YALOVA HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Yalova, Marmara Denizi'nin doğu kıyısında bulunan bir şehirdir. Nüfusu 127 bin civarlarında olan şehir, adını 'yalı' ve 'ova' kelimelerinin birleşiminden almıştır. Ayrıca Türkiye'nin en küçük yüzölçümüne sahip ili olan Yalova, modern yaşantısıyla da dikkat çekiyor. 1999 yılında gerçekleşen Marmara Depremi'nden sonra büyük hasar gören kent, sonraki yıllarda yaralarını sararak önemli bir turizm merkezi haline gelmiştir.
Yalova’ya gitmek isteyen turistlerin karayolu, denizyolu veya havayolunu kullanmaları gerekmektedir. Büyük şehirlerle komşu olan Yalova’ya ülkenin her yerinden kolayca ulaşılabilir.
Karayolu ile ulaşım:
Yalova’ya karayolu ile gelmek isteyen ziyaretçiler özel araçlarıyla veya otobüsle gelebilirler. Konumu itibariyle gelişmiş karayolu kavşaklarına yakın olan Yalova’ya özel aracınızla gerekli güzergahları takip ederek kısa sürede ulaşabilirsiniz. Otobüsle gelmek isteyen ziyaretçiler için birçok kentten Yalova’ya direkt sefer düzenlenmektedir. Yalova Otogarı şehir merkezine çok yakındır ve otogardan şehir merkezine minibüslerle ulaşabilirsiniz.
Denizyolu ile ulaşım:
Yalova merkezine denizyolu ile ulaşım sadece İstanbul ve Bursa’dan sağlanmaktadır. İstanbul’un Kartal, Bostancı ve Pendik ilçelerinden kalkan deniz otobüsleriyle Yalova’ya ulaşabilirsiniz. Kadıköy’den kalkan deniz otobüsleri ise Yalova’nın Armutlu ilçesine gitmektedir. Ayrıca Bursa’nın Mudanya ve Güzelyalı ilçelerinden de Armutlu’ya deniz otobüsleriyle ulaşabilirsiniz.
Havayolu ile ulaşım:
Yalova’da havalimanı bulunmamaktadır. Ancak çevre illerin havalimanları kullanılarak kısa sürede kente ulaşabilirsiniz. İstanbul ve Kocaeli’ndeki havalimanlarında indikten sonra karayolu veya denizyolu ile Yalova’ya ulaşabilirsiniz.
Kaplıcalar: Yalova ünü ülke sınırlarını aşan kaplıcaları ile meşhurdur. Sizde yılın yorgunluğunu atmak, şifa bulmak ve dinlenmek istiyorsanız tüm sene boyunca hizmet veren Yalova Kaplıcaları emrinize amade. Armutlu Kaplıcaları ve Yalova Termal Otellerindekonaklayabilirsiniz.
Doğal Güzellikler: Tabiat Ana’nın özenerek yarattığı doğal güzellikleri ile de dikkat çekiyor Yalova ve çevresi. Yemyeşil ormanları, masmavi denizi, şelaleleri, yaylaları ve zeytin bahçeleri ile özellikle bahar aylarında ünlü bir ressamın tablosundan fırlayıp gelmiş gibi büyülüyor insanı. Erikli Şelalesi, Sudüşen Şelalesi ve Delmece Yaylası Yalova’da görülmesi gereken güzelliklerin başında geliyor.
Tarihi Eserler: Tarihi eserler bakımından çok zengin olmayan Yalova’da; Kara Kilise, Açık Hava Müzesi ve Yürüyen Köşk’ü görmenizi öneririz.
Plajlar: Birçok tatilci Yalova’nın şirin mi şirin ilçesi Çınarcık’taki birbirinden renkli plajları tercih ediyor. Marmara’nın Bodrum’u olarak da bilinen ve özellikle sıcaktan bunaltan yaz aylarında yoğun talep gören Çınarcık Plajları imdadınıza yetişecek.
Yalova Gezilecek Yerler – Tarihi Yerler
Üvezpınar
Yalova’nın kaplıcalarıyla ünlü Termal ilçesinin 11 km yukarısında yer alan Üvezpınar, yemyeşil bitki örtüsüyle görenleri kendine hayran bırakıyor.
Samanlı Dağları’nın eteğinde, muhteşem bir panoramik manzaraya sahip olan Üvezpınar, doğal güzellikleri ile huzuru arayanların yegane adreslerinden biri.
Üvezpınar’ın görülmeye değer güzelliklerinden biri ise hiç şüphesiz 6 km uzaklıkta bulunan Sudüşen Şelalesi. Yeşilin onlarca tonunu bir arada bulabileceğiniz Sudüşen Şelalesi’nde piknik yapabilir veya yüzme keyfi yaşayabilirsiniz.
Eğer yolunuz Yalova’ya düşerse, Üvezpınar’ı gezi listenize eklemeyi lütfen ihmal etmeyin. Şimdiden iyi tatiller dileriz.
Karaca Arboretumu
Yalova’da yer alan ve birçok bitki çeşidine ev sahipliği yapan Karaca Arboretumu, özellikle bitki bilimciler tarafından ilgi görse de şehre gelen turistlerin de dikkatini üzerine çekmeyi başaran noktaların başında geliyor.
Karaca Arboretumu, Yalova-Termal yolu üzerinde yer alan Samanlı Köyü içerisinde bulunuyor. İl merkezine yaklaşık 5-6 kilometre uzaklıkta… Toplam 135.000 metrekarelik bir alanı kapsayan arboretum iris bahçeleri, bitki bahçeleri, bonsai bitki koleksiyonları ve gül bahçeleriyle çevrili… Bunların yanı sıra 5 bin odunsu bitki mevcut.
Hayrettin Karaca tarafından kurulan Karaca Arboretumu’nun içerisinde yine Hayrettin Karaca’ya ait bir yazlık köşk bulunuyor.
Yürüyen Köşk
Yalova’da bulunan Yürüyen Köşk, yapıldığı dönemde yaşanan hikayesiyle ünlüdür. Yürüyen Köşk, Atatürk’ün isteği üzerine yapılmaya başlanmıştır.
Yapıldığı sırada köşkün bulunduğu yeri ziyaret eden Atatürk, o sırada çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan görür. Bahçıvanı yanına çağırarak bunu neden yaptığı sorar. Ağacın dalları köşkün duvarlarına dayandığı için kesilmesi gerektiği cevabını alınca şaşıran Atatürk, ağacın kesilmesini değil köşkün kaydırılması gerektiğini söyler.
Bunun üzerine Atatürk’ün isteği İstanbul Belediyesi’ne intikal eder. Sonrasında mühendis olan Ali Galip Alnar teknik elemanlarıyla Yalova’daki köşke gidip çalışmalara başlar. 1930 yılında çalışmalara başlanmış, köşkün çevresindeki toprak titizlikle kazılıp temeline kadar inilir. İstanbul’dan gelen tren rayları yine büyük bir titizlikle yerleştirilir. Sonrasında köşk 4.80 metre kadar kaydırılır. İşte Yürüyen Köşk’ün hikayesi böyle…
Atatürk’ün yaptırdığı ev, günümüzde Yalova Atatürk Köşkü olarak bilinse de, tarihinde yaşadığı olaydan dolayı Yürüyen Köşk olarak ünlenmiştir.
Kara Kilise
İlk yapıldığında Roma’ya ait bir su yapısı olan, Bizans döneminde ise kiliseye çevrilen Kara Kilise, Yalova’nın Çiftlikköy ilçesinde bulunmaktadır.
Sahil Mahallesi’nde yer alan yapı, il merkezine 3 kilometrelik bir mesafededir. Diğer kiliselerden farklı yönlere doğru uzanır. Yönü kuzey-güney eksenindedir.
Bölgede, antik liman ve su kemeri parçaları da görülebilmektedir.
Delmece Yaylası
Yalova’nın Çınarcık ilçesinde bulunan Delmece Yaylası, kestane ve ıhlamur ağaçlarının kokusu eşliğinde birçok turiste ev sahipliği yapar.
Turizm açısından önemli bir tatil bölgesidir Delmece Yaylası. Çevresinde; Erikli Şelalesi, Yalova Kent Ormanı ve Büyük Dipsiz Göl vardır. Aynı zamanda yaylanın içerisinde şifalı su olarak bilinen içme su kaynağı da bulunmaktadır. Delmece Yaylası, yaz tatilinizi huzurla geçireceğiniz yerlerden biridir. İstanbul’a yakın olması sebebiyle hafta sonunuzu da burada geçirebilirsiniz. Serin sular ve bol yeşillik arasında doğal bisiklet parkurlarında bisiklet kullanarak çevreyi keşfe çıkmak size huzur veren noktalardan biri olacak. Yalova’da bulunan Sudüşen Şelalesi’ni ve Armutlu Kaplıcaları’nı da tatilinize dahil edebilirsiniz.
Sudüşen Şelalesi
Yalova’nın değerli parçalarından biri olan Sudüşen Şelalesi, Termal ilçesinin sınırları içinde bulunmaktadır.
Doğal bir güzelliğin tam ortasında sadece yanınızda bulunan önemli insanlarla eğlenceli vakitler geçirmek için fazlasıyla çekicidir. Konuklarına sunduğu piknik alanlarında yeşil doğanın içerisinde, şelalenin tatlı mırıltısı eşliğinde bir şeyler atıştırırken aynı zamanda ruhunuzun dinlendiğini fark edeceksiniz.
Günübirlik bir gezi düzenleyip kendinize bir gün olsun izin vermek size oldukça iyi gelecek. Telefonunuzu da kapatmakta fayda var; çünkü siz harika bir doğada vakit geçirip bol fotoğraf çekerken bu keyifli zamanlarınızı kimse bölmesin. Bu arada Delmece Yaylası ve Armutlu Kaplıcaları’da Yalova’da görülmeye ve yaşanmaya değer yerlerden biridir.
Armutlu Kaplıcaları
Sıcak su kaynakları bakımından zengin olan Yalova’nınTermal ilçesinde bulunan Armutlu Kaplıcaları, 6. Yüzyıldan beri yararlanılmaya devam etmektedir.
Antik çağlardan günümüze kadar gelen bu kaplıcalar, Therma, Pythia v Pythion isimleri ile anılmıştır. Aynı zamanda fantastik bir dünyanın kapılarını açan Armutlu Kaplıcaları’nda mitolojiye göre Yeraltı Tanrısı Hades bu bölgede yaşamaktadır.
Doğal güzelliğiyle, sunduğu hizmetle görülesi bir yerdir ve bunun yanı sıra dinlendirici sularında keyfiniz oldukça yerine gelir. Sağlık açısından önemli kabul edilen kaplıca; safra kesesi, cilt, bağırsak, romatizma, karaciğer, kalp, damar, kadın hastalıkla ve psikolojik rahatsızlıklara iyi geldiği bilinmektedir. Termal ilçesinin Gökçedereve Üvezpınar köyleri arasında bulunan Armutlu Kaplıcaları rahat bir tatilin kapısını açıyor.
Erikli Şelalesi
Marmara bölgesinin en bilindik şelalesi olan Erikli Şelalesi, aynı adı taşıdığı Erikli Yaylası’nın ilerisinde yer alıyor. Bu adaya Çifte Şelaleler denmesinin sebebi iki tane şelalenin bulunmasından kaynaklanıyor.
Geziniz sırasında ilk olarak aşağı şelaleyi göreceksiniz. Aşağıdan görmek pek mümkün değildir; çünkü aşağıya inmek için dik bir yamacı aşmanız gerekiyor. Yukarından da oldukça görkemli görünür. Daha aşağı inmeden doyuracaktır görüntüsüyle sizi.
Gezinize devam ederken, 10-15 metre ilerde üst şelaleyi görmeniz mümkün olacak. Bu şelale büyüleyici etkisiyle sizi adeta saracaktır. Hızla akan suların yukarıdan doğru sert bir şekilde düşüşü, inanılmaz bir manzaraya dönüşüyor tam da burada. Duyduğunuz tek ses şelaleden gelir ve adeta konuşur sizinle. YalovaKent Ormanı’nın içerisinde olan Erikli Şelalesi’nde kamp yapma olanaklarınız da var. Şehir kalabalığından uzaklaşmak istiyorsanız Erikli Şelalesi sizi beklemeye ve rehberiniz olmaya hazır. Armutlu Kaplıcaları veDelmece Yaylası bölgede keşfedeceğiniz yerler arasında.
Kaynak: http://www.gezilebilecekyerler.com/yalovada-gezilecek-yerler/
Milföylü Yalova Kebabı
Hem görsel açıdan güzel hem de lezzet açısında çok sevilen ve meşhur bir yemektir. Yalova ile özdeşleşmiş olan bu yemeği mutlaka yapmalı yada Yalova’ da tatmalısınız. Et yemeği olup ana yemek olarak servis edilir.
Yalova Köftesi
Yalova köftesi yine Yalova’ ya özgü bir lezzet olup, Yalova’ da sıkça yapılır. Kıymadan yapılan köftelerin ortasına krema konarak yapılır çok lezzetli ve değişik bir yemektir. Denemenizi tavsiye ederiz.
Termal Sarma
Ana malzemesi biftek olan termal sarma Yalova ile özdeşleşmiş çok meşhur bir lezzettir. Adından da anlaşılacağı gibi sebzelerin bifteğe sarılmasıyla yapılan bir yemektir. Özellikle Yalova’ nın Termal ilçesinde termal sarma yemeğini yemelisiniz.
Pavli
Haşlanmış lahana yaprağından yapılan yemek Yalova’ nın en meşhur yemeklerinden biridir. Yalova’ ya gidince pavliyi denemenizi tavsiye ederiz.
Papara
Başka yörelerde de karşımıza çıkan papara Yalova yöresinde de sıkça yapılmaktadır. Mısır unundan yapılan bir çeşit çorbadır.
Yaprak Pidesi
Mısır unu, nane ve soğanla hazırlanan harcın tavada pişirilmesiyle yapılan yemektir. Yalova’ nın en meşhur yemeklerinden bir tanesidir. Değişik lezzetlere açık olanların mutlaka denemesi gereken lezzetlerdendir.
Kaynak: https://www.neoldu.com/yalova-nin-meshur-lezzetleri-7412h.htm
Yörede yerleşimin Neolitik Çağ’da (M.Ö. 8.000-5.500) başladığı tahmin edilmektedir. Yalova’nın kuruluşu ile ilgili kesin bilgiler olmamakla beraber, M.Ö. 7. yüzyılda Trakya’dan Küçük Asya’ya geçerek Marmara Denizi’nin doğusunda bir krallık kuran Bithynialılar (Bitinyalılar) tarafından bir yerleşim yeri olarak kurulduğu tahmin edilmektedir. Bithynialılar Marmara Denizi’nin doğu kıyılarına yerleştiklerinde, Yalova bölgesi de Bithynia Krallığı topraklarına katılmıştır. Bithynia bölgesi ve diğer Anadolu antik bölgelerini gösteren harita Şekil-1’de görülmektedir. Haritadan da görüleceği üzere, şimdiki Yalova, Bursa, Bilecik, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Zonguldak, Bartın, Karabük ve İstanbul’un asya yakası M.Ö. 6. yüzyılda Bithynia Krallığı toprakları arasında görülmektedir.
Şekil-1 Anadolu Antik Bölgeleri
Kaynak: www.arkeolojidunyasi.com
M.Ö. 377-327 yılları arasında, Büyük İskender’in Bithynia’ya atadığı komutanı Kalas’ı mağlub eden Bithynialılar, onları topraklarından atmışlardır. M.Ö. 230-182 yılları arasında hüküm süren 1. Prusias zamanında Kios (Gemlik) ve Myrlia (Mudanya) ve Yalova bölgesi Makedonya Kralı 5. Philip’e armağan olarak verilmiştir. Roma İmparatorluğu’ndan kaçan Kartaca Kralı Hannibal, Bithynia Kralı 1. Prusias’a sığınmıştır. Hannibal, 1. Prusias’a armağan olarak Prusa od Olympum (Bursa) kentini kurmuştur. M.Ö. 74’te Roma İmparatorluğu yönetimine giren Yalova ve yöresi, M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Doğu Roma yani Bizans İmparatorluğu sınırları içinde kalmıştır.
Bugünkü Yalova Kaplıcaları’nın tarih içinde önemli bir yeri bulunmaktadır. M.Ö. 1200 yıllarında bir yer sarsıntısı ile meydana geldiği tahmin edilen Termal İlçesi’ndeki Kurşunlu Hamamı’nın dış duvarlarında kuvvet tanrısı Herakles (Herkül), sağlık tanrısı Asklepios, sıcak su ve sağlık perileri olan Nemfler’in kabartmaları görülmektedir. Termal’in Bizans İmparatorluğu döneminde imparatorların dinlenme ve tedavi yeri olarak büyük üne sahip olduğu bilinmektedir. Bizans İmparatorluğu’ndan sonra Selçuklular’ın yönetimine giren Yalova bölgesi, Haçlı Seferleri sırasında yakılıp yıkılmıştır. Yalova, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Kara Yalovaç, Katip Çelebi’de ise Yalakabad ve Yalıova adlarını almaktadır. O dönemlerde Yalova isminin verildiğini de görmekteyiz. Bu isimler 19. yüzyılda, yörede kırk gün kalıp tetkiklerde bulunan ünlü tarihçi Hammer tarafından da doğrulanmaktadır.
Friglerden Bithynialılara, Selçuklulardan Bizanslılara kadar çeşitli milletlerin yaşamış olduğu Yalova bölgesi, 1326 yılında Osmanlı Devleti Komutanı Gazi Abdurrahman tarafından fethedilmiş ve ebedi Türk yurdu haline gelmiştir. Osmanlı Beyliği’nin Osman Gazi zamanındaki yani 1323 yılındaki topraklarını gösteren harita Şekil-2’de görülmektedir.
Şekil-2 1323 Yılında Osmanlı Beyliği
Kaynak : www.tarihvemedeniyet.org
Şekil-3’deki haritada ise Osmanlı Beyliği’nin 1323-1362 yılları arasındaki toprak kazanımı görülmektedir. Haritadan da görüleceği üzere, Osmanlı Beyliği Orhan Gazi zamanında yani 1323-1362 yılları arasında egemen olduğu toprakları yaklaşık olarak 3 kat arttırmış ve Yalova bölgesi de beylik sınırları içerisine katılmıştır.
Şekil-3 1362 Yılında Osmanlı Beyliği
Kaynak : www.tarihvemedeniyet.org
Eski devlet salnameleri incelendiğinde, Yalova’nın 1530 yıllarında İzmit Vilayeti’ne (Liva) bağlı bir kasaba (Yalak-Abad) olduğu görülmektedir. Yalova, 1867 yılında Bursa Merkez Sancağı’na bağlı bir kaza iken, 1901’de bağımsız İzmit Sancağı’na bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan askeri birliklerince işgal edilen Yalova, verdiği büyük mücadele ile 19 Temmuz 1921 tarihinde düşman işgalinden kurtulmuştur. 2 Haziran 1929’da Atatürk’ün isteği üzerine çıkarılan bir kanun gereğince, ilçe yapılarak İstanbul İli’ne bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşı sonrasında 19 Ağustos 1929 tarihinde ilk defa Yalova’ya gelen Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk, Termal’in yeniden inşaasını sağlamıştır. Atatürk, 22 Ocak 1938 tarihinde açılan Termal Oteli’nin ilk konuğu olmuş ve 9 gün süreyle Yalova’da kalmıştır. 1929 yılında yapılan Millet Çiftliği’nin yapılışı sırasında, ikinci kata gelindiğinde, batıda bulunan ağacın kesileceğini gören Atatürk, yapının temelini biraz doğuya alarak binayı kaydırmış ve ağacın kesilmesini engellemiştir. Bu nedenle köşk, Yürüyen Köşk olarak anılmaktadır. Atatürk’ün, ‘Kurtuluşa öncü’ ve ‘Benim Kentim’ olarak bahsettiği Yalova, adeta yazlık başkent haline gelmiş ve yine Atatürk’ün isteği üzerine 1930 yılında İstanbul’un ilçeleri arasına katılmış, 1995 yılında ise İstanbul İli’nden ayrılarak il yapılmıştır. Bursa’nın Gemlik İlçesi’ne bağlı Armutlu Beldesi ile Kocaeli’nin Karamürsel İlçesi’ne bağlı Altınova Beldesi ilçe yapılmak suretiyle il sınırları içerisine alınmıştır.
- Yalova (il merkezi)
- Altınova.
- Armutlu.
- Çınarcık.
- Çiftlikköy.
- Termal.
Yalova ekonomisinde son yıllarda öne çıkan sektörler; kimyasal ürünler imalâtı, (karbon elyaf) gemi inşa sanayi, sağlık turizmi, (medikal, termal, yaşlı ve engelli turizmi) süs bitkileri üretimi ve kivi üretimi olarak sayılabilir. Seracılık ve süs bitkileri üretimi, tarımsal üretimde sağladığı ekonomik girdi bakımından yüksek paya sahiptir.
İlimizde çevreyle barışık, nitelikli istihdam kapasitesi yüksek ve yerli imalât odaklı katma değer yaratan sanayi yatırımlarına öncelik veren planlı sanayileşme modeli benimsenmektedir. Yatırım çalışmaları devam eden, Kalıp İmalâtı İhtisas OSB, Yalova Kompozit ve Kimya İhtisas OSB, Taşıt Araçları Yan Sanayi İhtisas OSB, Gemi Yan Sanayi İhtisas OSB, İmes Makine İhtisas OSB, Avrasya Giyim İhtisas OSB ile Yalova Çiçekçilik Tarıma Dayalı İhtisas OSB’nin tamamlanmasıyla yaklaşık 1 Milyar $’lık yatırım hayat bulacaktır.