı’nın patlaması sonucu oluştuğu varsayılan bir göldür. Tatvan ilçe sınırlarında olup, yüzölçümü 3.713 km2’dir.Suyu tuzlu ve sodalıdır. Su seviyesi mevsime bağlı olarak yükselip alçalmaktadır. Gölde; Akdamar, Çarpanak, Kuş ve Adır adaları vardır. Buradaki adalar turistler tarafından ziyaret edilmektedir. Kapalı bir havza olmakla birlikte suları buharlaşma sonucu kaybolmaktadır. Bu durum gölde tuz birikimine neden olmaktadır.
Soda üretimi için önemli bir göl durumda olup, akarsu ağızlarında bol miktarda balık yaşamaktadır. Sadece dağlarda eriyen karlar gölü beslemektedir. Van gölü doğal yapısıyla ve adalarıyla gezilecek yerler arasında yer almaktadır. Türkiye’nin doğal güzelliklerini görmeyi asla ertelemeyin.
Van Müzesi
Van’ın tarihi sürecini, kültürel değerlerini tanıyabileceğimiz bir gezi alanıdır Van Müzesi. Şerefiye Mahallesi, HAcıosman Sokak’ta bulunan müze, geniş kapsamlı bir koleksiyona sahip.
1972 yılında kurulan müzedeki tüm arkeolojik eserler kronolojik olarak sıralanmıştır. Prehistorik dönemden Urartu dönemine kadar olan tarihi parçaları görebilirsiniz. Tilkitepe, Kızdamı, Van Kalesi, Anzaf Kalesi Toprakkale, Çavuştepe gibi alanlardaki kazı çalışmalarında çıkan eserleri de görmeniz mümkün. Müzenin bahçesi ise açık hava müzesi olarak düzenlenmiş durumda.
Van Müzesi’nin etnografik eserlerin sergilendiği bölümler de bulunuyor. Bu bölümde Van yapımı gümüş kemerler, yöreye ait kilimler, bilezikler, gerdanlıklar ve tütün tabakları gibi parçalar şehrin kültürünü ve geleneğini gözler önüne sermekte.
Kaynak: http://www.gezilebilecekyerler.com/vanda-gezilecek-yerler/
Türkiye’nin hemen her şehrinde olduğu gibi Van ilinin de kendine has yöresel lezzetleri bulunmaktadır. Sebze yemeğinden et yemeğine, salata çeşitlerinden tatlılarına kadar Van, kendini diğer şehirlerden ayırmaktadır. Doğu Anadolu Bölgesinde bulunan Van ili, bulunduğu coğrafi şartlar itibariyle zengin bir mutfak kültürüne sahiptir.
Van iline özgü birçok meşhur yemek, içecek, hamur işi ve tatlılar vardır. Ama Van denince akla ilk gelen yöresel lezzetler sengeser, ciğer köftesi, eşkili, kürt köftesi, helise v.b. Bu yöresel lezzetlerin dışında Van iline özgü diğer yöresel lezzetleri de anlatmaya çalışacağız. İşte sizlere Van yöresine ait lezzetler…
Van Yöresel Yemekleri
- KAVURMALI UŞGUN EKŞİLİSİ
- SENGESER
- KURUT AŞI
- KURUT KÖFTESI
- CİĞER KÖFTESİ
- TANDIR BALIĞI
- AYRAN AŞI
- KÜRT KÖFTESİ
- EŞKİLİ
- ÇIRIŞ MIHLASI
- ÇIRIŞ PILAVI
- AYVA YEMEĞI
- HELISE
- CILBIR
- BORANI (PEYGAMBER YEMEĞİ)
- MURTUĞA
- OTLU PEYNIR
- CACIK
- GAVUT
- ERİK KIZARTMASI
- KAŞIK TATLISI
Kaynak: http://www.nenedirvikipedi.com/yemek-tarifleri/van-ilinin-meshur-yoresel-yemekleri-10384.html
Van bölgesinin zengin târihi 4000 sene önce Orta Asya’dan göç ederek bu bölgeye yerleşen Hurrilerle başlar. Hurrilerin bir kolu da Mitannilerdir. Hurriler Hititlerle, aynı çağda yaşadılar. Anadolu’da ilk siyâsî birliği kuran Hititler Van bölgesini Hurrilerin elinden alamadılar. Esâsen Hititler de Orta Asya menşeylidir. Asur ve Babiller hâkimiyetlerini Van Gölü güneyine kadar götürmüşlerse de, bu bölgeyi ele geçiremediler.
Orta Asya’dan gelen Urartular bu bölgeyi Hurrilerin elinden alarak Urartu Krallığını M.Ö. 9. asırda kurdular. M.Ö. 859 ile M.Ö. 612’ye kadar 247 yıl devam eden Urartu Kralığında 12 kral gelip geçti. M.Ö. 713 ile M.Ö. 612 arasında Asur İmparatorluğunun hâkimiyetini kabul ederek krallığı devam ettirdiler. Urartu Krallığının başşehri Van (Tuşba) Asur Dilinde ise (Turuşba) idi. Fakat M.Ö. 830’dan önce Urartu’nun başşehri Van Gölü kuzeynideki “Arzaşkun” idi. M.Ö. 585 senesinde Medler Urartu Krallığına son verdiler. Medlerden sonra onların yerine geçen Persler bu bölgeye hâkim oldular. M.Ö. 331 senesine kadar, Bu bölge Medler ve Perslerin kontrolünde kaldı. M.Ö. 4. asırda (331 senesinde) MakedonyaKralı İskender Pers İmparatorluğunu yenerek sona erdirdi. İskender’in ölümünden sonra Selevkoslar (Asya) İmparatorluğuna dâhil olan bu bölge, sonra Roma İmparatorluğu topraklarına katıldı. Roma İmparatorluğu ile Partlar arasında bu bölge için sık sık savaşlar oldu. Bu bölgedeki Ermeni Derebeyleri bâzan Roma’ya bâzan da Partlara tâbi oldu. Fakat târihin hiçbir devrinde bağımsız bir Ermeni Krallığı kurulamadı. M.Ö. 225’te Partların eline geçen Van, M.S. 226’da Sâsânîlere devredildi.
Roma İmparatorluğunun M.S. 395’de ikiye bölünmesi üzerine bu bölge Doğu Roma (Bizans)ın payına düştü. Bizans’la Sâsânîler bu bölge için zaman zaman savaştı ve bölge devamlı el değiştirdi. Bu bölgedeki Ermeni Derebeyleri bâzan Sâsânî bâzan da Bizans’a tâbi oldular.
M.S. 7. asırda hazret-iÖmer, İran’ı fethederek Pers İmparatorluğuna son verdi. M.S. 675’te hazret-i Ömer zamânında Van fethedildi. Bu fetihten sonra İslâm orduları Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu tamâmen, Anadolu’nun bâzı şehirlerini de kısmen fethederek bu toprakları İslâm devleti topraklarına kattılar. Van civârındaki bâzı Ermeni derebeyleri İslâmiyetle şereflendiler. Müslüman olmayanlarsa o târihte İslâm Devletinin başşehri olanBağdat’a ve halifeye bağlı kaldılar. Van civârında gerek Müslüman olan Ermeniler, gerekse bu bölgeye gelerek yerleşen Müslümanlarla Müslüman beylikler kuruldu. 975’te Mervanoğulları bölgeye hâkim oldu. İslâm devletlerinde iç savaş, iktidar kavgaları başlayıp devlet zayıflayınca Bizans fırsattan istifâde ederek bu bölgeyi yeniden işgâl etti. Bizanslılar bu bölgedeki Müslümanlara ve kendi mezheplerine girmeyen Hıristiyan Ermenilere çok zulüm yapıyorlardı. Van bölgesindeki Müslüman ve Ermeniler, Selçuklu Hâkanı Tuğrul Beyle onun yerine geçen yeğeni Sultan Alparslan’dan yardım (imdat) istediler.
Selçuklu hükümdarı Alparsan 1065 senesinde Van bölgesini fethetti. Bizans İmparatoru Romanus Diogenes büyük bir ordu ile bu bölgeye geldi. 26 Ağustos 1071’de Van Gölünün kuzeyinde Malazgirt’te Bizans ordusu yenildi ve Bizans İmparatoru esir düştü. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra bu bölge Türklerin eline geçti ve Anadolu’nun kapısı açılarak, bütün Anadolu, Türklerin anayurdu oldu.
Selçuklu Devletiyle Türkleşen Van ve civarı Osmanlı hâkimiyetine kadar çoğunluğu Türk olan çeşitli devlet ve beyliklerin eline geçti. Selçuklu ve bunlara bağlı beyliklerden sonra, Musul Atabegleri (Zengiler) Eyyûbiler 1098’de Artukluların, Ermen Şahların, İlhanlılar (Türkleşmiş İran Moğolları) Celayirliler, 1284’de Karakoyunlular, 1467’de Akkoyunlular, Akkoyunluların yerine geçen İranlı Türk Safevilerin hâkimiyeti altında (1507) yaşadı.
Osmanlı Devletiyle Safevî Türk Devleti arasında bu bölge ihtilaf konusu oldu. Yavuz Sultan Selim Han bu bölgeyi fethettiyse de Çaldıran seferinden sonra Safevîler tekrar bu bölgeyi ele geçirdiler. Kânûnî Sultan Süleyman Hanın “Irakeyn (iki Irak) Seferi diye anılan İran Seferinde bütün Doğu Anadolu ve Irak ile berâber fethedildi ve 1534’te Van ve Doğu Anadolu çevresi kesin bir şekilde Osmanlı Devletinin toprağı oldu.
23 Haziran 1534’te Vezir-i âzam Dâmâd Makbul İbrâhim Paşa, Van’ı fethetti ve Suriye Beylerbeyi Hüsrev Paşayı Van Beylerbeyi yaptı. Van Beylerbeyliği Erzurum ve Diyâr-ı Bekr eyâletleri yanında İran’a karşı yapılan seferlerde büyük önem kazandı ve mühim bir sınır eyâleti oldu. Van’da Osmanlılarla Safevîler arasında birçok çarpışmalar (savaşlar) meydana geldi. Bir ara 1535’te Safevîler Van’ı ele geçirince Kânûnî Sultan Süleyman Han on birinci Seferi Hümâyunu sırasında Tebriz dönüşünde Van’ı 1548’de tekrar fethedince İskender Paşa, Van Beylerbeyi oldu.
Tanzimattan sonra da, eyâlet merkezi olan Van’da birçok değerli ve tanınmış devlet adamı beylerbeyliği (vâlilik) yapmıştır. Birinci Cihan Harbinde 20 Mayıs 1915’te Ruslar Van’ı işgâl ettiler. Rusların yardımıyla Van şehrine hâkim olan Ermeniler Ruslar çekildikten sonra burada yaşayan Müslüman ve Türklere çok zulüm yaptılar. Türkleri şehir dışına sürdüler. 2 yıl 10 ay 13 gün süren bir işgâlden sonra Türk ordusu 2 Nisan 1918’de Van’ı işgâlden kurtardı. Ruslarla işbirliği yaparak silâhlı baskın yapan Ermeniler bu bölgeden çıkarıldılar. Ruslar ve Ermeniler işgâl esnâsındaVan’ı yakıp yıkmış ve harâbe hâline getirmişlerdir.
Cumhûriyet devrinde Van aynı ismi taşıyan ilin merkezi olmuştur. 1950’den sonra hızla gelişmeye başlamıştır.
Kaynak: http://www.cografya.gen.tr/tr/van/tarihce.html
• Bahçesaray
• Başkale
• Çaldıran
• Çatak
• Edremit(Gümüşdere)
• Erciş
• Gevaş
• Gürpınar
• Merkez
• Muradiye
• Özalp
• Saray
Van ekonomisi tarıma, küçükbaş hayvancılığa ve hayvan ürünlerini işleyen sanâyiye dayanır. Faal nüfûsun % 77’si tarım sektöründe çalışır.
Tarım: Van il topraklarının engebeli olması, kışın uzun ve sert geçmesi sebebiyle bitki üretimi sınırlıdır. Van Gölü çevresinin iklimi daha az soğuk geçtiği için tahıl ve sebze ekimi burada yapılır. Ekime müsâit alanların ancak % 20’sinde sulama yapılmaktadır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, fasulye, şekerpancarı ve patatestir. Van Gölü civârında domates, tâze fasulye, karpuzve kavun yetişir. Van Gölü civârında meyvecilik de yapılır. En çok ceviz yetişir. Elma, armut, kayısı da yetiştirilir.
Sovyet bilgini Shutavsky’ye göre kavunun ana vatanı Van’dır. Van ve Diyarbakır’da yetişen cep kavunu, külahlı kavun, seyhan kavunu 16. asırda Anadolu’dan İtalya’ya gönderilmiş ve Papa Cantaluppı’nin çiftliğinde yetiştirilmiş bu sebeple “Cantalupp” ismini alan yuvarlak, basık dilimli, kabuğu hafif pürtüklü, turuncu renkte ve ananasa benzeyen kokusu olan bu kavun türü dünyâya Van’dan yayılmıştır.
Hayvancılık: Van ili en çok hayvan besleyen illerden biridir. Koyun sayısı Konya’dan sonra ikinci sırada yer alır. Mer’a hayvancılığı yapılır. Geniş mer’a ve çayırlara sâhiptir. Türkiye’deki koyun varlığının % 5,5’i Van’dadır. En çok koyun beslenir. Arıcılık gelişmiştir.
Balıkçılık: Van ilinde büyük göller olmasına rağmen bu göllerin sodalı oluşu sebebiyle balık türleri ve miktarı azdır. Akarsularda sazan, karabalık, kayabalığı ve Van Gölünde inci kefali bulunur.
Ormancılık: Van ili orman bakımından oldukça fakir sayılır. İl topraklarının ancak % 2’si orman ve fundalıklarla kaplıdır. Sanâyi ve yakacak odunu üretilmez.
Mâdencilik: Van ilinde çıkarılan mâdenler demir, soda, tuz, perlit, jips, kömür ve kükürttür. Rus işgâli sırasında Ruslar Muradiye ilçesi yakınlarında Korzot köyünde günde 1 ton petrol çıkarmışlardır.
Van’ın Özalp ve Erçek bölgelerinde hâlen petrol arama çalışmaları devam etmektedir.
Sanâyi: Sanâyi yeni yeni gelişmeye başlamıştır. Mevcut fabrikalar tarım ve hayvan ürünlerini işleyen tesislerdir. 10 veya daha fazla işçi çalıştıran iş yeri sayısı 40’a ve 2-9 arasında işçi çalıştıran işyeri sayısı 400’e yakındır. Başlıca fabrikaları: Van Çimento Fabrikası, yem fabrikası, et kombinası, Van Peynir Tereyağ Fabrikası, çivi fabrikası, plastik boru fabrikası, Özalp Mandıra İşletmesi, tuğla fabrikası, yün ipliği fabrikası, un fabrikaları ve tuz, linyit işletmeleridir.
Hayvancılık ve tarımdan sonra en faal sektör ticârettir. İran, Irak, Kuveyt ve BDT’ye et ve canlı hayan ihraç edilir. İran’la sınır ticâreti son dönemlerde önemli gelişmeler göstermiştir.
Ulaşım: Kara, hava ve demiryolu ulaşımından istifâde eder. Doğu Anadolu Bölgesindeki karayolu ağının kavşak noktasıdır. Türkiye-İran yolu üzerindedir. İran transit ticâretinin önemli bir merkezidir. Karayolu: Van Gölü güneyindeki bir yolla Bitlis-Muş-Bingöl, Elazığ yolu ile İç Anadolu ve Akdenize bağlanır. Van Gölünün doğu kıyısını tâkip eden bir yolla Erzurum-Kars yoluna bağlanır. Böylece Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve BDT’ye ulaşır. Gürpınar-Başkale üzerinden Hakkari ve İran’a ulaşır.
Demiryolu: Malatya-Elazığ-Muş-Bitlis demiryolu Tatvan’dan sonra feribotla Van İskelesine buradan da İran’a ulaşır. İl içinde 10 istasyon vardır. Van İskelesi-İran sınırı arası 114 km’dir.
Havayolları: Van’a 8 km mesâfedeki havaalanının pisti 2600 m’dir. Büyük uçaklar inebilir. Van-İstanbul arasında Ankara üzerinden her gün sefer yapılır.
Kaynak: http://www.cografya.gen.tr/tr/van/ekonomi.html
Van halay bölgesi içinde olmakla beraber bar ve bar özelliği taşıyan oyunlarımız mecuttur. Viro ban, Kersi ve Kirsoni gibi insanımızın tabiattaki olaylar karşısında nasıl duygulandığını oyunlarımıza baktığımızda görmekteyiz. Kelekle bir ırmağı geçmiş Kelek’in su üzerindeki hareketinden esinlenerek Kelekvan oyununu, yaralı bir yaban keçisinin acılı hareketlerini görmüş Neri oyununu, Şamran Suyu’nun akışından etkilenmiş Şamran oyununu , sevdiği kızın adına Kersi oyununu ortaya çıkarmıştır.
Halen Oynanmakta Olan Oyunlarımız : Bablekan, Basso, Dıngo, Gülizar, Gerzani, Hedli, Hır-Hır, Havesor, Havcan, Hey-peyda, Gaz-Gaz, Kelekvan, Kersi, Kırsanı, Larilla, Lorke, Lizan, Meyrokı, Mendo, Meş, Nure, Neve, Nare, Papure, Süleymani, Sincani, Sübeyna, Serevan, Şevko, Şerrani, Şakirağa, Toycular, Tekayak, Temi, Teymurağa, Tozoneke, Teşroke, Virobar, Zeyno, Zozan.
Erkeklerde; başa keçe, külah veya takke üzerine epal, cemedani veya poşi sarılır. Bedene yakasız uzun kollu işlik, işliğin üzerine şal – şepik, cemedani giyilir. Onun üzerine kerik (yelek) giyilir. Bunların üzeri lavendi veya alaca kuşakla belden bağlanır. Ayaklara işlemeli veya sade yün çorap, üzerine reşik (çarık) giyilir. Erkeklerde ayrıca hamayil, gümüş tütün tabakası, gümüş veye normal köstek kullanılmaktadır.
EVLENME ve DÜĞÜN ADETLERİ
KAVURMALI UŞGUN EKŞİLİSİMalzemesi : 1 kg. uşgun, 200gr. Yağ, 0.5 kg. evelik, 2 yemek kaşığı domates salçası, istenilen miktarda kavurma, 2 baş soğan, yumurta (servis sayısına göre birer adet ) kişniş, tuz. Yapılışı : Uşgunların kabukları soyulur ufak-ufak doğranır, ayıklanıp yıkanmış evelikler de doğranır bir tarafa bırakılır.Bir tencereye ölçüye göre yağ konulur,kıyılmış soğanlar bu yağda öldürülür, uşgunlar üzerine dökülür, eriyinceye kadar pişirilir. Evelikler eklenir, salçası, tuzu, kavurması ilave edilir, bir iki karıştırılır. Suyu ilave edilir, birkaç taşım kaynatılır, evelikler pişince yumurtalar teker teker içine kırılır, ağzı kapatılır, yumurtaları piştikten sonra ocaktan indirilir. Servis yapıldığı zaman tabaklarda üzerine ince kıyılmış kişniş konulur, kişniş yemeğe lezzet ve koku verir. Tandır ekmeği ile yenildiğinde lezzeti bir başka olur. |
SENGESER Malzemesi : 5-6 baş soğan, 3 yemek kaşığı yağ, 1 tepeli yemek kaşığı salça, 1kg. kurut, 0.5 kg. yeşil mercimek, tuz, 1 su bardağı su. Yapılışı : Soğanlar incecik kıyılır, yağda hafif pembeleşinceye kadar kavrulur, salçası, tuzu katılır,1 su bardağı su ile soğanlar pişirilir.Önceden pişirilmiş mercimek eklenir, yoğurt kıvamından biraz sıvıca ezilmiş kurut ilave edilir. Birkaç taşım kaynatılır, isteğe göre üzerine salçalı yağ dökülebilir. Genellikle kış aylarında pişirilen yemek turşu ile yenilirse tadına doyum olmaz. |
KURUT AŞIMalzemeler : 2 su bardağı et suyu, 1 kaşık salça, tuz, yağ, 1 baş soğan, 1 çorba kâsesi su eriştesi, 3 su bardağı eritilmiş kurut, 1 tutam nane, tarhun ya da birkaç dal maydanoz, 1 su bardağı pişmiş yeşil mercimek, 2 diş sarımsak. Yapılışı : Soğan yağda kavrulur, salça, tuz, ekilir, et suyu ilave edilir, bir taşım kaynatılır. Erişte, mercimek, nane, tarhun ya da doğranmış maydanoz ilave edilir, eriştesi pişince kurut eklenir, bir taşım kaynatılarak ocaktan indirilir, servis yapıldığında dövülmüş sarımsak katılır. |
Üstü için ; 200 gr. tereyağı, bir yemek kaşığı pul biber, yeşil soğan ve maydanoz.
Servis tabaklarına alındığında, bir tarafta pul biberli, tereyağı yada sade yağ eritilir, köftelerin üzerine gezdirilir, ince kıyılmış maydanoz ve yeşil soğan köftelerin üzerine dökülerek yenir.
TANDIR BALIĞIMalzemesi : Sade için: Balık , Tuz Bulamaçlı için: Balık, Un, Ayran, Tuz Yapılışı : Sade ve bulamaçlı olmak üzere iki farklı şekilde yapılmaktadır. Van Gölü’nden avlanan inci kefali balığı yıkanıp temizlenir. Sadece kuyruğu tandırın yan taraflarına yapıştırılarak pişirilir. Piştikten sonra isteğe bağlı kafa kısmı kopartılıp oradan içeriye tuzlu su konur (1 litre suyu 250 gram tuz ile hazırlanan doymuş tuzlu su). Pişme süresi 15-20 dakikadır. Bu hemen tüketiliyor. Bulamaçlı hazırlanan balıkta ise, un ayranla sulandırılarak bir bulamaç hazırlanır. Balık bu bulamaca batırılır ve biraz kurutularak tandıra yapıştırılır (yöredeki tabirle tandıra vurulur). Kafası kopartılıp içine tuzlu su konur ve servis yapılır. (Tuzlu su; 1,5- 2 litre suya yarım kilo tuz şeklinde hazırlanır ve her balığın içine iki kaşık dökülür, süzgeç üzerine konup akan tuz aşağı süzülür). Van balığının birkaç pişirilme şekli de bulunmaktadır. Bunlar; Van balığının kılçıkları çıkarılır. Bir kapta da yağlı peynir ve maydanoz karışımı hazırlanır. İki balık iç yüzleri birbirine gelecek şekilde ve arasına bu hazırlanan iç konularak kapatılır ve çırpılmış yumurtaya batırılarak kızartılır. Temizlenmiş taze balık, un, yumurta ve tuz ilave edilerek hazırlanmış bulamaca batırıldıktan sonra kızgın yağda kızartılır. Kuru tuzlanarak muhafaza edilmiş Van balığı bir müddet sirkeli suda bekletilir ve daha sonra üzerine zeytin yağı ve limon dökülerek servis yapılır. |
AYRAN AŞIYoğurt bir tencerede çırpılır, bir yumurta ile bir kaşık un ilave edilir, fazla sulu olmamak kaydıyla bir miktar su katılır, koyu kıvamda bir ayran hazırlanarak ocağa bırakılır, sürekli karıştırılarak kaynatılır. Önceden pişirilmiş den (döğme), ince doğranmış evelik kaynayan ayranın içine dökülür, evelikler pişinceye kadar kaynatılır ocaktan indirilir, isteğe göre küçük doğranmış kabak da katılarak pişirilebilir. Servis yapıldığında üstüne ince kıyılmış kişniş dökülür, kişniş güzel bir tat ve koku verir. |
KÜRT KÖFTESİMalzemesi : Bulgur, Un, Sarımsak, Cacık (veya kurut), Yağ, Reyhan Yapılışı : Bir kase bulgurun üzerine kaynamış su koyulup şişirilir. Elle ezilir. İçerisine reyhan otu da konulur. Hafif unla avuç içinde sıkma köfte yapılır. Böylece kaynar suya bırakılır. 25-30 dakika sonra suyu boşaltılır. Tencerede sadece köfte kalır. Bir baş sarımsak dövülüp eritilmiş cacığın (veya kurutun) içine katılır. Kızdırılmış yağ hazırlanır. Köfte, sarımsaklı cacık (veya kurut), kızdırılmış yağ servis edilir. |
EŞKİLİMalzemesi : 250 gram efelek ya da ıspanak 5 parça kavurma kemikli 1 baş soğan orta boy 4Yumurta ½ yemek kaşığı salça Tuz, karabiber Avuç içi kadar erik pestili Yapılışı : Yağda iri doğranmış soğan kavrulur. Önce kavurma, salça baharatlar sonra ıspanaklar iri doğranmış olarak ilave edilir. Pestil sıcak suda eritilerek ilave edilir. Üzerine 2 bardak su ilave edilir yemek pişmeye yakın yumurtalar kırılır. Yumurtanın yemeğin içinde bütün olarak dağılmadan pişmesi sağlanır. Mevsimine göre aynı şekilde içerisine uçkun ilave edilerek uçkun ekşilisi de yapılır. Eşkili, yapılan analiz sonuçlarına göre % 15 kurumadde, % 38.2 yağ, % 2.83 kül ve % 1.31 protein içermektedir. |
(Yumurtalı Çiriş)
Ayrı bir kâseye servis sayısına göre yumurta bırakılır, çırpılır, çok az un ilave edilir. Bir tavaya yağ bırakılır ve kızdırılır. Çırpılan bu yumurta yağa akıtılarak boşaltılır, kızgın yağ içinde yumurta, kabararak pişer. Yumurtanın iki tarafı pembeleşinceye kadar piştikten sonra çirişin üzerine alınır, genellikle turşu ile yenir.
Not : Ayvalar geç pişen türden ise mercimeği çiğ ilave edilip beraberce pişirilir.
Not : Kavurma katıldığı zaman servis sayısına göre yemek pişerken yumurtalar tek tek kırılır karıştırmadan yemeğin içinde lop olarak pişirilir.
Bu yemek tandır ekmeği ile yenir.
Sos için tereyağı ve salça.
MURTUĞAMalzemesi : Tereyağı 250gr, yumurta 4 adet, 1 su bardağı un. Yapılışı : Bakır bir tencerede yağ eritilir. Yağı kızdıktan sonra unu azar azar dökülerek iyice karıştırılır, hafif sarı renkte kavrulur (buna çörek içi denir), diğer tarafta bir kasede çatalla çırpılmış yumurtalar çörek içinin üzerine gezdirilerek dökülür, bu esnada yumurta çörek içine karışır ve kabarır, fazla dağılmamasına dikkat edilerek çatalla çevrilir ve diğer tarafın pişmesi sağlanır.Servis tabağına alınır, genellikle bal yada reçele yenir. |
OTLU PEYNIR Otlu peynir yapımında hammadde olarak kullanılan süt, daha ziyade koyun sütüdür. Bazen koyun sütüne inek ve keçi sütleri de karıştırılmaktadır. Sütler çiğ olarak mayalanmakta ve mayalama sıcaklığı elle tespit edilmektedir. Bu sıcaklık tahminen 30 C civarındadır. Yaklaşık 80 litre süte 100 ml olacak şekilde, önceden geleneksel olarak hazırlanmış mayadan ilave edilerek 1-2 saat pıhtılaşmaya terk edilmektedir. Pıhtılaşma işlem tamamlanınca pıhtı bez torbaya aktarılmaktadır. Aktarma işlemi yapılırken bir kat pıhtı bir kat da özel olarak hazırlanmış otlardan (yerel adlarıyla sirmo, heliz, mendo, siyabo, kekik, yabani nane ve sov otu)ilave edilmektedir. Bu iş tamamlanınca torbanın ağzı büzülerek üzerine ağırlık konmakta ve süzülmeye bırakılmaktadır. Süzülme 3-4 saatte tamamlandıktan sonra elde edilen teleme küçük dilimler haline getirilmektedir. Dilimler el büyüklüğünde, farklı şekillerde ve yaklaşık 2-3 cm kalınlığında olmaktadır. Elde edilen peynir dilimleri salamurada veya kuru olmak üzere iki şekilde tuzlanmaktadır. Salamura usulü tuzlamada, peynir dilimleri salamura suyunda bir müddet bekletilerek teneke ya da plastik kaplara yerleştirilmektedir. Kaplar daha sonra serin bir yere konarak sonbahara kadar bir nevi olgunlaştırılmaya terk edilmektedir. Salamura konsantrasyonu, taze yumurtanın tuzlu suya batırılmasıyla ayarlanmaktadır. Kuru tuzlamanın yapılışında, dilimler üzerine göz kararı kalın mutfak tuzu serpilmekte ve bu haliyle 3-4 gün kadar bekletilmektedir. Sonra dilimler bol su ile iyice yıkanarak bir kat peynir bir kat cacık olacak şekilde plastik kaplara ya da toprak küplere konulmaktadır. Peynirler kaplara doldurulurken hiç boşluk kalmamasına dikkat edilmekte ve sıkıca yerleştirilmektedir. Doldurma işi bitince kapların ağzına üzüm yaprağı konmakta ve çamurla sıvanmaktadır. Kabın ağzı aşağıya gelecek şekilde kilerde özel yerine (genelde toprak altına) konmakta ve üzeri gevşek bir toprakla veya kumla örtülmektedir. Peynir kabının topraktaki bu pozisyonu peynirdeki nem kaybını hızlandırmaktadır. Peynirler bu şekilde 2-3 ay olgunlaştırılmaya bırakılmakta ve olgunlaşma tamamlandıktan sonra tüketime hazır hale gelmektedir. Bir kısım otlu peynirler taze iken satılmakta, alıcı peyniri kendi arzusuna göre küpe doldurup olgunlaştırmaktadır. |
CACIK Süzme yoğurdun içerisine ince doğranmış maydanoz, isteğe göre dere otu, tuz karıştırılır, arzu edilirse acı biber doğranır, kahvaltılarda yenir. Süzme yoğurt yerine çökelek de katılabilir, içine tereyağı eklenir yada tereyağı yanına bırakılarak servis yapılır. |
GAVUT Buğdayın kavrularak öğütülmesi sonucu elde edilen bir un çeşididir. Günlük yeneceği zaman yağ ile karıştırılarak sıcak olarak servis edilir. Genellikle sabah kahvaltılarında tüketilir. Gavut, Urartular zamanında uzun savaşlar sırasında askerlerin beslenmesinde kullanılmış ve günümüze kadar gelmiştir. Hem sabah kahvaltılarında hem de ramazan ayında sahurda yaygın olarak tüketilir. Gavut, yapılan analiz sonuçlarına göre % 94.2 kurumadde, % 3.32 yağ, % 4.14 kül ve % 13.2 protein içermektedir. |
TATLILAR
ERİK KIZARTMASI Malzemesi : 1 Kâse Çekirdekli kurutulmuş kayısı 3 Yemek kaşığı toz şeker 1 Yemek kaşığı katı yağ 1 Çay bardağı dövülmüş ceviz Yapılışı : Kuru kayısılar kısık ateşte 1 çay bardağı su ve şeker ilave edilerek pişirilir suyunu tamamen çekince yağla kavrulur. Servis tabağına alınarak dövülmüş ceviz üzerine serpilir. Genellikle bu tatlı pirinç pilavı ile birlikte yenilir. |
KAŞIK TATLISI
3 adet yumurta
3 yemek kaşığı yoğurt
Yarım çay bardağı yağ
1 çay kaşığı karbonat ve Un
Tüm malzemeler karıştırılarak kıvamlı bir hamur hazırlanır. Kızgın yağ içerisine kaşık yardımıyla tek tek dökülür. Kızardıktan sonra şerbet içerisine alınır ve daha sonra servis yapılır.
Allah katında yüksek mertebelere ulaşmış olduğuna inanılan şahsiyetlerin mezarlarına genel olarak yatır denilmektedir. Ancak yatır kelimesi daha çok mezarda yatan, gömülü olan zata işaret eder. Mezar, kabir gibi manaları zayıftır. Ne var ki, genelde zayıf olan bu ikinci manada kullanılmaktadır.
Araştırmamıza konu olan bölgemizde yatır kelimesinden çok ziyaret kelimesi kullanılmaktadır. Yatır kelimesinin eş anlamlısı olarak kabul edebileceğimiz ziyaret, ziyaretgah kelimeleri de sözcüklerde:
“Ziyaret mahalli, teberrük için varılan türbe ve mabed vesaire” karşılıkları ile tesbit edilmektedir.
Bir yatır ile çevre halkı arasında genel olarak manevi bir bağ vardır. Bu bağın oluşmasından ilahi nizamın korunmasına yönelik bir anlayış sezilir. Toplum yatırın manevi kişiliğinde, kurtarıcı bir gücün varlığına inandığından, yatırlara bu anlayış ile yaklaşılır. Van gibi coğrafi şartların zorladığı, dış dünya ile temasın, bilhassa eskiden uzun süre kısıtlandığı bölgelerde, özellikle köylerde yatırlara yaklaşma daha fazladır. Yatırlar ayrı ayrı ele alınırken görülecektir ki, yatırları ziyaret edenlerin istekleri daha çok çocuk sahibi olmak, ev sahibi olmak, evlenmek, borçtan kurtulmak ve özellikle hastalıktan kurtulmaktır. Ancak yatırlara olan bu ilgi değişen şartlar ile beraber nisbeten azalma göstermektedir. Mesela bugün için köylerimizin büyük bir bölümünde okul vardır. Televizyon seyretmeyen, radyo dinlemeyen köylü sayısı oldukça azalmıştır. Ulaşım eskiye göre büyük mesafeler katetmiştir. Hastasına yatırdan şifa bekleyenlerin yanında doktora götürmeyi düşünenler çoğalmıştır. Ancak şartlar ne kadar değişirse değişsin yatır ile insanımız arasındaki manevi bağ yine devam etmektedir.
Van ili, özellikle Van’ın köyleri bu değişimi önceleri uzaktan, günümüzde ağır ağır yaşamakta olduğundan yatır kültü’nün nisbeten daha canlı olarak yaşadığı bir bölgedir. Yukarıda da zikrettiğimiz gibi Van ilinde ismen de olsa iki yüz civarında yatır vardır. Bunlar tesbit edebildiklerimizdir. Kimbilir daha dağ başında ne kadar mezar, dalları paçavralarla süslenmiş ne kadar ağaç, ne kadar kaynak, pınar var¬dır.
Van’da tesbit ettiğimiz yatırların büyük bir bölümü sadece bir mezardan ibarettir. Bir bölümünde türbe vardır. Ancak üzerinde toprak dam olanlar, veya dört duvar ile çevrilenler de türbesi olan yatır ola¬rak değerlendirilmiştir. Tespit ettiklerimizin birkaçında mezar da kaybolmuştur. Tek bir ağaçtan ibaret olanlar, taşkaya şeklinde olanlar sadece bir kaynak-pınar olanlar, yahut da yanında kaynak pınar bulunanlar da Van’daki yatırların yapı (mekan) itibariyle bir başka bölümünü teşkil eder.
1- Beyaz Direk Erciş, Gökoğlan Köyü.
2- Çelebiocağı Erciş, Çelebibağı.
3- Gülhandan Erciş.
4- Haydarbey (Haydar Baba) Erciş, Haydarbey Köyü.
5- Halime Hatun Türbesi Gevaş.
6- Hüsrevpaşa Türbesi Van Merkez.
7- Hacı Zübeyt (Hacı Zivi) Gevaş, Kayaboğaz Köyü.
8- Kara Şeyh Van. Mollakasım Köyü.
9- Mecnun Baba Muradiye.
10-Mahmut Baba Erciş.
11- Nanyemez Baba Van, Merkez.
12- Sarı Süleyman Bey Gürpınar, Güzelsu.
13- Seyyit Mehmet Hanifi Erciş.
14- Sultan-i Yekpay Van, Kavuncu Köyü.
15- Şeyh Abdurrahman Baba Van, Merkez.
16- Şeyh Gazai Baba Van, Merkez
17- Şeyh Hamza (Sultan Hacı Hamza) Van, Bardakçı Köyü.
18- Şeyh İsmail Kutbettin Başkale, Güroluk Köyü.
19- Şeyh Mehmet Hanifi Erciş.
20- Şeyh Muhammed-i Tayyar Çatak, Dilmetaş Köyü.
21 – Şeyh Muhammed Türbesi Erciş. 22- Şeyh Macur Baba Erciş.
2- Arap Baba Van, Merkez.
3- Arikelle Muradiye, Çaldıran.
4- Aslı Hatun Gevaş, Artos Dağı.
5- Aliyar Şah Erciş.
6- Almaağaç Muradiye, Sürüyolu (Pirsolar) Köyü.
7- Babo Van, Edremit.
8- Beşikli Baba Van, Erçek.
9- Beyazıt Baba Gürpınar, Zernek Köyü.
10- Başet-i Mehenda Gürpınar, Güzelsu. 11 – Başşahit Gürpınar, Aşağıkaymaz Köyü.
12- Çomaklı Baba Çomaklı Dağı.
13- Dermeryema (Meryem Ana Kilisesi) Gür¬pınar, Kırkgeçit.
14- Eyüp Ensari Timar, Ağartı Köyü.
15- Faki Tayran Gevaş, Bahçesaray.
16- Hıdır-i Sindi Gevaş.
17- Hıdır Baba Timar, Hıdır Köyü.
18- Hanımzade Gürpınar, Zernek Köyü.
19- Hadili Kabul Başkale, Dereiçi Köyü.
20- Hevat Ziyareti Başkale, Oğulveren Köyü.
21- Hilve Ziyareti Gürpınar, Zernek Köyü.
22- Haki Baba Erciş, Haki Köyü.
23- Hejdeh-kav (Onsekiz ayak) Ziyareti Başkale.
24- İkinci Sofu Baba Van, Merkez.
25- İsmail Baba Muradiye, Çaldıran, İsmailbaba Köyü.
26- İhtiyar Hacı Erciş, Zilan Deresi.
27- Koç Baba Van, Merkez.
28- Kılıçlı Baba Van, Merkez.
29- Küme Söğüt (Söğüt Kümesi) Van, Merkez.
30- Kavgalı İki Bacı Ziyareti Erciş, Tekler Köyü.
31- Karatoğan Ziyareti Karatoğan yaylası.
32- Karavul Baba Timar Meydancık Köyü.
33- Kepeneroş Başkale.
34- Kolasinci Başkale, Atik Köyü.
35- Mollakasım Van, Mollakasım Köyü.
36- Muptedi Arabi Erciş.
37- Mir Hasan-ı Veli Gevaş, Bahçesaray.
38- Molla Ömer Gürpınar, Güzelsu.
39- Molla Hıdır Efendi Başkale, Yavuzlar Köyü.
40- Mehmet Tayyar Başkale.
41- Mir Bahaddin Gevaş, Bahçesaray.
42- Molla Mancar Gevaş, Bahçesaray.
43- Musa Çavuş Erciş.
44- Mir Sura Gevaş.
45- Maruf-i Kerhi Erciş, Köycük Köyü.
46- Mam Ömer Gürpınar, Güzelsu.
47- Mükürk (Başet-i Mehanda’nın kardeşi)
Gürpınar, Güzelsu.
48- Nezir ve Beşir Gürpınar, Güzelsu (Başet Dağı).
49- Ömer Halan (Atı ile gömülü) Başkale.
50-Pir Yakup Gevas.
51- Pir Yusuf Gevas, Pullupınar Köyü.
52- Pir-i Lök Başkale, Uğurveren Köyü.
53- Pir Garip Timar, Pirgarip Köyü.
54- Pir Mehmedi Kangıri Gevaş.
55- Pay Baba Erciş, Pay Köyü.
56- Pekyart Ziyareti Gevaş, Bahçesaray.
57- Sofu Baba Van, Merkez.
58-Sultan Hacı Zübeyt (Hacı Zivi) Gevaş.
59-Sanpanis Ziyareti Çatak.
60- Seyyit İsmil Hakan Gürpınar, Güzelsu.
61- Seyyit İsmil Erçek, Lim Dağı.
62-Sultan Selim Gevaş.
63- Seyyit Muhammet Gürpınar, Zernek Köyü.
64-Sultan Mustafa Gürpınar, Güzelsu.
65- Seyyit Abdulcebbar Özalp, Kutalan Köyü.
66- Şeyh Yusuf Van, Merkez.
67-Şemseddin-i Tebrizi Gevaş.
68- Şeyh Hamza Van, Ayazpınar Köyü.
69-Şeyh Molla Aburrahman Kutub Gevaş, Dokuzağaç Köyü.
70-Şeyh Mahmut Salih Arvasi Gevaş, Dokuz¬ağaç Köyü.
71-Şeyh Abdulmecit Çatak.
72-Şahsi Hani (Şeyh Mustafa) Çatak.
73- Şeyh Bekir Çatak, Sürük Köyü.
74-Şeyh Ayine Şeyhayine Köyü.
75- Şeyh Mille Van, Merkez.
76-Şeyh Mahmut Erdevir Van, Timar.
77-Şeyh Miraz Erçek, Mezruk Dağı.
78-Şeyh Hamza Erciş, Gökoğlan Köyü.
79-Şeyh Süleyman Erciş, Gökoğlan Köyü. 80-Şeyh Yusuf Havari Çatak.
81-Şeyh Evlaniyan Gürpınar.
82- Şeyh Cura Gevaş.
83- Şeyh İlyas Gevaş.
84- Şeyh İbrahim Paşa Gevaş.
85- Şeyh Mustafa Gürpınar.
86- Şeyh Sucu Çaldıran, Şeyhsucu Köyü.
87- Şeyh Abdurrahman Güzelsu, Günbaşı Köyü.
88- Şeyh Fehim Arvasi Gevaş, Bahçesaray, Arvas Köyü.
89- Şeyh Beşir Van, Erçek.
90 – Takuri Hüseyin Bey’in Oğlu-Özalp
2- Cin Magarasi Gürpınar, Topsakal Köyü.
3- Demirev Ziyareti Van, Merkez.
4- Gelin Taşı Gürpınar, Degirmendüzü Köyü.
5- Karacehennem Kuyusu Van, Merkez.
6- Sıtma Köpriisü Van, Merkez.
7- Süt Ziyareti Çatak, Kayaboğaz Köyü.
8- Süt Ziyareti Gürpınar.
9- Süt Ziyareti Derebey Köyü.
10-Sultan Zübeyde Erciş, Yılanlı Köyü.
11- Şeyh Uçtu (Şeyh Rüştü) Van, Özkaynak Köyü.
1- Ardıç Ağacı Van, Mollakasım Köyü.
2- Bacı-Kardeş Ziyareti Erciş, Ziyaret Köyü.
3- Bayram Dede Van, Özkaymak Köyü.
4- Siğil Ziyareti Van, Erçek.
5- Sultan Zübeyde Erciş, Yılanlı Köyü.
6- Şeyh Uçtu (Şeyh Rüştü) Van, Özkaymak Köyü.
7- Şeyh Seyyid Van, Eblenganis Köyü.
8- Seyidi Çınar Van, Elmalı Köyü.
2- Gelin Alayı Erciş, Ernis Köyü.
3- Gelin-Güvey Kayaları Van, Canik, Derebey Köyü.
4- Koç Heykelleri Erciş, Çelebibağı.
5- Koç Baba Van Bayrak Köyü.
6- Koç Baba Van, Özkaynak Köyü.
7- Şeyh Memduh Kilisesi Muradiye.
8- Taçkapı Van, Toprakkale.
9- Yılan Taşları Erciş, Karataşlar.
10- Yazılı Taşlar Erciş, Karataşlar.
2- Pir Yusuf Gevaş, İkizlek Köyü.
5- Süt Ziyaret Çatak, Kayaboğaz Köyü.
4- Sarılık Çeşmesi Gürpınar.
5- Yılanlı Pınar Erciş, Sorgun Köyü.