Karabük

KARABÜK HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Karabük, 6 Haziran 1995’te Zonguldak’ın Yenice, Eflani ve Safranbolu ilçeleri ile Çankırı’nın Ovacık ve Eskipazar ilçelerinin birleştirilmesiyle Türkiye’nin 78. ili olmuştur. Merkez ilçesi dâhil olmak üzere 6 ilçesi, 2 beldesi ve 270 köyü bulunmaktadır. 1937 yılına kadar, Safranbolu’ya bağlı Öğlebeli Köyü’nün 13 mahallelik bir köyü olan Karabük, 1935 yılında açılan Ankara Zonguldak demiryolunda bulunuyordu. Demiryolu ile taşıma olanağı olması nedeniyle ve kömür yataklarının bulunması sebebiyle burada bir demir çelik fabrikası kurulmasına karar verildi. Atatürk’ün talimatıyla, İsmet İnönü, 3 Nisan 1937’de Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın temellerini attırdı. Demir çelik fabrikası günümüzde hâlâ Karabük’ün en önemli geçim kaynakları arasındadır. Nüfusun yoğunlaşması ile birlikte 1939 yılında belediye teşkilatı kurulmuştur.

Karabük il sınırlarında çeşitli iklim türlerine rastlanmaktadır. İlin coğrafi özellikleri ve konumu bölgede birçok iklimin yaşanmasına yol açar. Birden fazla medeniyete ev sahipliği yapmış olan Karabük’te yeni şeyler keşfetmek isteyenler için birçok seçenek bulunuyor. Karabük’e gittiğiniz zaman mutlaka kanyonlarını ve tarihi yerlerini gezmelisiniz. Safranbolu ilçesinde yer alan İncekaya Kanyonu ve Tokatlı Kanyonu’nu gezebilirsiniz. Safranbolu mimarisinin özelliklerini taşıyan Mümtazlar Gezi Evi de yine gezebileceğiniz yerler arasındadır.

Karabük’e havayolu ya da karayolu ile ulaşım mümkündür. En yakın havalimanı 240 kilometre uzaklıktaki Ankara Esenboğa Havaalanı’dır. Ankara’dan araç kiralayarak ya da otogara giderek otobüs yoluyla Karabük’e geçilebilir. Otobüsle gitmeyi tercih edenler için ise; İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerden pek çok otobüs firmasında Karabük seferleri yapılmaktadır.

Kanyonlar: Safranbolu ilçesinde yer alan İncekaya Kanyonu, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini gören noktalardan biridir. Kanyondan çevreyi izleyebileceğiniz bir seyir terası mevcut. Seyir terası cam bir yapıya sahip… Kanyonda gezerken göreceğinizİncekaya Su Kemeri de doğanın içinde gizlenmiş bir tarihi yapı… Su kemeri Sultan III. Selim döneminde sadrazamlık görevinde bulunan İzzet Mehmet Paşa tarafından inşa edilmiş. Şehrin büyüsüne kapılacağınız bir diğer kanyon ise Tokatlı Kanyonu… Yine Safranbolu sınırları içerisinde bulunan Tokatlı Kanyonu, doğanın en güzel hallerini gözler önüne serer. Burada da İncekaya Kanyonu’ndaki gibi bir seyir terası bulunuyor. Aynı zamanda mağara kafeler de göreceksiniz Tokatlı Kanyonu’nda.

Tarihi Yapılar: Karabük birçok medeniyetin yerleşim alanı olmasından dolayı günümüze kadar birçok tarihi eseri sağlam kalabilmiş şehirlerimiz arasındadır. Karabük’te ilk olarak 300 yıllık bir geçmişi olan Sipahioğlu Konağı’nı ziyaret edebilirsiniz. Konak üç katlı bir yapıya sahip ve Safranbolu mimarisinin özelliklerini taşıyor. Yine Safranbolu’da yer alan Mümtazlar Gezi Evi bir sonraki durağınız olabilir. Safranbolu mimarisinin izlerini taşıyan ev günümüzde müze olarak hizmet vermekte… Ev 1888 yılında Müderris Ziya Efendi tarafından yaptırılmıştır. Karabük’ün tarihi yapılarından biri de Köprülü Mehmet Paşa Camii’dir. Safranbolu sınırları içerisinde yer alan caminin tarihi 1662 yılına dayanıyor. İsmini ise banisinden almıştır. Ulaşım açısından kolay bir noktada bulunan Köprülü Mehmet Paşa Camii’yi gezi listenize dahil edebilirsiniz.

Yenice Ormanları: 15 yürüyüş rotasıyla 7 bisiklet rotasının yer aldığı Yenice Ormanları, şehrin en güzel alanları arasındadır. Yenice Ormanları’na her mevsim gidebilirsiniz. Yeşillikler arasında bir yolculuk sunan ormanda şelaleler, renk renk çiçekler görebilirsiniz. Sonbaharla birlikte sararmış yapraklar çıkar karşınıza. Karabük gezilecek yerler arasında Yenice Ormanları’nı muhakkak dahil etmelisiniz.

Yörük Köyü: 1997 yılında koruma altına alınan Yörük Köyü, Karabük’e gelenlerin mutlaka uğrayıp gezdiği noktalar arasında. Tarihi evleriyle dikkat çeken köy, Safranbolu ilçesine bağlı olup, ilçe merkezine yaklaşık 20 kilometrelik bir mesafede yer alıyor. Köydeki en eski ev 450 yıllık… Köyün dar sokaklarından geçerken kendinizi büyük bir açık hava müzesinde hissedeceksiniz.

 

Bulak Mağarası: Türkiye’nin en önemli mağara oluşumlarından birine ev sahipliği yapıyor Karabük. Bulak Mağarası, gezginler tarafından özellikle bahar ve yaz aylarında ziyaret ediliyor. Mağara üç kattan oluşuyor ve en alt katında bir dere yer alıyor. Dere her mevsim akışını koruyor üstelik. Her katında değişik oluşumlar göreceğiniz Bulak Mağarası’nda araştırmalar yapılmış ve insan sağlığına zarar veren hiçbir madde bulunamamış. Karabük gezi listenize mağarayı kesinlikle dahil etmelisiniz.

Hadrianapolis Antik Kenti: Roma dönemiyle tarihlendirilen Hadrianapolis Antik Kenti, Eskipazar ilçesinde yer alıyor. Zengin bir tarihi kalıntıya sahip olan antik kent, ilçe merkezine yaklaşık 3 kilometrelik bir mesafede yer alıyor. Kiliseler, kaya mezarları, mahsenler, sarnıçlar ve surlar göreceğiniz bu yolculuk, Karabük’te sizi en çok etkileyen gezilerden biri olacak.

Karabük Gezilecek Yerler – Tarihi Yerler

İncekaya Kanyonu

İncekaya Kanyonu
İncekaya Kanyonu

Karabük-Safranbolu’nun ilgi çeken kanyonlarından biridir İncekaya Kanyonu.

Yerli turistler kadar yabancı turistlerin de yoğun ilgi gösterdiği bölge, doğasının yanı sıra sahip olduğuİncekaya Su Kemeri’yle de dikkat çekmekte. Son zamanlarda turizmin daha fazla hareketlenmesi için kanyona bir seyir terası yapıldı. Camdan yapılan terastan İncekaya Kanyonu’nun tüm güzelliğine anında şahit olabilirsiniz. Kanyon, dik ve derin yamaçlardan oluşuyor.

 

Safranbolu’nun bu bölgesini gezi listenizde dahil edip, keyifli ve huzurlu saatler geçirebilirsiniz.

 

Çitdere Tabiat Koruma Alanı

Çitdere Tabiat Koruma Alanı
Çitdere Tabiat Koruma Alanı

Türkiye’nin zengin doğasının bir parçası olan Çitdere Tabiat Koruma Alanı, 721,5 hektarlık büyük bir alanı kapsamakta.

Karabük’ün Yenice ilçesi sınırları içerisinde bulunan alanda çeşitli ağaç türlerine ev sahipliği yapmakta… Çam, sedir, ıstranca meşesi (dünyada ender rastlanan bir ağaç türü), gürgen, karaağaç, kayın, karaçam ve birçok ağaç türünün bulunduğu Çitdere Tabiat Koruma Alanı’nda hayvan çeşitliliği de fazladır. Bölgede geyik, karaca, kurt, sansar, vaşak, ayı, yavşan, yaban kedisi türleri görülmekte…

Çitdere Tabiat Koruma Alanı’nda yürüyüş ve gezi organizasyonları yapılmakta olup, bölge turistlerin yanı sıra araştırmacıların da yoğun ilgisini görmektedir.

 

Sipahioğlu Konağı

Sipahioğlu Konağı
Sipahioğlu Konağı

Safranbolu’nun Yörük Köyü’nde bulunan Sipahioğlu Konağı, 300 yıllık bir geçmişe sahiptir. Konakta 8 nesildir aynı aile yaşıyor. Fakat ikinci ve üçüncü katları müzeye çevrilmiş.

Safranbolu mimarisine sahip olan evin en üst katında konağın ağası otururmuş. İkinci kattaki misafir odasının bir kısmı ahşap duvarlı gibi görünüyor. Ahşabı çektiğinizde misafir banyosu ortaya çıkıyor. Konağın her bir penceresi birbirini görmeyecek şekilde inşa edilmiş.

 

Ağaç oymacılığının en güzel örneklerini de konakta görebilirsiniz. taş duvarlara sahip olan konağın içi, bu özelliğiyle yaz mevsiminde serin oluyor.

Haremlik ve selamlık bölümleriyle ikiye ayrılmış olan Sipahioğlu Konağı’nı gezmeyi ihmal etmemelisiniz.

 

Mümtazlar Gezi Evi

Mümtazlar Gezi Evi
Mümtazlar Gezi Evi

Safranbolu’nun geleneksel mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Mümtazlar Gezi Evi, 1888 yılında Müftü ve Müderris olan Ziya Efendi tarafından inşa ettirilmiştir.

Osmanlı Türk mimarisinin özelliklerini taşıyan Mümtazlar Gezi Evi üç katlı olup haremlik ve selamlık bölümleri birbirinden ayrılmıştır. Evin üç girişi bulunmaktadır. Günümüzde müze olarak ziyaretlere açıktır.

 

Köprülü Mehmet Paşa Camii

Köprülü Mehmet Paşa Camii
Köprülü Mehmet Paşa Camii

Karabük-Safranbolu’da bulunan Köprülü Mehmet Paşa Camii, hem sahip olduğu tarihiyle hem de dış mimarisi ve iç dekorasyonuyla mistik bir çekim gücüne sahiptir.

Cami, 1662 yılında Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın isteği üzerine inşa edilmiştir. Camiye ulaşmak oldukça kolaydır. Çeşme Mahallesi’ndeki Safranbolu Çarşısı’nın içerisinde yer alır. 17. yüzyıl mimarisinin önemli örneklerinden biri olan cami, günümüze kadar iki kez restorasyon döneminden geçmiştir.

Safranbolu’nun tarihi evlerinin arasında gezerken, rotanıza Köprülü Mehmet Paşa Camii’ni de dahil edebilirsiniz.

Tokatlı Kanyonu

Tokatlı Kanyonu
Tokatlı Kanyonu

Safranbolu’nun tarihi eserlerin arasında huzur bulabileceğiniz ve doğanın tadını çıkarabileceğiniz noktalardan biridir Tokatlı Kanyonu.

3 kanyonun birleşmesiyle oluşan bölge, son zamanlarda yapılan çalışmalarla turizme kazandırılıyor. Kanyonda bir cam terası yapılmıştır. Bölgeye gelenlerin kanyon manzarasını kolaylıkla seyredebileceği teras, 80 metre yüksekliğindedir. Bunun yanı sıra; mağara kafeler ve şelale yapımına da başlanmıştır.

 

Unesco Dünya Miras Listesi’nde yer alan Safranbolu, turizm açısından önemli bir yeri olduğu için bölgeye gelen turistlerin rahatlıkla ziyaret edip doğal güzelliklerin tadını çıkaracağı Tokatlı Kanyonu, cezbeden manzarasıyla sizleri bekliyor.

 

Yörük Köyü

Yörük Köyü
Yörük Köyü

Karabük-Safranbolu’da bulunan Yörük Köyü, eski evleriyle ve görülmeye değer tarihi yapılarıyla son zamanların en çok ziyaret edilen gezi noktalarından biridir.

Safranbolu’nun minyatürü gibi olan Yörük Köyü’nde en eski konak 450 yıllıktır ve konak “Onbaşıgil Evi” olarak adlandırılmaktadır. Köy, 1997 yılında koruma altına alınmış olup, Sit alanı olarak ilan edilmiştir. Yörük Köyü, Safranbolu ilçesine 20 kilometrelik bir mesafede yer alır.

Köye girdiğiniz an koca bir açık hava müzesi sizleri bekliyor olacak. Evlerin duvarlarına gizlenmiş koca bir tarihe yolculuk yapmak sizleri fazlasıyla etkileyecek. Son zamanlarda sıkça ziyaret edilmektedir Yörük Köyü. Özellikle ilkbahar ve sonbahar mevsiminde yoğun bir ziyaretçi potansiyeline sahiptir.

Tescillenen 93 evin tarihi dokularını fotoğraflayıp ölümsüzleştirmek gezinizin en güzel anlarını oluşturacak. Safranbolu’ya çok yakın bir bölgede yer alan Yörük Köyü’nün ardından; Bulak Mağarası’nı, İncekaya Su Kemeri’ni ve Katır Yolu’nu gezebilirsiniz.

 

Katır Yolu

Katır Yolu
Katır Yolu

Dünya Miras Listesi’ne adını yazdıran Safranbolu, Karabük ilçesinin en gelişmiş ve aynı zamanda tarihini gözler önüne seren ilçelerinden biridir. Safranbolu gezinizde keşfedeceğiniz çok nokta olacak. İncekaya Su Kemeri,Bulak Mağarası, Safranbolu Hıdırlık Tepesi, tarihi evleri…

Bir de trekking yapanlar için tarihi Katır Yolu ile bilinir Safranbolu. Safranbolu-Eflani arasındaki Katır Yolu toplamda 33 kilometredir. Özellikle sonbaharda tercih edebileceğiniz bu tarihi yol üzerindeki çeşmeler, taş kemer köprüler ve kanyonlar yolun tarihini gözler önüne serecek. Her adımınızda farklı bir doğal güzellik ve tarihi değer göreceğiniz Katır Yolu’nda her şeyi doya doya yaşayacaksınız.

Yolun en etkileyici geçiş noktası, Kirpe Kanyonu üzerindeki Malagöz Köprüsü’dür. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Safranbolu tatilinizde tüm olumsuz enerjinizi Katır Yolu’nun üzerine bırakarak atabilir ve her adımınızda kolaylıkla yenilenebilirsiniz.

 

İncekaya Su Kemeri

İncekaya Su Kemeri
İncekaya Su Kemeri

Karabük’ün güzelliklerinin küçük bir parçasını oluşturan İncekaya Su Kemeri, Sultan lll. Selim’in Sadrazamı İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Su yönünden oldukça zengin olan Safranbolu, mimarisinde de, evlerin içerisine ve avlu kısmına yapılan havuzlar ve sebillerle de bu durumu yansıtmışlardır.

116 metre uzunluğunda olan İncekaya Su Kemeri, 6 yuvarlak kemerden oluşmuş görkemli bir yapıya sahiptir. Yapımında yontma ve moloz taşı kullanılan bu önemli yapıt görülmeye ve gezilmeye değer yerler arasında yer almaktadır. Safranbolu’ya gezi planı düzenlemeyi planlıyorsanız İncekaya Su Kemeri’ni muhakkak gezi rotanıza ekleyin. Tabi ki bu gezinizin ardından ünlü Bulak Mağarası’nı da ziyaret etmeyi unutmayın.

 

Bulak Mağarası

Bulak Mağarası
Bulak Mağarası

Karabük ilinin Safranbolu ilçesinde bulunan Bulak Mağarası Türkiye’nin en önemli mağaralarından biridir.

65-200 milyon yıl öncesine dayanan tarihe sahip olmakla birlikte üç kattan oluşmaktadır. En alt katında her mevsim akış halinde olan bir dere bulunmaktadır ve burada çıkan sular Safranbolu’da içme suyu olarak tüketilmektedir. Orta katı ise 1200 metre uzunluğunda olmakla birlikte değişik renklerle oluşmuş damlataş, sarkıt, dikit ve sütunlar göz doldurmaktadır. En görkemli katı orta kattır. Suyun açığa çıktığı kaynak giriş son katta bulunur.

En çok araştırma yapılan ve turizm açısından fazlasıyla gelişmiş olan Bulak Mağarası insan sağlığına zararlı hiçbir madde bulunmamıştır. Kesinlikle görülesi bir yer olan mağara, her yıl ziyaretçi akınına uğramaktadır. Siz de farklı bir yolculuk yapmak isterseniz Bulak Mağarası ilginç görüntüsüyle size eşlik edecektir. Yıllardan beri oluşturduğu doğal güzellikleriyle hayranlığınızı kazanacak.

 

Hadrianapolis Antik Kenti

Hadrianapolis Antik Kenti
Hadrianapolis Antik Kenti

Karabük ilinin Eskipazar ilçesinde bulunan Hadrianapolis Antik Kenti, yapılan araştırmalara göre Roma dönemi 4. yüzyılda kurulmuş bir yaşam alanıdır.

İlçe merkezine sadece 3 kilometre uzaklıkta olan antik kent, zengin kalıntıları günümüze taşımış önemli bir kenttir. Başka hiçbir antik kentte rastlanmayan özelliklerinin dışında, henüz gün ışığına çıkmamış daha çok kalıntı olduğu bilinmektedir.

Sütun başlıkları, surlar, kiliseler, kaya mezarları, gözyaşı şişeleri, mahsenler, ve su sarnıçları bulunan Hadrianapolis Antik Kenti’nde tarih kitaplarında geçen para basımı için bir darphane kurulmuştur; fakat yeri bulunamamaktadır. İlgi çekici mozaikleriyle, sütunlarıyla ve freskleriyle hala göz doldurmaya devam eden Hadrianapolis Antik Kenti, tarihi gezi alanı için inanılmaz güzellikte bir bölgedir. Pek bilinmeyen bu antik kenti keşfedenlerden biri de siz olun.

 

Eskipazar

Eskipazar
Eskipazar

Karabük il sınırları içerisinde olan Eskipazar, antik çağlarda birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir yerleşim alanıdır. Karadeniz ikliminin eşsiz güzelliklerini hala korumaya devam eden Eskipazar, köklü geçmişiyle hala yaşam alanı olarak kullanılmaya devam etmektedir.

Birçok alternatif sunan ilçe; doğa yürüyüşleri sunan parkurlarıyla ve kampçılık alanlarıyla spor aktiviteleri yapabileceğiniz bakir kalmış yerlerden biridir. Ayrıca Eskipazar, UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne girerek koruma altına alınmıştır. Kazı çalışmaları sonucunda birçok kalıntıya rastlanmıştır ve buradaHadrianapolis Antik Kenti ortaya çıkmıştır. Özellikle Bizans döneminin etkileri olan antik kentin kilisesinin tabanında olan ve Anadolu’da sadece burada görülen cennetin dört kutsal nehrinin figürleri vardır; bu özelliği ile önemini daha da attırmıştır.

Aynı zamanda bu bölge Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşının bulunduğu Anıtkabir, Eskipazar’da bulunan sarı traverten mermer ocağından giden mermerler ile yapılmıştır. Kültür ve tarih gezisi için seçilebilecek en özel yerlerden olan Eskipazar, Yenice Ormanları’nı da sınırında bulundurmaktadır. Pek bilinmeyen bu bölge aslında birçok tarihi kalıntıyı ve kültürel yapısını içinde saklamıştır. Eskipazar’ın gizemlerle dolu çevresini ve barındırdığı doğal güzellikleri yakından gördüğünüzde fazlasıyla heyecanlanacaksınız. Sizi şaşırtan birçok detayını keşfedenlerden biri siz olun ve bu gizemli yolculuğunuza ilk adımı atmak için hemen harekete geçin. Kesinlikle pişman olmayacaksınız.

 

Yenice Ormanları

Yenice Ormanları
Yenice Ormanları

Türkiye’nin güzelliklerinden olan Yenice Ormanları,Karabük il sınırları içerisindedir. Her mevsim gidilebilecek bir yer olan Yenice Ormanları için belediye tarafından çalışmalar yapılmıştır. 5 kamplı, 15 yürüyüş ve 7 bisiklet rotası mevcuttur.

İçinde hayvan ve bitki türleri oldukça fazladır. Yürüyüşünüz sırasında ceylanların ve geyiklerin ayak izleriyle karşılaşabilirsiniz.

Özellikle sonbahar mevsiminde orman renk renk bir örtü çeker üzerine. Siz ormanın en tepesine çıkarak bu muhteşem manzaraya şahit olabilirsiniz. İçindeki şelalelerle ve güllerle daha bir zengin görünür. Orman büyüktür ama bu sizi korkutmasın. Ormanın içinde kaybolmanızı önleyecek yön levhaları bulunmaktadır. Kesinlikle görülmeye değer yerlerden olan Yenice Ormanları’nı gezi planınıza ekleyerek yeşillikler içinde keyifli zaman geçirebilirsiniz.

 

Safranbolu Bulak Mencilis Mağarası

Safranbolu Bulak Mencilis Mağarası
Safranbolu Bulak Mencilis Mağarası

Safranbolu’ya 8 Km. mesafedeki Bulak köyü sınırları içerisinde yer alan Bulak Mencilis Mağarası, 6042 m. uzunluğundadır. Şu an ziyaretçiler 400 m’.lik kısmını ziyaret edebilmektedir.

Mağara içerisindeki sarkıt, dikit, sütun ve duvarları ile görülmeye değer zenginliktedir.

Safranbolu gezinizde önce tarihi konaklar arasından, ardından yemyeşil bir yolu geçerek varacağınız bu doğa harikası güzelliği görmenizi öneririm.

 

Safranbolu Kent Tarihi Müzesi

Safranbolu Kent Tarihi Müzesi
Safranbolu Kent Tarihi Müzesi

2006 yılında hizmete açılan müze, Safranbolu’ya ait her türlü tarihi bilgi, belge ve eşyayı bünyesinde barındıran tarihi bir konakta hizmet veren bir müzedir.

 

Safranbolu Yemeniciler Çarşısı Arastası

Safranbolu Yemeniciler Çarşısı Arastası
Safranbolu Yemeniciler Çarşısı Arastası

Yemeniciler Çarşısı Arastası, Safranbolu’da görmeniz gereken tarihi bir yerdir. Eskiden günümüzdeki alışveriş merkezlerinin işlevini gören bu çarşılar, Safranbolu gibi turistik yerlerde ilgi çekici olması nedeniyle restore edilip ayakta tutulmaya çalışılmaktadır.

Safranbolu’ya özgü hediyelik eşyaların satılıdığı küçük dükkanlar, lokantalar, kahvehaneler ve unutulmaya yüz tutmuş bir kaç el ustalığının icraa edildiği işyerlerinin yer aldığı çarşı, yaz-kış akşam saatlerine kadar yerli yabancı turistlerin keyifle gezdiği bir yerdir.

Safranbolu gezinize başladıysanız, özellikle Safranbolu hatırası olarak maket konaklar, ahşap el işçiliği küçük hediyelik eşyalar, Safranbolu lokumu alabileceğiniz, tarihe kısa bir seyahat yapabileceğiniz bu mekanı gezmelisiniz.

Karabük Demir Çelik Sanayi Müzesi

Karabük Demir Çelik Sanayi Müzesi
Karabük Demir Çelik Sanayi Müzesi

1984 yılında ziyarete açılan Karabük Demir Çelik Sanayi Müzesi’nde demir-çelik ile ilgili malzeme ve resimler sergilenmektedir.

Safranbolu Hıdırlık Tepesi

Safranbolu Hıdırlık Tepesi
Safranbolu Hıdırlık Tepesi

Hıdırlık Tepesi, Safranbolu’ya Kastamonu tarafından geliyorsanız, şehrin girişinde sağda yüksekçe bir tepede bulunan yerdir.

Burayı önemli kılan, Safranbolu’nun cezbedici tarihi konakları ve bu konakların bulunduğu arnavut kaldırımlı sokakları önünüzde hiç bir engel olmadan kuş bakışı görebilmenizdir.

Kaynak: http://www.gezilebilecekyerler.com/karabukte-gezilecek-yerler/

Taze fasulyeyi hiç böyle görmediniz: Uzun fasulye

 

Uzun fasulye, Karabük’te, özellikle de Safranbolu’da sık sık yapılan ve tadına doyum olmayan yemeklerden. Taze fasulyeyi her zaman yaptığımız gibi kırmıyoruz onu yaparken, adının “uzun” kısmı da buradan geliyor tahmin edeceğiniz gibi.

Uçları bir güzel temizleniyor, yayvanca tencerelerde bir güzel pişiriliyor. İsteyenler üzerine domates ve soğan da ekleyebiliyor. Alametifarikası ise piştikten sonra üzerine dökülen kızgın tereyağından geliyor. İşte bu efsane, en sevmeyene bile taze fasulyeyi sevdirecek güce bu şekilde ulaşıyor.

 

El emeği göz nuru: Perohi (peruhi)

 

Perohi; peruhi ya da piruhi olarak da anılan el emeği göz nuru lezzetlerden. Bazı yerlerde yoğurtlu mantı olarak da bilinen bu nefis yemek, hamurunun yapımından tabağa gelene kadar bir miktar uğraştırıyor. Ama uğraştırdığına tamamen değdiğini daha ilk lokmasında gösteriyor.

Nefis hamuru özenle açılıp karelere bölünüyor, içine süzme yoğurt ya da süzme yoğurdun kurutulmasıyla elde edilen keş adlı peynir ve nane karışımı kapatılıp üçgen şeklinde kapatılıyor. Sonra doğru kaynayan suya uğurlanıyor. Piştikten sonra da tereyağı ile buluşuyor ve ayrı bir efsane oluyor. Dileyenler süzme yoğurt yerine farklı yoğurtları ya da peynirleri de kullanıyor yapımında.

 

Ete doyurur: Bütün et yemeği

 

Kemikli kırmızı etle yapılan, özellikle kuzu etiyle ayrı bir nefis olan bütün et yemeği, Karabük mutfağının en güzel örneklerinden.

Tereyağında etlerin tüm yüzleri güzelce kızarıncaya pişiriliyor, ardından etler bir tencereye alınıp bir miktar su, tereyağı ve isteğe göre salça ekleniyor. İçine ekleyeceğiniz baharatları zevkinize göre çeşitlendiriyorsunuz. Piştiğinde, damak çatlatan bir lezzete dönüşüyor.

 
 
 

Çok farklı, çok leziz: Mısır çorbası

 

Çorba deyince aklınıza sadece yemek öncesi iç ısıtmak için içilen misler gibi çorbalar geliyorsa henüz Karabük’te özellikle de Yenice’de sıkça yapılan nefis çorbalardan mısır çorbasıyla tanışmamışsınız demektir.

Öyle bir çorba ki bu mısır çorbası, sadece onu içerek bile tıka basa doyuyor insan. Çünkü içinde bolca mısır, fasulye ya da barbunya kullanılıyor. Hatta dileyenler içine et bile ekleyebiliyor. Başlı başına sofranın yıldızı oluyor, yanında başka bir şey yemeden de doyuluyor.

 

Nasıl da yakışıyor ceviz: Cevizli keşli yayım

 

Yayım aslında ev makarnası ya da erişte olarak bildiğimiz nefis bir lezzeti Karabük’ün. Onu haşladıktan sonra üzerine ve içine katılanlarla adlandırılıyor daha çok. Dileyen kıyma ya da yoğurt gibi lezzetlerle de yiyebiliyor ama en güzeli ve en ünlüsü cevizli ve keşli hali oluyor. Mis oluyor, mis.

 

Karadeniz güzelliği: Karalahana (Karamancar) yemeği

 

Zengin Karadeniz mutfağının vazgeçilmezlerinden olan karalahana başrolde bu yemekte. Mısır yarması, kuru fasulye, pırasa ve kabak da onu yalnız bırakmayan isimlerden.

İçinde bu kadar bol, bu kadar güzel malzeme varken de haliyle yine doyuruculukta üstüne tanımayan yemeklerden oluyor bu enfes lezzet.

 
 
 

Hamur işine aşık eder: Çullu börek

 

Adına festivaller bile düzenleniyor çullu böreğin, öyle bir börek. Nasıl yapılıyor derseniz, önce hamuru bir güzel hazırlanıyor, sonra yufkalar özenle açılıyor ve sacda pişiriliyor. Pişirilen bu yufkalardan 2 tanesi ayrılıyor, kalanı incecik kesiliyor.

Bakır sini ile yapılması usulünden oluyor. Siniye önce kenara ayrılan bütün yufkalardan biri seriliyor. Ardından ince ince kesilen yufkalar yayılıyor ve üzeri tekrar bir bütün yufka ile kapatılıyor. Korda kızartılması da tadına tat katıyor ve elbette son sözü tereyağı söylüyor. Dileyenler peynir ya da başka bir malzeme katarak daha da zenginleştirebiliyor bu böreği.

 

Üçü bir arada: Safranbolu bükmesi

 

Üçü bir arada dedik çünkü bu lezzet hem hamur işi düşkünlerine hem et yemeden doyamayanlara hem de sebzesiz yapamayanlara hitap ediyor.

Misler gibi hazırlanan hamuru, kavrulmuş kıyma,ıspanak ve incecik doğranmış soğanla dolduruluyor. Karabiberi de eksik edilmiyor. Piştikten sonra bir de tereyağı sürülürse üstüne tadından yenmiyor, kokusu bile mest olmaya yetiyor. Kiren şerbeti de denilen kızılcık şerbetiyle pek uyumlu oluyor. Yiyiniz.

 

Çünkü safran: Zerde

Sadece Safranbolu’da değil Karabük’ün her yerinde bulabileceğiniz kaliteli safranların en tatlı hallerinden zerde. Osmanlı saray mutfağından bize miras kaldığını bildiğimiz bu mis gibi tatlı, kaliteli safranla da bir başka oluyor, dolayısıyla en güzeli Karabük’te yenebiliyor.

Sapsarı rengiyle kendini hemen belli eden safran; pirinç ve şekerle buluşuyor. Sultanlara layık tatlı, isteğe göre çeşit çeşit malzemeyle de zenginleştiriliyor. Bir yiyen, bir daha o güzelim tadını unutamıyor.

 
 
 

Tepsiler dolusu yemek istersin: Safranbolu baklavası

 

Baklavanın en sevdiğimiz, en özlediğimiz hali ev baklavası. Safranbolu baklavası da her şeyinin emekle, özenle yapılması nedeniyle nefis bir ev baklavası aslında.

İncecik ama gerçekten incecik açılması gerekiyor yufkalarının. Nişasta, püf noktası bildiğiniz gibi. Yufkalar açılıp biraz kurutulduktan sonra tepsiye diziliyor, üstlerine bolca dövülmüş ceviz ekleniyor. Sonra bir o kadar daha yufka sıralanıyor üstüne. Yaklaşık 40-50 yufka kullanılıyor. Emeği büyük anlayacağınız. Tadı… tadı da daha anlatırken ağız sulandıran türden. 🙂

 

Elbette unutacak değildik: Bağlar Gazoz

 

Karabük’e yolunuz düşerse, özellikle Safranbolu’ya gidecekseniz Safranbolu’nun efsane lezzeti Bağlar Gazoz’dan denemeyi, dönüş yolunda da çantanıza bol bol depo etmeyi unutmayın deriz.

Kaynak: https://yemek.com/karabuk-yemekleri/sayfa/11

Tarih Öncesi Dönemde Karabük ve Çevresi
Karabük ve çevresinde, yörenin yazısız kültür dönemini aydınlatacak çok sayıda höyük ve tümülüs olmasına karşın, bilimsel anlamda herhangi bir arkeolojik kazıya konu olmaması bu konudaki açıklamalarda bir bilgi boşluğu yaratmaktadır. Ancak, Ovacık ve Eskipazar ilçelerinde yapılan arkeolojik yüzey araştırmalarına bakılacak olursa, Karabük ve çevresinin en eski yerleşmesi Eskipazar İlçesindeki “Yazıboy” köyüdür. Burada bulunan bir höyügün, ilk Tunç Devri (M.Ö. 2500) olarak yerleşmeye konu olması, İl sınırları içinde Eskipazar’ın önemini artırmaktadır.
 
İlkçağ’da Karabük ve Çevresi
İlkçağ’da Karabük, Hititlerden başlamak üzere Frig, Helenistik Krallıklar ve Roma döneminde geniş çaplı olarak yerleşmeye konu olmuştur. Karabük’ün, Hititler döneminde yerleşmeye konu olan İlçesi; Eflani’dir. Hitit metinlerinde kentin en eski adının Haluna (Yün) olarak geçtiği bilinmektedir. Ovacık’ın Kışlaköy’ü, Frigler döneminde yerleşmeye konu olmuştur. Burada bulunan Hesem Değirmeni’nin kapısındaki yapıtaşının Frigler dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Helenistik Krallıklar döneminde özellikle Eflani, yerleşmeye konu olmuştur. Helenistik Krallıklardan Bitinler, Roma’nin Batı Karadeniz Bölgesini (Paflagonya) ele geçirmesini önlemek için Eflani’de üs oluşturulmuş ve bölgenin savunmasını buradan gerçekleştirmişlerdir (M.Ö. 70). Eflani’nin tarihte bilinen ikinci adı Bitinya Kralı Nikomedes’in oğlu Phylomenes’ten dolayı, “Phylomenes Yurdu” olarak bilinmektedir.
 

İlkçağın son Devleti olan Roma, M.Ö. 1, yüzyılda Anadolu’ya girince önem verdiği yerlerden birisi de Batı Karadeniz Bölgesi olmuş, bölgenin ormanları ve madenlerini emperyalist bir politika izleyerek kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı bilmiştir. Roma’nın bu amaçlarla Karabük İli sınırları içinde kurduğu en önemli kentler Eskipazar sınırları arasında yer almaktadır. Bunlar, Hadrianapolis ve Kimistene adı ile anılan yerleşme alanlarıdır. Bunun yanısıra Karabük’te Bürnük Köyü, Üçbaş Köyü, Bulak Köyü; Ovacık’ta Pürçükören Köyü, Roma Dönemi kalıntıları ile adeta tarihi tanıklık yapmaktadırlar. 
 
Malazgirt Savaşı Öncesi Türk Yerleşmesi
Türkler, 1071 Malazgirt Savaşı öncesinde de Anadolu’ya değişik amaçları gözeterek gelmişler ve yerleşmişlerdir. Özellikle, Kuzey Türklüğü olarak tarihte bilinen bu Türk kitleleri içinde Oğuzlar olduğu gibi Kipçak, Peçenek gibi diğer Türk kavimleri yer almaktadır. Daha sonra çeşitli nedenlerle Bizans’ın emrine giren bu Türk kavimleri, bu devletin izlediği iskan siyaseti, Anadolu’nun çeşitli kısımlarına yerleştirilmişlerdir.
 
Yer adlarından (Toponimi) yola çıkarak yapılan yorumlamalar sonucunda Eskipazar’da Tamışlar Köyü’ne adını veren Tamış, Bizans’ın emrinde bir Oğuz Beyi olup, saptamalara göre, Malazgirt Savaşı’nda Selçuklu ordusuna karşı savaşırken, giysilerde kullanılan renk ve dil benzerliklerinden dolayı kısa zamanda saf değiştirmiş, Selçukluların tarafına geçmiştir.
 
Malazgirt Savaşi öncesinde yöremizde görünen ve yerleşen ikinci Türk kavimi Kıpçaklar oldu. Kıpçaklar kitleler halinde Safranbolu ile Eflani arasındaki topraklara yerleşmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet, XV. Yüzyılın ikinci yarısında Amasra’yı fethedince, kentte bulunan Cenevizlileri İstanbul’a gönderirken, Eflani’de yaşayan Kıpçakları da Amasra kentine sürmüştür. Bugün Amasra’da özellikle ağaç işlemeciliğinde çok ünlü olan bu insanlar, Kıpçak Türklerinin torunlarıdır. Kıpçak lehçesi ile ilgili araştırma yapacaklar için Eflani-Bartın arası ve Amasra bu açıdan önemli araştırma malzemesi sunmaktadır.
 
Karabük’ün İl Oluşu
Karabük 1937 yılında Safranbolu’ya bağlı Öğlebeli Köyü’nün bir mahallesi iken 1935 yılında açılan Ankara-Zonguldak demiryolu ile önemini arttırmıştır.
 
3 Nisan 1937 yılında Atatürk’ün yönlendirmesi ile İsmet Inönü tarafından Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın temelleri atılır.
 
Nüfus yoğunluğunun artmaya başladığı Karabük’te 25 Haziran 1939’da belediye teşkilatı kurulmuştur. 1941 yılında Safranbolu ilçesine bağlı bucak olan Karabük 3 Mart 1953 tarihinde 6068 sayılı kanunla Zonguldak İline bağlı bir ilçe haline gelmiştir. 
 
Karabük, 6 Haziran 1995 gün ve 22305 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 550 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Çankırı’dan; Ovacık ve Eskipazar ilçeleri ile Zonguldak’tan; Eflani, Safranbolu ve Yenice ilçelerinin birleştirilmesiyle Türkiye’nin 78. ili olmuştur.
Kaynak: http://www.karabuk.bel.tr/icerik.asp?i_id=38
  • Merkez.
  • Eflani.
  • Eskipazar.
  • Ovacık.
  • Safranbolu.
  • Yenice.

İlimizin % 65,5’i orman, % 22,4’ü ise tarım alanıdır. 11.090 hektar sulanabilir alanın 2579,76 hektarında sulu tarım yapılırken, 89.976,91 hektarlık bir alanda ise kuru tarım yapılmaktadır. Tarım alanlarının yaklaşık 57.782,65 hektarı ekilirken 35.237,35 hektar ise nadasa bırakılmaktadır. Tarım potansiyelinin düşük olduğu İlimizde Seracılık özellikle vadı tabanlarında, iklimin izin verdiği ölçüde gelişmeye başlamıştır.

Ormancılık

İlimizin yaklaşık % 65.48’i ormanlık alanla kaplıdır. Buna rağmen orman ürünlerine dayalı imalat sanayi yeterince gelişmemiştir.

Karabük’ün Orman Varlığı
Toplam Orman Alanı 271.403Ha
Koru Ormanı : 237.878.5 Ha
Baltalık Alanı : 33.524,5 Ha
Koru Serveti : 35.555.780m3
Baltalık Serveti : 515.831m3
Ağaçlandırılan Alan : 13.754 Ha
Dikilen Fidan : 2.739.000 Adet
Bakım Çalışması : 1.899 Ha Orman Ürünleri
Tomruk : 106.329 m3
Maden Direği : 4.646 m3
Tel Direği : 553 m3
Sanayi Odunu : 9.601 m3
Kağıtlık Odun : 44.657 m3
Lif Yonga : 11.589 m3
Yakacak Odun : 26.490 m3
Yapacak Odun : 148.153 m3

Sanayi

Sanayi, Demir-Çelik sektörüne paralel olarak gelişmiştir. İl ekonomisinin tüm sektörleri için büyük önem arz eden Demir Çelik Fabrikaları kuruluşundan itibaren yüksek istihdam rakamlarına ulaşmıştır. 1941 yılında 3120; 1977 yılında 14.755 kişinin istihdam edildiği fabrikada şu an 4.111 personel mevcuttur. Karabük’te özel sektörce kurulan orta ve küçük ölçekli 45’in üzerindeki demir çelik tesisinin de istihdam içindeki payı önemli seviyelere ulaşmıştır.

Kardemir 1992’de özelleştirildikten sonra 2 yıl kar ediyor. Ülke ekonomisindeki dalgalanmalar nedeniyle bir süre krize giren Kardemir, bugün bu sıkıntıyı aşmış ve yeni yatırımlara yönelmiştir. Hala Karabük ekonomisinin lokomotifliğini sürdürmektedir.Karabük’ün sosyo-ekonomik yapısını oluşturan faktörlerin içinde en önemlisi demir-çelik işletmeleridir. Karabük’ün geçmişini ve bugününü belirleyen unsur da demir-çelik fabrikalarıdır.

Kentin sosyo-ekonomik gelişiminde önem arzeden hususiyetlerden biri tekstil ve konfeksiyon sektörüdür. Bu alanda diğer Anadolu kentlerine bakıldığında Karabük’te de bu konuda büyük bir atılım olduğu görülmektedir. Üretilen malların tamamı yurt dışına ihraç ediliyor.

Bunun dışında orman envali gelirleri çok yüksek. Çünkü coğrafyanın 60’ı ve köylerimizin tamamı orman içi köy statüsünde. İlçelerimizin ekonomik yapısı daha ziyade ormana bağlıdır. Safranbolu ayrıca kültür ve turizmle de kalkınmaktadır. Ev pansiyonculuğu da ciddi ölçüde gelişmiştir. İlimiz kültür turizminden de payını almaktadır.

Kaynak: http://www.karabukozelidare.gov.tr/ekonomik-yapi