Bursa

BURSA HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Türkiye’nin dördüncü büyük şehri Bursa, hem tarihi yapıları hem doğal güzellikleri hem de pek çok merkezden ulaşım kolaylığı sayesinde ilgi çekici şehirlerden biridir. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti olması, köklü tarihini en kısa şekilde özetlerken, Bursa’da gezilecek yerler hakkında da ipucu vermektedir. Kervansarayları, yüzyıllık camileri, hanları, hamamları, tarihi köyleri ve sokakları ile yerli ve yabancı turiste görülecek çok sayıda yer vadetmektedir. 2016 Dünya Yaşanabilir Şehirler sıralamasında tüm dünyada 28. sıraya yerleşen Bursa, aynı konunun Türkiye sıralamasında 1. olarak yer almıştır. Toplam nüfusu 2017 verileriyle 2.842.547 kişi olan Bursa’da yaşam alanının 10.882 metrekarelik bir yüzölçümüne yayılmasının da bu sıralamada etkisi büyüktür.

Binlerce yıllık geçmişe sahip olan Bursa şehrinde bilinen en eski arkeolojik kalıntılar Yenişehir yakınlarındaki Menteşe Höyüğü ve Orhangazi yakınlarındaki Ilıpınar'dandır. Bu arkeolojik buluntu yerlerinin en eski tabakaları yaklaşık 7 bin yıllıktır. Ayrıca Bursa ve civarında M.Ö 4000'lerden itibaren çeşitli yerleşimlerin olduğu saptanmıştır, fakat yöreye ait kesin bilgiler M.Ö 700'lere dayanmaktadır. Homeros, bölgeden “Mysia” olarak söz etmektedir.

Pek çok ana yol hattı üzerinde yer alan Bursa’ya hem deniz hem de karayolu ile ulaşım mümkündür. Sefer sayısı çok olmasa da uçak ile de ulaşım sağlanabilmektedir.
Otomobil ile Bursa’ya gitmek için bulunduğunuz şehirden en yakın karayoluna bağlanarak yönlendirmeleri takip edebilirsiniz. İstanbul’dan İzmit yolunu takip ederek Yalova–Bursa yolundan ilerleyerek Bursa’ya ulaşmak mümkündür. Bu güzergah üzerinde dilerseniz arabalı vapuru kullanabilir, dilerseniz de Osmangazi Köprüsü’nden ücretli geçiş yaparak direkt Bursa sınırlarına giriş yapabilirsiniz. Ankara’dan gidecek olanlar da aynı şekilde İzmit otobanından ilerleyerek Bursa’ya bağlanabilmektedir.
Şehrin 10 kilometre dışında yer alan Bursa otogarı, otobüsle seyahat etmek isteyenlere iyi bir hizmet sunmaktadır. Türkiye’nin neredeyse her ilinden Bursa’ya otobüs seferleri yapılmaktadır.
Bursa’ya gitmek için deniz yolu ulaşımı da sıklıkla tercih edilmektedir. Mudanya–Güzelyalı, İstanbul–Yenikapı hattı üzerinden hızlı feribot kullanmak mümkündür.
Ayrıca uçak ile gelmeyi tercih edenler Bursa Yenişehir Havalimanı’nı tercih edebilirler. Havalimanı şehrin 40 km dışındadır.

 

Başta Uludağ olmak üzere Bursa Ulu Camii, Yeşil Türbe, Çekirge bölgesi gibi daha birçok kaleleri, camileri, türbeleri var. Bursa şehri gezerek bitiremeyecek ender şehirlerimizden birisidir.

Bursa Uludağ Kayak Merkezi

Bursa Uludağ-2

Kış tatillerinin vazgeçilmez tatil bölgelerinden biridir Bursa-Uludağ. Özellikle karlar üzerinde kayak yapmak tatillerin en keyifli anlarını oluşturur. Erciyes’te, Palandöken’de, Kartepe’de, Kartalkaya’da ve kısacası Türkiye’nin birçok yerinde kış sporları yapabileceğiniz kayak merkezleri bulunuyor. Tabii kayak deyince akla ilk gelen nokta ise Uludağ Kayak Merkezi. Bursa’nın güneybatısında bulunan Uludağ Kayak Merkezi, 11.338 hektarlık bir alanı kapsamakta. Kış aylarında en çok tercih edilen tatil bölgelerinden biri olduğu için kayak merkezine yakın oteller de bulunmakta. Uludağ Kayak Merkezi’ne birkaç günlük tatile gelenler kadar, günübirlik gelenlerinde sayısı fazladır. Günübirlik gelmiş olsanız da kayak merkezinde kayak malzemeleri kiralayabileceğiniz yerler bulunuyor. Kış turizmi açısından gelişmesine katkı sağlayan Uludağ Kayak Merkezi’ne yerli turistler kadar yabancı turistler de yoğun ilgi gösteriyor. Kış tatilinizi ülkemizdeki diğer kayak merkezleri arasında olan Erciyes Kayak Merkezi’nde, Palandöken Kayak Merkezi’nde, Kartepe Kayak Merkezi’nde veya Kartalkaya Kayak Merkezi’nde geçirebilirsiniz.

Bursa Mağaraları

Ayvaini Mağarası

Bursa Ayvaini Mağarası

Doğal oluşumlu ve kendine özgü bir yapısı olan Ayvaini Mağarası, Bursa’nın Nilüfer ilçesinde bulunmaktadır. Ayvaini Mağarası aynı zamanda Türkiye’nin en uzun ikinci mağarası konumundadır. Bursa’nın güzellikleri arasında yer alan mağaranın iki girişi bulunuyor. Biri eski Mustafa Kemal Paşa yolu yakınında olan Ayva Köyü girişi, diğeri ise Doğanalan Köyü’ndeki girişidir. Mağaranın içinde Karadonlu Derese akmaktadır ve 60’tan fazla irili ufaklı gölet oluşmuştur. Doğal ve harika bir manzara sunan Ayvaini Mağarası’nın içindeki dere Ayva Köyü çıkışında bir şelale olarak dışarı dökülüyor. İçindeki sarkıtlar ve dikitlerin yanı sıra mağaranın doğal oluşumu sizi farklı bir dünyanın içine sürükleyecek. Üstelik Ayvaini Mağarası aktifliğini hala yitirmemiştir. Bu mağara genellikle profesyonel dağcı ve mağaracılar tarafından tercih edilmektedir. Çok dikkatli olunması durumda siz de ziyaret edebilirsiniz. Ağlayan Çınar, Geruş Sinagogu, Botanik Park, Reşat Oyal Parkı, Bursa Koza Han ve Nikaia Antik Kenti Bursa’nın diğer tarihi ve doğal güzellikleri arasındadır.

Oylat Mağarası

Bursa’nın İnegöl ilçesine 17 Km. mesafede yer alan Hilmiye köyündeki Oylat Mağarası, ülkemizin üçüncü büyük mağarası olması ile önemlidir. Toplam 665 mt. uzunluğundaki mağara günümüzde ziyarete açıktır. Oylat Kanyonu’nun bitiş noktasında, şifalı suları ile popüler Oylat Kaplıcaları yolu üzerinde yer alması nedeniyle, kaplıca ziyaretinde bulunanlar tarafından yoğun ilgi görmektedir.

Bursa Camileri ve Türbeleri

Bursa Ulu Camii

Bursa Ulu Camii

Bursa’nın simgelerinden biridir ihtişamlı duruşuyla kendine hayran bırakan, tarih kokan her köşesi ile kendine bağlayan Bursa Ulu Camii. Bursa’nın kalbinin attığı bu cami, Osmanlı Devleti ‘nin dördüncü hükümdarı Yıldırım Bayezid tarafından mimar Ali Neccar ‘a 1396-1399 yılları arasında yaptırılmıştır. Avlusu, çevresi, mimarisi, huzur kokan atmosferi ile bambaşka bir boyuta götürür sizi, olduğunuz andan çok uzaklara dalıp gidersiniz bu görkemli caminin havasını soludukça. Evliya Çelebi’nin ifadesi ile Bursa’nın Ayasofyası’dır Ulu Camii. Bursa’nın ruhuna dokunmak, onu tam anlamıyla yaşamak ve hissetmek istiyorsanız Ulu Camii ilk duraklarınızdan biri olmalı.

Bursa Yeşil Türbe

Zaman ve mekan kavramını unutmak, hiçbir şey düşünmeden sadece o anı yaşamak istiyorsanız, Bursa’daki, hatta belki de Türkiye’deki en doğru adreslerden biridir Yeşil Türbe. Turkuazdan maviye dönen türbenin rengi çeler önce gönlünüzü, sonra mimarisini yakından gördükçe çıkmak istemezsiniz içinden ve yere kadar sarkan dalları ile üstünüze yemyeşil bir gölge olan çınar ağacı son vuruşu yapar ve sizi kalben buraya ebediyen bağlar. Yüzyıllık ağaçların gölgelediği bahçesi, eşsiz mimarisi ve mistik atmosferi ile ziyaret edenleri büyüler Yeşil Türbe ve şehrin her yerinden görünür. 1421 yılında Yıldırım Bayezid’in oğlu Sultan Mehmet Çelebi tarafından yaptırılan Yeşil Türbe’nin mimari Hacı İvaz Paşa’dır. I. Mehmet Çelebi türbeyi yaptırdıktan 40 gün sonra vefat etmiştir. Osmanlı mimarisinde tüm duvarlarının çini ile kaplı olduğu tek türbe Yeşil Türbe’dir. Her şeyi bir kenara bırakın, türbenin avlusundaki banklardan birine oturun, rüzgarın sesini dinleyin ve o huzurlu havayı soluyun. Sıfırlandığınızı, tüm hücrelerinizin yenilendiğinizi hissedeceksiniz.

Bursa Emirsultan Türbesi ve Cami

Türbelerin, camilerin, tarihi eserlerin gölgesinde bir şehir olan Yeşil Bursa’daki önemli yerlerden biri de Emir Sultan Camii ve Emir Sultan Türbesi’dir. 1366 – 1429 yılları arasında Yıldırım Bayezid’ın kızı Hundi Fatma Hatun tarafından kocası Emir Sultan adına, Çelebi Sultan Mehmed’in hükümdarlığı sırasında inşa ettirilmiştir. Çınar ve selvi ağaçlarının gölgelediği bir avlusu ve avlusundan eşsiz bir manzarası vardır türbenin. Türbenin hemen altında Emirsultan Mezarlığı yer alır. Cami sekizgen kasnak üzerine oturan tek kubbeye sahiptir ve mihrabı da, 17. yüzyılda İznik çinileriyle yaptırılmıştır. Cami ve türbeyi ziyaret ettikten sonra çevredeki hediyelik eşya satan tezgahlardan alışveriş yapabilir ya da hemen yakınındaki çay bahçesinde günün yorgunluğunu atmak ve şehri izlemek için mola verebilirsiniz. Bursa öyle çok güzelliği bünyesinde barındır ki, gezmek için hangi birinden başlayacağınızı şaşırırsınız. Reşat Oyal Parkı, Botanik Park, Mudanya, Tirilye, Uludağ, Gemlik, İznik, Cumalıkızık, Kapalıçarşı görülecek yerlerin başında gelir. Her köşesi bambaşka bir sürprizle karşılayan Yeşil Bursa’nın güzelliklerine yakından şahit oldukça, ona daha çok bağlanacaksınız.

Bursa’nın Diğer Camiileri ve Türbeleri;

  • Üftade Camii
  • Orhangazi Camii
  • Mudanya Zeytinbağı Fatih Cami
  • Kırgızlar Türbesi
  • Hamzabey Türbesi
  • Kara Mustafa Paşa Türbesi
  • Şehzade Mahmut Türbesi
  • Hatuniye Türbesi
  • Orhan Gazi Türbesi
  • Osman Gazi Türbesi
  • Bursa Yıldırım Türbesi

Bursa Parkları

Uludağ Milli Parkı

Bursa Uludağ Milli Parkı

Özellikle kış turizminde önemli bir yeri vardır Uludağ’ın. Kış aylarında yerli ve yabanı turistler tarafından sürekli ziyaret edilir. Bursa’nın doğal güzellikleri arasındaki Uludağ tatilinizde, sizleri Uludağ Milli Parkı’na davet ediyoruz. Gördüğünüz an etkisi altında kalacağınız Uludağ Milli Parkı’ndan biraz bahsedelim. 1961 yılından bu yana koruma altına alınıp Milli Park ilan edilen bölge, 12,762 hektarlık bir alanı kapsar. Uludağ Milli Parkı’na ulaşım oldukça kolay ve eğlencelidir. Dilerseniz karayoluyla ulaşın, dilerseniz teleferik ve telesiyejle. Uludağ Milli Parkı’nda bulunan oteller bölgesinde konaklayabileceğiniz gibi, kamp alanlarında dostlarınızla birlikte kamp yapabilirsiniz. Bölgede, birçok endemik bitki bulunmaktadır. Ormanlık alanda hem bol oksijen alabilir hem de tüm karmaşadan uzakta huzurlu zamanlar geçirebilirsiniz. Özellikle kış aylarında giderseniz, Uludağ Kayak Merkezi’nde de dilediğiniz kadar kayak yapmanın tadına varabilirsiniz.

Bursa’nın Diğer Parkları;

  • Merinos Parkı
  • Botanik Park
  • Reşat Oyal Parkı

Bursa Şelaleleri

Softaboğan Şelalesi

Bursa Softaboğan Şelalesi

Tıpkı Saitabat Şelalesi gibi Uludağ’ın oluşturduğu Softaboğan Şelalesi, Bursa’nın doğal zenginliği içerisinde yer almaktadır. Bursa Ovası’nın tümünü gözler önüne seren Bakacak mevkiinden aşağılara inildikçe kendini göstermeye başlıyor. Aşağı indikçe sizi, şaşırtacak göletler karşılıyor olacak. Tam bir doğa harıkası olan Softaboğan Şelalesi aynı zamanda bulunduğu bölgede trekking yapma imkanını da sunuyor. Tabiatın tüm renklerinin arasında şelalenin bulunduğu noktada sadece doğanın sesini dinleyebileceğiniz bir yer Softaboğan Şelalesi. Siz sadece kulaklarınızı açarsınız, şelale size bildiği en güzel şiiri söylemeye başlar ilk adımınızda.

Bursa’nın Diğer Şelaleleri;

  • Oylat Şelalesi
  • Saitabat Şelalesi

Bursa Gölleri

İznik Gölü

Bursa İznik Gölü

Türkiye’nin 5. büyük gölü özelliğini taşıyan İznik Gölü, Bursa’nın sınırları içerisinde yer alıp, antik çağda Askania adı ile anılmaktaydı. Günümüzde kullanılan ismi ise kıyısında konumlanmış olan İznik ilçesinden alır. 298 km2’lik bir yüzölçümüne sahip olan İznik Gölü’nün suyu tatlıdır. Suyunu Gemlik Körfezi ve Karsak Deresi’ne boşaltmaktadır. İnsanın içine işleyen görüntüsüyle ve çevresindeki bağlar, meyve ve sebze bahçeleriyle derin bir nefes alıp bu doğal güzelliğin tadını biran önce çıkartmalısınız.

Bursa’nın Diğer Gölleri;

  • Dalyan Gölü
  • Ulubat Gölü

Bursa Kaplıcaları

Tümbüldek Kaplıcası

Bursa Tümbüldek_Kaplıcası

Ülkemizin zengin su kaynaklarından sadece biri olan Tümbüldek Kaplıcası, Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde bulunmaktadır. Akarca Köyü’ne yakın olan kaplıcanın varlığı çok eski dönemlerden beri varlığını devam ettirmektedir. Tümbüldek Kaplıcası’nın sularında analizler yapılmıştır. Yapılan analiz sonuçlarında suların sodyum, kalsiyum ve bikarbonatlı olduğu ortaya çıkmıştır. Kaplıca suyu yeraltında 52 derece kaynamakta olup, aynı zamanda romatizma, kalp, böbrek taşı-kumu ve mide hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir. Kaplıcanın çevresinde dinlenebileceğiniz tesisler de mevcut. Tümbüldek Kaplıcası’nın bulunduğu doğal çevre de halk tarafından mesire yeri olarak kullanılıyor. Hem güzel bir piknik hem de kaplıca keyfini birleştirmek isterseniz şayet, Tümbüldek Kaplıcası tercihleriniz arasında mutlaka olmalı.

Bursa’nın Diğer Kaplıcaları;

  • Keramet Kaplıcaları
  • Oylat ve Oylat Kaplıcaları

Bursa Kiliseleri ve Külliyeleri

Aziz Tryphonos Kilisesi

1255-1256 yılları arasında Bizans İmparatoru II. Thedoros Laskaris tarafından inşa edilen Aziz Tryphonos Kilisesi, İznik’e bağlı olan Atatürk Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Günümüzde harap bir durumda olsa da turistlerin ziyaret ettiği noktalar arasındadır. Kilise kalıntılarının çevresinde geometrik desenli mozaik parçalarına ve granit sütun parçalarına rastlanmaktadır. Aziz Tryphonos Kilisesi’nin ardından İznik’in en görülesi yerleri arasındaki Yeşil Camii’ni ve İznik Gölü’nü de gezmenizi tavsiye ederiz.

Yıldırım Beyazıt Külliyesi

Bursa Yıldırım Beyazıt Külliyesi

Yıldırım Beyazıt Külliyesi 1389-1402 yılları arasında, Bursa’da inşa edilmiştir. İsmini banisinden alan külliye, Sultan Yıldırım Bayezid’in isteği üzerine yapılmıştır. Külliye, şehir merkezinde yer alan Yıldırım semtinde yer alır. Külliye çok eski bir tarihe sahip olsa da birçok bölümü günümüze kadar gelebilmiştir. Yıldırım Beyazıt Külliyesi’nin bölümleri arasında cami, türbe, medrese, hamam, darüşşifa, imaret ve çeşme yer alır. Yıldırım Camii, külliyenin bulunduğu tepenin en üstünde yer alır. Osmanlı döneminin ilk yıllarına ait olan örnek bir mimariye sahiptir. Külliyenin türbesinde Yıldırım Bayezid’in mezarı bulunmaktadır. Caminin 20 metre uzaklığında ise medrese yer alır. Yıldırım Medresesi’nin önü kapalıdır. Önü kapalı bu medrese Osmanlı mimarisinde bir ilk olmuştur.

Bursa’nın Diğer Kiliseleri ve Külliyeleri;

  • Koimesis Kilisesi
  • Mudanya Kemerli Kilise
  • Mudanya Kumyaka Taxiarchoi Kilisesi
  • Mudanya Apostoloi Kilisesi
  • Mudanya Dereköy Kilisesi
  • Muradiye Külliyesi

Bursa Müzeleri

Bursa Kent Müzesi

Bursa Kent Müzesi

Bursa Kent Müzesi, Osmangazi’de bulunmaktadır. Eski adliye binasının yenilenmesiyle 2004 yılında hizmete girmiştir. Kent Müzesi’ndeki eserler 7000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Müzedeki eserler arasında; 6 Osmanlı padişahının balmundan yapılmış heykeli, kentin topografik maketi ve çeşitli objeler vardır. Müzeye ulaşım oldukça kolaydır. Heykel Meydanı’nda Bursa Valilik Binası’nın yanında bulunuyor. Bursa Kent Müzesi’ni gezinize dahil edebilirsiniz. Şehrin diğer tarihi ve doğal güzellikleri arasındaki Emir Sultan Camii’ni, Oylat Vadisi’ni, Uludağ Milli Parkı’nı ve Geruş Sinagogu’nu gezip keyifli bir Bursa gezisi yapabilirsiniz.

Bursa’nın Diğer Müzeleri;

  • Yenişehir Şemaki Evi Müzesi
  • İznik Ayasofya Müzesi
  • Cumalıkızık Etnoğrafya Müzesi
  • Bursa Arkeoloji Müzesi

Bursa’nın Diğer Gezilecek ve Görülecek Yerleri

Bursa Koza Han

Bursa Koza Han

Ağaçların gölgesindeki bahçesi, tarihi dokusu ve huzur kokan atmosferi ile Bursa’nın en özel yerlerinden biridir Bursa Koza Han. Geniş dikdörtgen bir avlunun çevresinde iki katlı bir handır. Sultan II. Beyazıd tarafından dönemin en iyi mimarlarından biri olan Abdül ula bin Pulat Şaha 1491 yılında, İstanbul`’daki eserlerine vakıf olarak yapılmıştır. Bursa Koza Han’da her yanı ıhlamur ve kahve kokusu kaplar, ipeğin zarafeti göz kamaştırır ve tarihi ele geçirir sizi adım attığınız anda. Avlusundaki sıra sıra dizilmiş mağazalarda ipek kumaşlar, ipek eşarplar, sanatsal ürünler, ev tekstili ve çeyiz ürünleri ile hediyelik eşyalar satılır. Hepsi birbirinden renkli, özel ve göz alıcıdır. Güneşin başka aydınlattığı Koza Han’ın avlusu fotoğraf sanatçılarını vazgeçilmezidir. Bursa’ya daha yakından dokunmak, tarihin tozlu sayfalarına aralamak ve huzurlu bir zaman dilimi geçirmek istiyorsanız geçmiş ile gelecek arasındaki, zaman kavramını unutturan Koza Han’ın avlusunda kahvenizi yudumlayıp, etrafı izlemeden dönmeyin.

Çekirge

Bursa’nın en eski semtlerinden biridir. Osmanlı döneminde o bölgede yaşanan bir çekirge istilası sonucu da bu bölgeye bu ismin verildiği bir rivayettir. 3-4 katlı bahçe içinde evlerin yan yana dizildiği, göğe kadar uzanan ağaçların yolları gölgelediği, eşsiz bir şehir manzarasına sahip olan bir semttir Çekirge. Karagöz ve Hacivat’ın mezarları bu semtte yer almaktadır. Armutlu Meydanı diye de adlandırılan küçük ve sevimli bir meydanı vardır. Şehrin güzelliklerine tepeden bakmak ve ruhunuzu dinlendirmek istiyorsanız, Çekirge yeşilin büyüsündeki sokakları ile bekliyor sizleri.

Dağyenice Termal Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi

Bursa’nın termal merkezleri arasındaki Dağyenice Termal turizm Merkezi’nin sınırları genişletilerek Dağyenice Termal Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak değiştirilmiştir. Alanı genişletilen termal bölgenin imar planına göre; ticari, turizm, sağlık, ekolojik turizm, spor tesisleri, ağaçlandırılacak alanları ve bölge parkı bulunacak. Yapılan çalışmalarla daha da geliştirilecek olan Dağyenice Termal Turizm Bölgesi, şimdiden yatırımcıların ilgi odağı.

Bursa Fetih Kapısı

Bursa Fetih Kapısı

Bursa-Osmangazi’de bulunan Fetih Kapısı’nın tarihi Roma ve Bizans dönemine kadar dayanmaktadır. Günümüze sadece iç surlarının bir kısmı gelebilen kapı, Su Kapısı olarak da adlandırılmaktadır. Roma ve Bizans dönemlerinde Uludağ’da yer alan tapınaklara ve manastırlara bu kapıdan geçilerek gidiliyordu. Fetih Kapısı, Bursa’nın sağlam almış tek kapısı olmasından dolayı önemlidir. Bu sebepten dolayı uzun yıllar harap kalan kapı, 2008 yılında Osmangazi Belediyesi tarafından onarılmıştır. Fetih Kapısı’nın onarımının ardından her yıl 6 Nisan’da fetih şenlikleri töreni burada başlamaktadır.

Bursa Saat Kulesi

Tophane Saat Kulesi olarak da adlandırılan Bursa Saat Kulesi, Sultan Abdülaziz döneminde inşa edilmiştir. Kule, Osman Gazi Türbesi ve Orhan Gazi Türbesi’ne oldukça yakın bir konum yer alıyor. Bursa Saat Kulesi’nin günümüzdeki mimarisi orijinal değildir. Çünkü Abdülaziz döneminde yapılan kule yıkılmış, 1905 yılında dönemin valisi Reşit Mümtaz Paşa ile Belediye Reisi Mehmet Emin Bey zamanında tekrar inşa edilmiştir. Günümüzdeki Saat Kulesi, toplam 33 metre yüksekliğinde olup, içerisinde 89 basamaklı bir merdiven yer almaktadır. Aynı zamanda her katın cephesinde birer penceresi bulunmaktadır.

Oylat Vadisi

İnegöl’ün oksijen deposu köşelerinden biridir Oylat. Kaplıcaları, derelerin oluşturduğu çağlayanları, yeşillikleri görülmeye değerdir. Oylat Vadisi, gürgen, meşe, çam, çınar ve ıhlamur ağaçlarıyla kaplı büyük bir ormana sahiptir. Ruhunuzu ve bedeninizi yenileyecek bir tabiata sahiptir. Oylat Vadisi boyunca, tüm yeşilliklerin arasında keşfedecek çok yer bulacaksınız. Oylat Şelalesi tüm ihtişamıyla çıkacak karşınıza. Oylat Mağarası ise tüm gizemiyle… Oylat Vadisi’nde uzun yürüyüşler yapabilirsiniz. Doğanın sesini dinleyebileceğiniz bu nokta birçok otel sunmaktadır ve oteller yılın her mevsimi hizmet vermektedir.

Trilye Evleri

Bursa Trilye Evleri

Bursa’nın tarih kokan köşelerinden biridir Tirilye. Mudanya ilçesine bağlıdır ve ilçe merkezine 11 km uzaklıktadır. Mudanya otel fiyatlarını internet üzerinden araştırıp kısa bir tatil için Mudanya otellerinde konaklayabilirsiniz. Çıkacağınız tatilde Tirilye’ye gidip tarihi bir atmosferde keyifli bir gezi gerçekleştirmeyi sakın unutmayın. Tirilye evleri, görülmeye değer niteliktedir. Evler genellikle ahşap ve kerpiçten yapılmıştır ve geneli üç katlı olarak inşa edilmiştir. Evler Bizans ve Rum mimarisini yansıtır. Tirilye evlerinin giriş katları ocaklık ve zeytin mahseni olarak kullanılır ve aileler yaz aylarında çoğu zamanını giriş katta geçirirler. İkinci katlar ara kat olarak yapılır. Bu katın tavanları alçaktır. Üçüncü kat ise oturma alanı ve yatak odalarının bulunduğu kattır. Bu katta tavanlar yüksek olarak inşa edilmiştir.

Oylat Pazarı

Oylat genellikle sadece dinlenmek için tatil isteyenlerin tercih ettiği bölgelerden biridir. Bursa’nın İnegöl ilçesine bağlı olan bu huzurlu noktada gezilecek çok bir yer bulunmuyor. Oylat Mağarası ve Oylat Şelalesi dışında. Eğer yakın bir zamanda İnegöl-Oylat otellerinde konaklamayı düşünüyorsanız, Oylat’ın şirin mi şirin pazarını gezmenizi öneririz. Oylat pazarının bir özelliği var. Pazar oylat otel konumlarına en fazla 300 metre uzaklıkta. Yani birçok otele oldukça yakın. Pazarda; hediyelik eşyalar, kuruyemiş, bitkiler ve meyve çeşitleri bulabilirsiniz.

Ağlayan Çınar

Bursa Ağlayan Çınar

Bursa’nın Gölyazı beldesinde bulunan Ağlayan Çınar, oldukça ünlü bir noktadır ve yıl içerisinde fazlasıyla ziyaret edilmektedir. 730 yıllık bir geçmişten günümüze gelen Ağlayan Çınar, kanlı gözyaşlarıyla bilinir; fakat gözyaşı olarak tabir edilen olay ağacın öz suyunun çıkmasıdır. Çok güzel bir hikayesi vardır ve tam da hikayesine uygun bir şekilde gölgesinde dinlendirir misafirlerini. Evet… 400 metrelik bir alanı gölgesinde saklayan bu yaşlı çınar, yaşadığı her olayda gövdesine bir çizgi atmış olsa da hala sıcak ve samimidir. Tam 7 asır Gölyazı’nın simgesi olan Ağlayan Çınar’ını gezdikten ve eğlenceli vakitler geçirdikten sonra, yakınında bulunan Ayvaini Mağarası’nı ve Ulubat Gölü’nü de ziyaret edebilirsiniz.

Bursa’nın Gezilip Görülecek Diğer Yerleri;

  • Geruş Sinagogu
  • Nikaia Antik Kenti
  • İznik Kalesi
  • Mudanya Şehitler Anıtı
  • Bursa Kapalı Çarşı
  • Mudanya Tahir Paşa Konağı
  • Mudanya Rum Mahallesi
  • Mudanya Mütareke Evi
  • Ördekli Hamamı
  • Altıparmak Caddesi
  • Hilmiye Köyü
  • Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi
  • İnegöl Ormanları
  • Sansarak Kanyonu
  • Mudanya Hasanpaşa Hamamı
  • Mudanya Zeytinbağı Kapanca Limanı
  • Mudanya Zeytinbağı Taş Mektep
  • Mudanya Zeytinbağı Taş Mektep

Eğer Bursa’yı yüzölçümüne, nüfus sayısına göre değerlendiriyorsanız ayıp ediyorsunuz demektir arkadaşlar. Bursa’ya bir kez dahi olsa gidenler bilir, her yerinde ayrı lezzet vardır Bursa’nın. Bahçelerindeki şeftaliden tutun da etin en güzel yeriyle hazırlanan İskender’ine kadar. Kendine hastır, candır Bursa yemekleri.

Bursa’da yaşayan insanların en büyük şansı orada yaşamaları diyorum ve çok da uzatmadan sizi enfes 14 lezzet ile baş başa bırakıyorum.

Akla ilk gelen lezzet: İskender kebabı

dergibursa - iskender kebap

Satır satır yazılar yazabiliriz İskender kebabı hakkında. Lezzeti, görüntüsü, nokta atışı tereyağ servisi başlı başına bir şölen. Bursa deyince ilk akla gelen bu lezzetten kendinizi mahrum ettiğinizi düşünmüyoruz.

Kuşbaşı ve peynirlisi de var: Kıymalı cantık

mekanindeks

Bursa’ya has yiyeceklerden biri olan bu lezzetli pide, fındık lahmacunu andırabilir size. Ancak kesinlikle değil.

Lokum kıvamında yumuşacık: Pideli köfte

gurmerehberi

İskender’den sonra akla gelen ikinci lezzet olan bu yemeğin ana maddesi adından anlaşılacağı gibi köftesi. Ancak bildiğimiz köfte değil. Izgara ya da mangalda pişen köfteler gibi kuru ya da İskender kadar da soslu değil. Yedikten sonra hak vereceksiniz. 

Asırlık bir lezzet: İnegöl köfte

bursayasam

Şekil ve lezzetinden ödün vermeyen İnegöl köfte 100 küsur senedir bizimle. Özelliği ise kuzu ve dana etinin baharatsız bir şekilde aynı anda kullanılmasıdır. Kesinlikle Bursa deyince akla gelen lezzetlerdendir kendisi.

Peynir tatlısı diyen de var: Kemalpaşa tatlısı

binnazabla

Şerbetli olduğu halde hafif ve boğaz yakmayan bir tatlı. Kullanılan peynir ise sadece bu tatlıda kullanılmak için üretiliyor. Kemalpaşa tatlısını muhakkak yerinde yemek gerekiyor çünkü Bursa dışına gönderilen paketlerdeki peynir oranı çok düşük hatta bazılarında hiç yok! Bu da yediğiniz tatlının tadında büyük farklılığa neden oluyor.

Yanında pekmez de istemez: Tahinli pide

yemesikolay

Bursa’da herkesin tanıdığı ama il dışında bilinmiyor oluşu Bursalıları şaşırtan halis muhlis Bursa lezzeti. Eskiden sabah saatlerinde fırınları tahinlinin kokusunu takip ederek de bulabilirmişsiniz, öyle diyorlar. Kahvaltılarda sadece tahinli pide yiyip masadan kalkanlar var, o kadar doyurucu.

Çayla iyi gider: Cevizli lokum

nurselinmutfagi

Halk arasında kına lokumu olarak da bilinen bu lezzetli ekmeği Bursa’nın hemen hemen her köşesinde bulmanız mümkün. Yanında domates, peynir, zeytin de istemiyor. Sıcak bir çay varsa değmeyin keyfinize.

En eski Bursa tatlısı: Cendere baklavası

oklavam

Bilinen en eski Bursa tatlılarından birisidir. Cennet Künkü diyen de var. Özellikle bayramların vazgeçilmez tatlısıdır. Yapımının zor ve zahmetli olmasından mıdır bilinmez ama günümüzde pek göremediğimiz ama görmek için can attığımız tatlılardan biridir.

Mutlu günlerin tatlısı: Düğün helvası

annemineli

Süt Helvası ve Bursa Helvası olarak da bilinen Düğün Helvası, diğer helva türlerinden daha farklı hazırlanıyor. Adına uygun olarak genelde düğünlerde ikram edilse de, özellikle iftar sofralarının vazgeçilmez tatlıları arasında.

Kokusunu metrelerce öteden alırsınız: Bursa şeftalisi

milliirade

Namı Bursa’yı değil Türkiye’yi aşmış, Bursa’nın gururu. Şimdilerde çeşitleri azalmış, Bursa’da eskiden şeftalinin yirmiye yakın çeşidi bulunuyormuş. Bizim de en büyük şanssızlığımız azaldığı dönemde dünyaya gelmemizmiş demek ki.

Uludağ’ın zirvesinden gelen lezzet: Kestane şekeri

peteksiparis

Bursa’nın olmazsa olmazlarından biri Kestane Şekeri… Başka şehirdeki bir dostuna, akrabasına gidecek olan Bursalı yanında mutlaka kestane şekeri götürür. Bursa dışından gelen yerli, yabancı misafirler bu şekerin tadına bakmadan, yanına birkaç kutu almadan geri dönmez.

Keles bölgesinin göz bebeği: Dağ çileği

trtturk

Bursa’ya has meyvelerden biri de Bursa’nın meşhur dağ çileğidir. Özellikle Keles bölgesinin geçim kaynağı olan dağ çileğinin hem içerdiği vitaminlerle sağlığımız üzerindeki etkisi hem de mutfaktaki yeri son derece özeldir. Reçelini yapabilir, pasta ve tatlılarda kullanabilir, kendi yarattığınız lezzetlere lezzet katabilirsiniz. Kendine has kokusu ve tadı ile Bursa’ya özgü dağ çileği, sadece ülkemizde değil tüm dünyada adı Bursa ile anılan Bursa simgeleri arasında.

Kızarmış ekmekle iyi gider: Anjelik reçeli

blogspot

Anjelik (melekotu), Uludağ’ın eşsiz bitki örtüsünde nadir bulunan bir bitkidir. Anjelik reçeli günümüzde pek bulunmasa da eskiler bilir. Hala yemek isteyenler Bursa Ulus Pastanesi’ne bir uğrayabilir. Orada ev yapımı olarak yapılıyor.

Hellim de neymiş dedirten: Mihaliç peyniri

atiksut

Adı Karacabey’in eski adı olan Mihalıç’tan gelen bu lezzetli peynirin diğer adı da kelle peyniri. Ama halk arasında ‘mağlıç’ olarak telaffuz ediliyor. Sert, bol tuzlu ve bol gözenekli olan bu peyniri, kahvaltılarda çiğ ya da pişirerek tüketebilir, salatalara, makarnalara hatta rendeleyerek çorbanıza da katabilirsiniz. Ancak bol tuzlu olması nedeniyle, biraz suda bekletip tuzundan arındırmayı unutmayın. Bu yöntemle biraz yumuşamasını da sağlayabilirsiniz.

Kaynak: https://yemek.com/bursa-yemekleri/

Bursa İli Tarihi

Eski bir tarihe sahip olan Bursa ilinin özellikle Osmanlı İmparatorluğunda ayrı bir yeri vardır. Bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Bursa Hititlerden sonra M.Ö. 1200 yıllardan sonra Bityn ve Tynin topluluklarına ev sahipliği yapmıştır. Bursa’nın tarihi M.Ö. 4000’li yılara kadar dayanmaktadır.

Uygarlıklar beşiği Anadolu’nun cennet köşelerinden Bursa ve çevresi, çok eski çağlardan beri yerleşimlere sahne olmuştur. Bölgede eski yerleşim alanlarının yarattığı uygarlıkların günümüzden 7 bin yıl öncesine gittiği, Ilıpınar Höyüğü kazılarında ortaya çıkmıştır. Höyükte yapılan kazılar sonucunda, MÖ. 5200 yıl öncesine dek inen bir yerleşim alanı bulunmuştur. Bursa’nın 7 km. kuzeyinde Demirtaş nahiyesinin 2,5 km. güneyinde, 90 m. çevresi 5 m. yüksekliği olan “Demirtaş Höyüğü” yer almaktadır. Bu höyükte genellikle elde, az miktarda da çarkta yapılmış kâse, küp ve testilere ait seramik parçaları bulunmaktadır. Bunlar erken bronz çağdan kalmış olup MÖ. 2500’lü yıllara tarihlenir.

Bursa Fetih Kapısı

 

Kentin 14 km batısında, Çayırköyü’nün 1 km güneybatısındaki “Çayırköy Höyüğü’nün” boyutları da Demirtaş Höyüğü ile aynıdır. Burada bulunan seramik parçalarında gri, kırmızı, kahverengi ve siyah renkler hakimdir. Bulunan seramik parçalarının önemli kısmı elde, çok azı ise çarkta yapılmıştır. Höyüğün en eski buluntusu MÖ. 2700 yılına aittir. MÖ. 3. yüzyılda Bithynialılar ve Prusiaslılar tarafından kurulan kentin ilk adı “Prusa” idi. Yazılı kaynaklarda “Bitinya” olarak da geçen Bursa ve çevresinin en eski yerleşimleri İznik Gölü çevresindedir. Sadece İznik Gölü çevresinde, taş devirlerinde kurulduğu anlaşılan yedi önemli höyük bulunmaktadır. Bunlardan Orhangazi yakınlarındaki Ilıpınar ve onun 750 m. kadar doğusundaki Hacılartepe Höyüğü, Orhangazi-İznik yolunun Yeniköy altı mevkiinde Tepecik Höyüğü, İznik Gölü’nün doğusunda ise Körüstan, Üyücek Tepe, Höyücek ve Karadin höyükleri bulunmaktadır.

İnegöl kent merkezinde, Cumatepe höyüğü ile 3 km doğusunda bulunan Doğutepe Akhisar höyükleriyle Yenişehir Babasultan Höyüğü tarih öncesi devirlere ait yerleşimleri işaret etmektedir. Demirtaş Köyü Höyüğü ile M. Kemalpaşa’nın Dorak Köyü ile Tahtalı Köyü’ndeki kalıntılar, Bursa bölgesinin en az beş bin yıllık önemli bir uygarlık alanı olduğuna işaret etmektedir. Bursa ve civarına önceleri Bithynia denilmekteydi. Uludağ’ın güneyi ile batısı ise Mysia adıyla anılmaktaydı. Bursa bölgesinde yaşayan Bithynialılar, Thrak kökenliydi. Asya ile Avrupa’nın geçiş yeri üzerinde bulunduğundan, çok farklı halklar da bölgeye yerleşmişti. Bithyn’lerden önce bölgede Bebryk’ler oturmuştu. Sonra da Mysi’ler gelmişti. Bithyn’ler, Thrak örf ve adetlerine bağlı oldukları için çoğu kez Asya Thrak’ları olarak anılmıştır.

Kullandıkları dilin ise Thrakça olduğu belgelerden anlaşılıyor. Ancak, Yunan kolonilerinin etkisi ile Bithynia halkı da yavaş yavaş Yunanlaşmıştı. Bithyn’lerden önce, bölgede Bebryk, doğuda ise Mygdon dili konuşuluyordu. Batıda ise Mysia dili konuşulmaktaydı. Bizanslıların 12. yüzyılda Bursa ve civarına çok sayıda Sırp ve Bulgar’ı iskân ettiği bilinmektedir. Osmanlılar bu bölgeye geldiklerinde, Bursa ve çevresinde çok değişik etnik gruplardan olmak üzere, Ortodoks Hıristiyanları bulmuştu. Ayrıca şu gerçeği de ifade etmek gerekir ki, Osmanlılar Bursa’yı aldıklarında kent sadece hisar içinden ibaretti.

Orhan Gazi şehri hisarın dışına çıkararak, surlar dışında bugünkü Bursa’nın çekirdeğini oluşturan yeni bir şehir kurmuştur. Okul, hastane, köprü, aşevleri, kervansaraylar, hamamlar gibi kamu yapıları inşa edilmiş ve bunların çevrelerinde konut alanları yaratılarak bir yerleşme geleneği başlatılmak suretiyle bugünkü “Yeşil Bursa”nın temelleri atılmıştır.

Türklerin Bursa’ya Gelişi

Müslümanlar ilk kez, Abbasiler (Harun Reşid) döneminde Bursa’ya kadar gelmişti. 955 yılında ise Halep’teki Hamedanlılar, Bursa’yı ele geçirip 23 yıl boyunca Bursa’ya egemen olmuşlardır. Türklerin Bursa bölgesine ilk kez 1081 yılından sonra geldikleri görülüyor. İznik, 1081-1097 yıllarında Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkentliğini yapmıştı. 1097 yılında ise bölge, Haçlı Savaşları’na sahne oldu. İznik Haçlıların eline geçti. Alexias Kommenos’un döneminde (1097) düzenlenen bir seferle Türkler, ilk kez Bursa’yı ele geçirmişti.

Bu savaşlar sırasında İstanbul’da Latin Hükümeti kurulunca, Bizans İmparatorluğu’nun başkenti İznik oldu. 1204 yılında Theodor Laskaris’in kurduğu İznik Bizans İmparatorluğu, 1261 yılına kadar varlığını sürdürdü. Latinler İstanbul’u işgal ettikleri zaman Bizans prensleri bu yeni düşmanın elinden kurtulmak için Müslüman yöneticilerle işbirliği yaparak Bursa’yı ele geçirdiler. 1214 yılına kadar Rumların elinde kalan Bursa, Müslümanlara karşı direnişte halkın gösterdiği isteksizlik nedeniyle imparator II. Andronikos’un gazabına uğradı. Halkın büyük bölümünün malları yağma edilerek içlerinden bazılarına sürgün ve idam cezası verildi. II. Andronikos, Latinleri yenerek imparatorluğu tanımalarını sağlayıncaya kadar Bursa’yı bu şiddet yöntemi ile elde tutabildi.

Osman Gazi Döneminde Bursa

Osmanlı Devleti’nin kurucusu ve ilk sultanı Osman Bey, Ertuğrul Gazi’nin oğludur. Osmanlı’nın diğer beyliklere göre Hıristiyan araziye komşu olması çok önemli bir avantaj sağlamış, onları kısa sürede büyük imparatorluk durumuna getirmiştir. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda dervişlerin büyük katkısını gören Osman Bey, bu nedenle Bursa ve çevresindeki birçok araziyi dervişlere verdi. Kendisi de, bölgenin en önemli dervişi olan Şeyh Edebali’nin kızını aldı.

Osmangazi Türbesi

 

Bizans topraklarında yaptıkları savaşlarla zenginleşen Osman Bey; Karacahisar, Yarhisar, İnegöl’ü aldı. 1302 yılında Yenişehir’i devletin merkezi yaptı. İznik ve Bursa’yı kuşattı ancak alamadan yaşamını yitirdi. Vasiyeti gereği Tophane’deki Gümüşlü Kubbe’ye (Saint Elia Manastırı) gömüldü. Ölümünde özel mülkü olarak çok az malı çıkmıştı.

Osmanlı’nın Bursa’yı Fethi

Osman Bey 1308 yılında Bizans tekfurlarının birleşmiş ordularını Dimboz/Erdoğan köyü yakınlarında perişan edince, Bursa önlerine gelmişti. Bu tarihten sonra Bursa’yı kuşatarak gözlemek amacıyla biri Kükürtlü Hamamı karşısında, Ak Timur’u komutasında, diğeri eski Mollaarap Okulu yerinde, Balaban Bey komutasında iki kule yaptırmıştı. Bursa’nın arkasını güvenlik altına almak için 1325 yılında Orhaneli Kalesi fethedilince tekfur çaresiz kaldı.

6 Nisan 1326 tarihinde Bursa’yı Orhan Bey’e teslim etti. Böylece Bursa, bir bakıma kılıçla değil, “vire” olarak anılan biçimde teslim yoluyla Türklerin eline geçmiş oldu. O dönemlerde top ve tüfek olmadığından kaleleri düşürmek için kullanılan en önemli savaş taktiği kaleleri kuleler vasıtasıyla gözetim altına tutarak giriş ve çıkışı engellemekti. Böylece kale halkını aç bırakarak, suyunu keserek kentler kan dökmeden ele geçiriliyordu. Bursa’nın ele geçirilmesinde de “vire” denilen bu metot uygulanmış, aç ve susuz kalan halk tekfura karşı ayaklanmış ve şehir kan dökülmeden Osmanlılara teslim edilmişti.

Orhan Gazi Döneminde Bursa

Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in oğlu ve devletin ikinci sultanı Orhan Bey, 1320 yılında babasının vekili oldu. 1321 yılında Mudanya’yı, 6 Nisan 1326 tarihinde ise Bursa’yı fethederek 1324 yılında tahta geçti. Bizans ordularını 1329 yılında İstanbul yakınlarında Pelekanon’da yendi. 1331 yılında İznik’i teslim alan Orhan Gazi Osmanlıların başkentini 5 yıl süre ile İznik’e taşıdı. 1353’te Bizans’taki iç karışıklıklardan faydalanan Orhan Gazi, Gelibolu’da Çimpe kalesini aldı.

Bursa Orhan Gazi Türbesi

 

Gelibolu’ya geçip tüm Marmara kıyıları ile Tekirdağ’ı ele geçirdi. Devletin temellerini oluşturan ilk yasal düzenlemeleri yaptı. Orduyu düzenledi. Vergi yasaları getirdi. İlk kez kendi adına para bastırdı. Bilecik tekfurunun kızı Nilüfer Hatun ile Asporça ve Bizans İmparatoriçesi Thedora’yı eş olarak alan Orhan Gazi, kentte hızlı bir imar çalışması başlatarak sur dışına taşan kentin çekirdeğini oluşturan cami, hamam, köprü, çeşme, darphane, medrese gibi birçok anıtsal eseri yaptırdı. Orhan Gazi 1360 yılında yaşamını yitirdi. O da Tophane’ye, babasının yanına gömüldü.

I. Murad Döneminde Bursa

Orhan Bey’in oğlu olan I. Murat, Lala Şahin Paşa’nın yanında yönetim ve savaş dersleri aldı. 1340 yılında Bursa Sancakbeyi; ağabeyi Süleyman Paşa’nın 1359 yılında vefatıyla da Rumeli ordusunun kumandanı oldu. 1360 yılında tahta geçti. 1362 yılında Edirne’yi fethederek devlet merkezini buraya taşıdı. 1364 yılında, Balkanlar’daki Haçlı ordusuyla yaptığı Sırp Sındığı Savaşı’nı kazanarak büyük ün saldı. Osmanlı akıncıları Adriyatik denizine dayandı.

1389 yılında, I. Kosova Savaşı sonrasında şehit edilerek yaşamını yitirdi. Bu nedenle Gazi Hüdavendigâr lakabıyla anılmıştır. Mezarı Çekirge’de, adını taşıyan türbesindedir. Bu dönemde tımar teşkilatı geliştirildi. Yaya, müsellem ve yeniçerilere ilaveten kapıkulu askerinden maaşlı süvari ocağı kuruldu. Çekirge’deki külliyesinde medreseli ilginç bir cami ile hamam ve türbesi vardır. Ayrıca Hisar içindeki Şahadet Camii ile bugün Hisar’daki garnizonun bulunduğu yerdeki sarayı da, Sultan I. Murat yaptırmıştır.

I. Bayezid Döneminde Bursa

Sultan I. Murat ile Gülçiçek Hatun’un oğlu olan Yıldırım Bayezid 1389 yılında sultan oldu. Anadolu’daki birçok beyliğin Osmanlı’nın eline geçmesini sağladı. Rumeli’de Haçlılar ile 1396 yılında Niğbolu Savaşı’nı yaptı ve kazandı. Arkalarına Timur’u alan Anadolu beylikleri sultana kafa tutunca Bayezid, Anadolu beyliklerini kışkırtan Timur ile 28 Temmuz 1402 tarihinde Ankara yakınlarında yapılan savaşı kaybetti.

Bursa Yıldırım Beyazıt Külliyesi

 

Bu savaşta Timur’a tutsak olan Bayezid’in kendini zehirleyerek intihar ettiği iddia edilir. (1403). “Yıldırım” lakabını alan Bayezid, Bursa’da çok sayıda güzel yapı yaptırarak Bursa’nın, devrinin en görkemli kenti konumuna gelmesini sağladı. Bursa’da Ulucami ile, Yıldırım semtindeki külliyesi içinde cami, hastane ve hamam ile medrese yaptırmıştır. Ancak onun Bursa’daki en önemli yapıtı Darüşşifa adını taşıyan Osmanlı Devleti’nin ilk hastanesidir. Bugünkü Bursa Çarşısı’nın temelini oluşturan Bedesten’i de Yıldırım Bayezid yaptırmıştır. Türbesi, Yıldırım Külliyesi’ndedir.

Fetret Döneminde Bursa

Bursa, Osmanlı döneminde mâmur bir başkent olarak gelişirken, Anadolu beyliklerinin desteğini alan Timur karşısında Osmanlı’nın yenilgiye uğraması sonucu yağma edilmiş ve Timur’un askerleri tarafından kent Ulucami ile birlikte yakılmıştır. Bundan sonra Bursa, bir zaman, Yıldırım Bayezid’in oğulları arasında el değiştirip durmuştur. Ankara Savaşı’nın ardından Yıldırım’ın oğullarından İsa Çelebi’nin bazı paşalarla Bursa’ya gelip tahta oturmasıyla şehzadeler arasında başlayan kanlı çatışmalar, Çelebi Mehmet’in 1413 yılında tahtı ele geçirmesiyle son bulmuştur.

Sultan I. Bayezid ile Devlet Hatun’un oğlu olan Çelebi Mehmet, Osmanlı padişahlarının beşincisi ve Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusudur. Çelebi Mehmet, Ankara savaşından (1402) sonra parçalanan Osmanlı topraklarını yeniden bir idare altında birleştirmek için kardeşleri Süleyman, İsa ve Musa Çelebi ile mücadele etti. Böylece Osmanlı Devleti’ni karşılaştığı bu büyük bunalımdan kurtararak devletin birliğini sağlayan Çelebi Sultan Mehmet, her şeyden önce elden çıkan toprakları geri almaya çalıştı. Şeyh Bedreddin isyanını bastıran Çelebi Mehmet, 26 Mayıs 1421 tarihinde Bursa’da yaşamını yitirdi.

Yeşil semtinde bulunan eşsiz güzellikteki Yeşil Türbe’ye defnedildi. Çelebi Mehmet sağlığında, türbenin bulunduğu mekana içinde medrese, cami ve imaret bulunan “Külliye”yi inşa etmişti. Aynı zamanda divan şairi olan Çelebi Mehmet Edirne’de bir cami ve bedesten, Amasya’da da oğlu Kasım için bir türbe yaptırmıştır.

II. Murat Döneminde Bursa

Çelebi Mehmet ile Emine Hatun’un oğludur. 1415 yılında Amasya Sancakbeyi oldu. 1420 yılında Börklüce Mustafa ile Anadolu beyliklerinden Germiyanoğulları, Ramazanoğulları ve Menteşoğulları’nın isyanlarını bastırdı. 1430 yılına Venedikliler’den Selanik kalesini aldı. 1444’te Varna, 1448’de II. Kosova Savaşı’nda kazandığı başarılarla Balkanlar’da devletin sınırlarını genişletti. Karacabey’de topladığı devlet yöneticilerinin huzurunda saltanattan vazgeçtiğini ilan etti. Bir süre Karacabey’de inzivaya çekildi. Daha sonra Çandarlı Halil’in baskısı ile tekrar tahta geçmek zorunda kaldı.

Muradiye (II. Murat) Camii

 

47 yaşında iken 3 Şubat 1451 günü yaşamını yitirince, Muradiye’deki türbesine gömüldü. Vasiyeti üzerine türbesinin üstü açık, sandukası üzerinde de toprak vardır. Sultan II. Murat’ın Muradiye semtinde yaptırdığı külliyesinde; cami, hamam, medrese ve imaret bulunup tümü günümüze gelebilmiştir. Sultan Murat, duygusal ve şair yönü olan bir kişi olup ayna zamanda divan şairi, müzisyen ve hattattır.

Osmanlı’nın Manevi Başkenti Bursa

Fatih (1451-1481), İstanbul’u aldıktan sonra Bursa ikinci plana itilmiştir. Bu nedenle de Bursa, hep ikinci ya da manevi başkent oldu. Örneğin Fatih vefat edip II. Bayezid padişah olunca (1481-1512), kardeşi Cem de 1481 yılında Bursa’ya gelip padişahlığını ilan etmişti. Bahtsız Şehzade Cem, Bursa’da 18 gün süren padişahlık yaptı, burada kendi adına para bastırdı. Sonradan bu durum, Bursalıların Sultan tarafından cezalandırılmasına neden oldu.

II. Bayezid, 1512’de Bursa’ya girince, Yeniçeriler şehri yağma etmek istediler, yağma son anda önlendi. Yavuz Selim padişah olunca da, bu kez kardeşi Korkut aynı şeyi yaparak Bursa’da padişah olmak istedi. Ancak Şehzade Korkut’un Bursa’daki saray-ı âmire’den tüfekleri almak istemesine Bursalılar engel oldu. Daha sonra Şehzade Ahmet de, Bursa’yı alarak hükmetmek istemiş, ama başaramamıştı.

Bursa’nın İşgalden Kurtulması

Birinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmişti. 1920 yılında Yunanlılar önce İzmir ve çevresini ardından 2 Temmuz 1920 tarihinde Mustafakemalpaşa ve Karacabey’i işgal ettiler. 6 Temmuz’da ise Gemlik İngilizler tarafından işgal edildi. Bursa’da, Osmanlı döneminden sonra en büyük acı Yunan işgali ile yaşandı. Ankara’daki TBMM kürsüsü üzerine, Bursa düşman işgalinden kurtuluncaya kadar kalmak üzere siyah bir örtü örtüldü. O zor yıllarda Bursa’da yaşayanların neredeyse üçte biri gayrimüslim olduğu için bazı Bursalılar silahını alıp dağlara çıkmıştı.

Kentte kalanlar ise, Kuvvay-ı Milliye için istihbarat çalışmaları yapmıştı. Yunanlıların Osman Gazi türbesine hakarette bulunmaları Bursalıların işgalcilere karşı daha da kinlenmesine sebep oldu. Bursa, 2 yıl, 2 ay 2 günlük işgalden sonra 11 Eylül 1922 günü kurtarıldı. Yunan askerlerinin şehirden çekilmesinde, Türk ordusunun olduğu kadar, silahlı milislerin de katkısı büyük olmuştur. İşgal döneminde Bursa halkı çok zor yıllar yaşadı. Özellikle köylerde çok sayıda insan ölmüş, birçok köy de yakılmıştı. İşgal yıllarında Bursa’da da birçok mahalle yakılmış, yıkılmıştı. Cumhuriyet sonrasında; Bursa nüfusunun yaklaşık üçte birini oluşturan gayrimüslimlerin kenti terk etmesiyle yeni, farklı bir bunalım yaşandı. Giden gayrimüslimlerin yerine gelen “Mübadele göçmenleri” her şeye yeniden başlamak zorundaydı.

Zaten Bursa, 1880’li yıllardan beri yoğun bir göçmen akınına uğramıştı. Daha bu göçmenleri bünyesinde hazmedemeden, önce Balkanlar’dan gelen göçmenler, daha sonra mübadele ile Yunanistan’dan gelen göçmenler Bursa’yı, Cumhuriyet’in ilk yıllarında büyük bir sosyal ve ekonomik sorunlar yumağı haline getirdi. Çünkü Bursa’yı terk eden gayrimüslimlerin çoğu esnaf ve tüccar iken, yerlerine gelen göçmenlerin hemen tamamının çiftçi olması sorunları daha da artırmıştı. Gelen göçmenlerin büyük bölümünün Türkçe dahi bilmeyip, faklı geleneksel ve kültürel özellikler taşıması, Cumhuriyet Bursa’sı için farklı ve ciddi sorunların ortaya çıkmasına sebep oldu.

Ancak Cumhuriyet yönetimi, kısa sürede Bursa’daki bu toplumsal ve kültürel sorunları aşmayı bildi. Genç Cumhuriyet, yakılmış, yıkılmış bir Bursa’dan kısa sürede modern bir kent yaratmayı başardı. Yeniden ipek fabrikaları kuruldu, gerek kent merkezi, gerekse ilçe ve köylerinde büyük bir imar atılımı başladı. Cumhuriyet devrimlerine de sahip çıkan Bursa, çok kısa süre içinde büyük bir gelişme göstererek ülkenin dördüncü büyük kenti haline geldi.

Atatürk’ün Bursa’ya Gelişleri

Bursa Ataturk Evi Müzesi

Atatürk, milli mücadelenin merkezi olan Ankara’yı başkent yaptı ama Bursa’yı da çok sever ve ilgi gösterirdi. Nitekim Atatürk’ün en çok ziyaret ettiği illerin başında Bursa gelir. Atatürk, 1922 yılından ölümüne kadar Bursa’ya 18 kez gelmiştir. Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nın hemen ertesinde, 17 Ekim 1922 tarihinde Bursa’ya ilk ziyaretini yapmıştı. Bu gezisi sırasında yaptığı konuşmasında Atatürk şöyle dedi:

“Artık ordularımızın yaptığı savaş bitti. Şimdi eğitim ve ekonomik alanda bir savaşa hazırlanıyoruz.”

31 Ağustos – 11 Eylül 1924 tarihlerindeki üçüncü gelişinde ise Atatürk artık cumhurbaşkanıdır. Bursa’nın kurtuluş törenlerinde yaptığı konuşmada şunları söylemiştir:

“Devrimlerimiz, Türkiye’nin yüzyıllar için mutluluğunu yüklenmiştir. Bize düşen, onu anlatmak ve değerlendirerek çalışmaktır.”

Atatürk, yapacağı her devrim öncesinde mutlaka Anadolu’yu gezer, nabız yoklardı. Bu gezilerine de Bursa’dan başlardı. Yine Harf Devrimi öncesinde, 27 Ağustos 1928 tarihinde Bursa’ya gelmişti. 26 Mart 1937 tarihindeki gelişinde ise Bursa gençlerine bir söylev vermişti:

“Yorulmadan beni izleyeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, benim sizden istediğim, yorulduğunuz zaman dahi, durmadan yürümek, dinlenmeden beni takip etmektir. Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız dahi beni izleyeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla yorulmazlar.”

Atatürk, en renkli gezisini de aramızdan ayrıldığı yıl, 1 Şubat 1938 tarihinde Bursa’ya yapmıştı. Uzun süredir hasta olan Atatürk, Bursa’da dans etti, eğlendi. Adeta son baharını yaşadı Bursa’da… Atatürk kendisi için Bursa Belediye salonunda verilen baloda öylesine neşelendi ki, orkestrayı durdurup zeybek çaldırdı. Salonun ortasına geçip zeybek oynadı. Bursa, Atatürk Türkiye’si ile aydınlandı. Bütün Türkiye gibi Bursa ve Bursalılar da ona çok şey borçlu. Bütün Türkiye gibi Bursalılar da onu asla unutmayacak.

Bursa İlinin Adı Nereden Gelmiştir?

Bursa bölgesi, MÖ. 4. yüzyılda Bithynia devleti kurulana dek çeşitli kolonilerin ve ülkelerin egemenliğinde yaşamıştı. Ünlü Herodot Tarihi’ne göre, o tarihte Bursa ve civarında var olan tek kent Cius/Gemlik’tir. Cius kentinin kuruluşu MÖ. 12. yüzyıla kadar uzanır. Apamea/Mudanya kentinin ise, MÖ. 10. yüzyılda kurulduğu sanılmaktadır. Uluabat Gölü’nün üzerinde bir adada bulunan Apollonia/Gölyazı’nın ise, MÖ. 6. yüzyıldan daha önce kurulduğu sanılmaktadır. Krezus/Kroisos (MÖ. 561-546) döneminde Lidyalıların egemenliğine giren Bursa bölgesi daha sonra, Pers/İran egemenliğiyle tanışmıştı. Bursa bölgesi, bu savaşlar sırasında çok tahrip oldu. Dedalses, İranlara karşı savaşarak Bursa bölgesinde bağımsız bir Bithynia Devleti kurdu. Dedalses’in oğlu Botiras ve onun oğlu Bas/Byas (MÖ. 378-328) Bithynia krallığının ilk kralı sayılmaktadır.

MÖ. 2. yüzyılda M.Kemalpaşa yakınlarındaki Melde Tepesi’nde antik Miletopolis, 356 yılında Orhangazi’de Basilinopolis, Sölöz köyünde Pythopolis, Yenişehir’de Otroia, Orhaneli’de Adriani, Karacabey’de Kremastis, Eşkel’de Daskylium, Çekirge’de Plai, Kurşunlu’da Brillos, İznik’te Nicaea antik kentleri kurulmuştu. Bursa’nın kent statüsüne yükselip çevresinin surlarla çevrilmesi, Bithynia kralı I. Prusias (MÖ. 232-192) döneminde gerçekleşmişti. Kartaca kralı Hannibal, Roma imparatoru ile yaptığı savaşı kaybedince, askerleriyle birlikte I. Prusias’a sığınmış. Hannibal, I. Prusias tarafından büyük itibar görmesi üzerine, onun onuruna Bursa kentini kurmuş. Kente bu nedenle Prusa adı verilmiştir.

Şehir merkezine yakın ilk yerleşimin kesin bulguları M.Ö. 2500 – 2700 yıllarını göstermektedir. Antik kaynaklarca bugünkü Bursa’nın kurucusu olarak bilinen I. Prusias’ın imparatorluğu zamanında Uludağ Bursa’sı (Prusa ad Olympium) adını alan şehirden o döneme ait mermerden bir kadın heykeli ve ostotek bulunmuştur. İmparator Justinianus (527-565) zamanında Pythia’da (Çekirge’de) yeni hamamlar yaptırılmıştır. 1935 yılında Hisar içinde tonozlu odalar bulunmuştur. Hisar içinde, Yer Kapı’da bulunmuş erken Bizans devrine ait taban mozaiği, önemli arkeolojik kalıntılardandır.

Tophane’de Bizans döneminden bir şapel ve manastıra ait mozaikler bulunmaktadır. Prusa (Bursa) 1204-1261 yılları arasında Nikaia’ya (İznik)’e bağlı sönük bir tekfurluk olarak yaşamını sürdürdü. MÖ. 74 yılında Roma’ya bağlanan Bithynia krallığı, uzun yıllar Roma egemenliğinde kaldı. Önce Romalıların, sonra da Bizanslıların bir ili olarak varlığını sürdüren Bursa ve civarı Osmanlı Beyliği döneminde dahi yabancı kaynaklarca Bithynia Beyliği veya Krallığı olarak anılmıştır. Bugün ülkemizin en zengin Bizans devri mezar stelleri ve çeşitli mimari eser parçaları, seramikler, sikkeler Bursa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.

Bursa, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk 200 yıllık döneminde diğer kentlere göre büyük gelişmeler göstermiş, birçok mimari yapı ile süslenmiş; devrinin tanınmış medreseleri ile bilim aleminin merkezi olmuştur. I. Murad zamanından başlayan Hüdavendigar Külliyesi, I. Beyazid’ın yaptırdığı Yıldırım Külliyesi, I. Mehmed (Çelebi) döneminde başlayıp II. Murad zamanında tamamlanan Yeşil Külliye Bursa’nın mekânsal gelişimini etkileyen ve bugün de ayakta duran büyük komplekslerdir.

  • Osmangazi
  • Nilüfer
  • Yıldırım
  • Mudanya
  • Gemlik
  • Kestel
  • Gürsu
  • İnegöl
  • Yenişehir
  • İznik
  • Orhangazi
  • Mustafakemalpaşa
  • Karacabey
  • Orhaneli
  • Büyükorhan
  • Keles
  • Harmancık

Bursa, Türkiye’nin ekonomik bakımdan en gelişmiş beşinci ilidir. İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana’dan sonra gelir. Bursa’nın ekonomisi tarım ve tarıma dayalı sanâyii, ticâret ve turizme dayanır. Mâden bakımından da zengindir.

Tarım: Toprağı çok bereketli olup, iklimi (sıcaklık, nem ve yağış) tarıma çok müsâittir. Tarım ürünleri çok çeşitli ve boldur. Faal nüfûsun % 60’ı tarımla uğraşır. Brüt gelirin % 20’si tarımdan sağlanır. Bâzı meyve ve sebze ürünlerinde Bursa birinci sırada yer alır. Arâzinin % 44’ü tarladır. Tarım ürünlerinin başlıcaları; buğday, arpa, mısır, yulaf ve pirinç gibi tahıllardır. Bütün bunların senelik istihsali 500.000 tona yaklaşır. 20.000 tona yakın fasulye, bakla, bezelye ve çiğ baklagiller, tütün, pamuk, ayçiçeği, susam ve anason yetişir.

Türkiye’nin en çok ve kaliteli sebzesi Bursa’da üretilir. Bunlardan domates birinci sırayı alırken, soğan ikinci sıradadır. Patates, hıyar, pırasa, lahana, tâze fasulye, patlıcan, biber, enginar ve ıspanak üretimi 250.000 tona yaklaşır. Bursa meyvecilikte çok ileridir. Sulu şeftalisi, kestane, üzüm, elma, armut, çilek, vişne, kiraz, kayısı, erik, muşmula, kızılcık, ceviz, kavun, karpuz ve her çeşit meyve yetişir. Türkiye’de, çileğin % 80’i, şeftalinin% 40’ı Bursa’da yetişir. 25.000 hektara yaklaşan bağlarda yetişen razzaki ve müşküle üzümü de dış ülkelere ihrâç edilir. Gemlik, Mudanya ve Orhangazi ilçelerinin zeytinleri sofralık, lezzetli zeytinlerdir.

Bursa’da modern tarım âletleri, sûn’î gübreleme, sulama ve ilaçlama en ileri seviyededir. İpek böcekçiliği, Osmanlı devrinde çok yaygındı. Sûn’î ipek çıkınca koza üretimi azalmıştır. Senede 600 tona yakın koza üretilmektedir. Dünyânın en verimli kestâne alanları Bursa yamaçlarındadır. Bursa ile Sarıalan’a kadar uzanan kestâne kuşağı ilmen dünyânın kestâne kuşağıdır.

Hayvancılık: Bursa’da hayvancılık oldukça ileridir. Mer’a ve çayırlar hayvancılığa müsâittir. Başta koyun olmak üzere kıl keçisi ve sığır beslenir. 32.000 arı kovanı ve lezzetli balı vardır. Karacabey-M. Kemâlpaşa arasında bulunan Karacabey Harası Türkiye’nin en büyük harasıdır. Arâzisi 100.000 dekarın üzerindedir. Osmanlı devrinde sarayın et, süt, krema, yağ ve buna benzer ihtiyâcı için “Çiftli-Kat-ı Hümâyûn” olarak kullanılmıştır. Bu arâziyi Köse Mihâl, kızının çeyizi olarak Orhan Gâzi’ye hediye etmiştir. 1924’ten sonra hayvancılığın ıslahı için burada damızlık at, koyun, sığır ve tavuk yetiştirilmeye başlanmıştır. Bunların bir kısmı köylüye satılır. M. Kemâlpaşa’nın Ayazköy ve İncilpınar mer’aları ıslah edilmiştir.

Ormancılık: Toprakların % 44’ü ormanlıktır. 472.000 hektara yakındır. Ormanlarda çok çeşitli ağaçlar bulunmaktadır. Orman içinde ve 10 km civârında bulunan köy sayısı 683’tür. Senede 160 bin m3 kerestelik odunu, 650.000 ster yakacak odunu ve 150 ton reçine elde edilir.

Mâdenler: Bursa mâden bakımından da zengindir. Silâh ve uzay sanâyiinde kullanılan Volfram (tungsten) Uludağ’da çıkmaktadır. 100.000 ton krom istihsal edilmektedir. Ayrıca linyit, bor tuzları, manyezit, çinko, amyant, mermer bulunmaktadır. Silah sanâyiinde kullanılan Bor tuzları M. Kemâlpaşa ve Kestel’de çıkmaktadır.

Sanâyi: Bursa Türkiye’nin başta gelen sanâyi merkezlerinden biridir. Türkiye’nin 500 büyük firmasının 32 adedi Bursa’dadır. Büyüklü küçüklü 7.000 iş yeri vardır. Türkiye’nin üç otomobil fabrikasından 2’si olan Renault ve Tofaş Bursa’dadır. Otomotiv yan sanâyi ile ilgili iş yerleri ve Mensucat sanâyi ile ilgili iplik (naylon, poliester, yün, makara ipliği, dokuma, havlu, boya ve empirme) fabrikalarının sayısı oldukça fazladır. Makina ve mâdenî eşyâ sanâyii, döküm, mâdenî eşyâ ve makina îmâlâtı olarak 16 çeşit makina îmâl edilir. Karoser ve aksesuar sanâyiinde 32 çeşit oto aksesuarı îmâl edilir.

Süt mâmülleri sanâyiinde süt, peynir, tereyağ, kaymak, yoğurt ve lor istihsal edilir. Konserve ve meyve suyu îmâlatı oldukça ileridir. Deri yağ ve sabun îmâlâtında 20’ye yakın fabrika vardır. Deri ve plastik sanâyiinde oldukça ileridir. Sümerbank Merinos Yünlü Sanâyii Müessesesi eski ve köklü bir sanâyi kuruluşudur.

Yedi bin sanâyi işletmesini buraya sığdırmak mümkün değildir. Un fabrikaları, pekmez, mobilya, yonga ve levha, kimyâ sanâyii fabrikaları, akü, çelik ve plastik boru fabrikaları vardır. Yedi bin işletmenin 100 tânesi büyük işletmelerdir. Tekstil sektörü söz konusu edildiği zaman hiç şüphesiz ilk akla gelen şehrimiz Bursa olmaktadır. Târihteki ipek şehri Bursa, günümüzde sanâyi şehrine dönüşmüştür.

Ulaşım: Bursa, kara, hava ve deniz ulaştırması bakımından zengin bir ildir. İstanbul, İzmir ve Ankara’ya mükemmel karayolu ile bağlıdır. Bursa, Osmanlı devrinde en işlek ve karayollarının kavşak noktasında bulunuyordu. Bugünkü yolların esası Osmanlı devrinde açılan yollardır. Gemlik ve Mudanya’da iskele vardır. Yalova iskelesine inenler çok düzgün bir yolla bir saat içinde Bursa’ya ulaşırlar. Bursa’da havaalanı vardır.

Kaynak: http://www.cografya.gen.tr/tr/bursa/ekonomi.html

Bursa Efsaneleri

Sözlü gelenekte yaşayan efsaneler daha çok tarihsel kişiliklere , Bursa da yaşamış ünlü kişiler ve yerlerle ilgili efsaneler anlatılmaktadır .Hemen her efsanenin birçok varyantına rastlamak mümkündür. En çok Bursa ve Bursa’nın Oluşumu ile ilgili anlatılan yaratılış Efsaneleri ,Bursanın Fethi İle İlgili Efsaneler, Cennet Bursa Efsanesi ,Kişi ve yer adına bağlı efsaneler I. Murat Efsanesi , Emir sultan Efsanesi , Somuncu Baba Efsanesi , Geyikli Baba Efsanesi Baba Sultan )Musa Baba , Okçu Baba,Ali Dede , Sarıkız Efsanesi , Karagöz ve Hacivat Efsanesi, Üç Kuzular Efsanesi , Yerlerle ilgili , Dere Kızık Bayındır Kızık Efsaneleri , Irgandı Köprüsü , Hamitler Köyü, İnkaya Çınarı , İznik Gölü , Kara Demirtaş Hamamı , Kara Mustafa Kaplıcası Efsanesi , Oylat Kaplıcalarının Oluşması ile ilgili Anlatılan Efsaneler , Şehre Küstü , Eskici Mehmed Dede Efsanesi , Hançer Ali Dede Efsanesi , Şengül Hamamı Efsanesi , Ulucami neden yirmi kubbeli ?, Ulu camiinin ortasına neden şadırvan yapılmış? v.b efsaneler anlatılmaktadır.

  • Cennet Bursa Efsanesi
  • I.Murat Efsanesi
  • Emir Sultan Efsanesi
  • Çekirge Sultan
  • Karamustafa Kaplıcası Hikayesi
  • Kavaklı Çınar Hikayesi

Bursa Kültürel Detaylar

Bursa’ya Ait Bazı Deyimler

Günlük konuşma dilinde yaygın olarak kullanılan binlerce kalıplaşmış söz deyimler kullanılmaktadır.

  • Açtırma Kutuyu Söyletme Kötüyü
  • Adamdan Saymak
  • Adet Yerini bulsun diye
  • Ağır başlı güler yüzlü
  • Ağzına kilit vurmak
  • Ağzı söyler kulakları duymaz
  • Ağzı sütten yanmış
  • Aklına mukayyet olmak
  • Akşam ola hayrola
  • Allah demiş çalış kulum vereyim
  • Arayan bulur inleyen ölür
  • Arif olan anlasın
  • Atını sağlam kazığa bağlamak
  • Ayağının altına almak
  • Aynasına yazı yazmak
  • Az aşım ağrısız başım
  • Babam mezara anam pazara

Bursa’ya Ait Bazı Atasözleri

  • Abacı Keçeci sen neci
  • Acemi katır kapı önünde yük indirir
  • Aç elini kara sokar
  • Açın yanında sarpın kucaklanmaz
  • Ağaca çıkan keçinin dama çıkan oğlağı olur
  • Ağaç dikenin sapı ekenin
  • Ağanın gözü yiğidin özü
  • Ağır kazan geç kaynar
  • Ağız yediğini eğin giydiğini bilir
  • Gezen kurt aç kalmaz
  • Alçak yerin tepeciği dağ görünür
  • Allah kardeşi kardeş yaratmış kesesini ayrı yapmış
  • Allah uçmayan kuşa alçacık dal verir
  • Anadan olur daya hamurdan olur maya
  • Ar dünyası değil kar dünyası
  • Adam adamdır olmasa pulu eşek eşektir olmasa çulu
  • Adam sandık eşeği dört bıraktık döşeği
  • Al basma mor basma her söze kulak asma
  • Alçak yerde yatma el alır yüksek yerde yatma yel alır
  • Almadığın hayvanı kuyruğundan tutma
  • Aptal hayret eder akıllı sorar
  • Arı söğüdü akıllı öğüdü sever
  • Arı kızdıranı sokar

Bursa’ya Ait Bazı Bilmeceler

Bilmeceler ,genellikle ölçülü ve kafiyeli seslerden oluşan zeka geliştirici ,eğlenmek ve düşündürmem amacıyla en az iki kişi veya iki gurup arasında oynanan Halk Edebiyatı ürünleridir.

  • Karşıda bir ay doğmuş
  • Ayı görenler olmuş
  • Anası kundakta iken
  • Kızının kızı olmuş
  • (GÜL)

*************************************

  • Ha gitti kuşum
  • Burnu gümüşüm
  • Avı dağlarda
  • Gözü yuvada
  • (ARI)

*************************************

  • Attım rafa
  • Bir kuru kafa
  • Yemesi tatlı
  • Maymun suratlı
  • (FINDIK)

*************************************

  • Allah yapar yapısını
  • Kul açar kapısını
  • (KARPUZ)

*************************************

  • Bir küçücük arpacık
  • Başında var tablacık
  • (ÇİVİ)

*************************************

  • İçi taş dışı taş
  • İçinde dön dolaş
  • (MİNARE )

Bursa Bayramlar, Törenler, Seyirlik Oyunlar

Bursada geleneksel olarak her yıl düzenlenen spor ve kültürel amaçlı etkinlikler dışında köylerde belli dönemlerde oynanan (bayram , hıdrellez vb.)geleneksel köy seyirlik oyunları ve Hacivat ve Karagöz gösterileri yapılmaktadır.
-Tarihi Çalı Yağlı Pehlivan güreşleri Geleneksel olarak 43 yıldır Mayıs ayının 3. haftası düzenlenmektedir.
-Kayapa Belediyesi tarafından her yıl Rahvan at yarışları düzenlenmektedir.

  • Hacivat ve Karagöz
  • Deve Oyunu
  • Kılıç Kalkan
  • Uludağ Türkmen Oyunu
  • Rumeli Oyunları

Bursa Türküleri

Bursa da oyun ile söylenen köy güvendeleri dışında çeşitli olaylar karşısında yakılan ve kişilerin yaşadıkları ile ilgili türküler söylenmektedir.

  • Sarı Mustafa Türküsü
  • Zeytinyağlı Yiyemem
  • Meşeli Dağlar Meşeli
  • Oturmuşlar Herekenin Ağaları
  • Menekşesi Tutam Tutam

Bursa Giyim Kuşam Gelenekleri

Günümüzde Bursa’da çağdaş çizgiler egemendir. Bursa’nın merkezinden köylerine doğru gidildikçe yöresel kıyafetlere rastlanır. Bölgenin yöresel özellik gösteren giysilerine dağ bölgesi adı verilen ilçeler olan Keles , Orhaneli,Büyük Orhan , Harmancık,’ın köylerinde rastlanabilmektedir. İl de giyim – kuşam Türkiye’nin tüm yörelerinde olduğu gibi , gelir gruplarına, toplumsal çevre özelliklerine göre değişiklik göstermektedir. Giyim ve Kuşamın çeşitlenmesinde , biçimlenmesinde moda ve çalışma koşulları etkili olmaktadır. Eski Bursa’da özellikle kadın giysileri , kumaşları ve işlemeleriyle dikkat çekerdi. Bursa tezgahlarında dokunan ipekler, bürümcükler, kadifeler bu giysilere özellik katardı.

Erkek Giyimi

Renkli kumaşlardan yapılan giysiler , işlemelerle süslü . Pantolon yerine potur, şalvar, çakşır, üstüne cepken gömlek giyilirdi. Bele üst üste kuşak sarılır, kuşakların arasına cep yerini tutan silahlıklar takılırdı. Başa genellikle fes giyilirdi. Üstüne Ağabani sarık sarılan keçe külah da yaygın baş giysilerindendir. Ayağa çarık, mest, yumuşak meşinden yapılmış, yanları dikişli flar yemeni giyilmektedir.

Kadın Giyimi

Bursa Kadın Giyimi

Bursa’nın içinde iki tür kadın giyimi vardır. Bunlar üç etekli ve şalvar içlikli giyimdir.

Üçetekli Giyim

Bu tür giyim özelliğini üç etek ve altına giyilen şalvardan alır. Ton don denilen
şalvar bir tür pantolon biçimindedir. Ağı yukarıda uçkur bağı düşüktür. Bu tür özellikleri ile rahat etmeyi sağlar. Şu parçalardan oluşur.

Top Don

Pamuk- İpek karışımından dokunmuştur. Parçaların yanı nakışlıdır. Bunlara parçalık denir. Türlü şenliklerde işli parçalıklar üç eteğin yan yırtmaçlarından görülür.

Uçkur (Yağlık )

İnce İpek bürümcüktendir. Uçları mor ve sümbül başakları işlidir.

Gömlek (Uzun Köynek)

Beyaz İpek bürümcükten yapılmıştır. Dize kadar iner. Önü Pembe gül dallarıyla işlidir. Yaka ve kol ağızları, renkli ipek ipliği ile işlenmiştir.

Cepken

Açık yeşil Bursa kadifesindendir. İçi astarlıdır. Üstü sarı bükme simle süslenmiştir.

Şal Kuşak

İnce yünden dokunmuştur. Renkli çizgilidir. Arasına iğne ile çiçek desenleri işlenmiştir. Kare biçimindedir. Üçgen sarılarak bele sıkıca bağlanır.

Gümüş Kemer

Şal kuşağın üzerine takılır. Altın- Gümüş karışımıdır. Önde çiçek biçiminde bir tokası vardır.

Çorap

ince ak yünden beş şişle örülmüştür. Pembe gül deseniyle bezelidir.

Çedik

Sarı deriden yapılmıştır. Taban astarına karanfil motifleri sırma ile işlenmiştir.

Hotoz Başlık

Bursa ’lı kadınlar (50 yıl önce) hotoz başlık giyerlerdir. Geçmişte başa giyilen hotoz mevsim çiçeklerine göre hazırlanırdı. Gül zamanı gül oyalı, gül renkli hotozlar, leylak zamanı leylak oyalı, leylak rengi hotozlar giyilirdi.

Şalvar İçlikli Giyim

Bursa’nın bu tür geleneksel giyimi , şalvar ve içlik olmak üzere iki parçadan oluşur. Öbür parçalar tamamlayıcıdır. İçlik üzerine cepken ya da pamuklu uzun hırka giyilebilir. Şalvar ve içliğin kumaşları düz ya da kareli , çizgili çitari, alaca. Kadife. Atlas, yünlü, pamuklu olabilir. Şu parçalardan oluşmaktadır.

İçlik

Bele kadar iner. İç astarlıdır. İçliğin iki ön parçası üs üste gelir, göğsün sol yanında ve yaka da düğümlenir. Kollar manşetli ve düğümlüdür.

Şalvar

Dikdörtgen kesimlidir. Ağı düzgündür ve yere kadar iner. İki yanında ayak geçecek kadar açıklık vardır. Bu tip şalvarlar genellikle altı metre kadar kumaştan yapılır. Bolluk belde bir uçkurla toplanır.

Cepken

Şalvarla içliğin üstüne giyilir. Onlara eş kumaştan yapılır. Kapitonelidir. İçi yeşil astarlıdır. Yeşil, pembe, sarı, ipek kordonla yapılmış ipek desenli harç cepkenin çevresini süsler.

Ferace

Gerek üçetek gerekse şalvar içlikli giyimle sokağa çıkıldığında üste uzun bir ferace giyilir, başa ak yaşmak örtülüdür. Bursa feracelerinin özel kesimi vardır. Yeşil yaka arkadan bele kadar inerdi. Feraceler, kırmızı çuhadan dikilirdi. İçi yeşil kumaşla astarlıydı. Kadınlar, feraceli yaşmaklı olarak sokağa çıkar, bir şey taşımaları gerektiğinde bunu bir bohçaya sararlardı.

Bursa El Sanatları

Bursa El Sanatları - İznik Çiniciliği

Bursa Osmanlı’nın ilk zamanlarında başkent olması ve ipek yolu üzerinde bulunması dolayısıyla Ekonomik ve Kültürel olarak tam anlamıyla bir merkez durumundadır. Bursa’nın bu konumu el sanatlarının da zenginleşmesini sağlamıştır. Geçmişte el tezgahlarında ipek kumaşlar, ipek halı , kilim , çuval ve heybe dokunmaktaydı. Günümüzde bu dokumalar fabrikalarda veya büyük atölyelerde yapılıyor. Bursa’da ipek böcekçiliğinin çok yaygın olması ipekçiliği de geliştirmiş, ipekli dokumaların merkezi olmuştur. Bursa’da dokumalardan başka urgancılık, saraçlık, bıçakcılık, demircilik,sedefçilik ,gümüş kakma sanatı, tenekecilik, köfüncülük, çarıkçılık,Dokumacılık, semercilik gibi el sanatları yapılmaktadır.

  • Köfüncülük
  • Saraçlık
  • Bıçakçılık
  • Semercilik
  • İpekçilik
  • Çarıkçılık
  • İznik Çiniciliği
  • Çorapçılık

ATA GÜREŞİ
Bursa’da geleneksel olarak her yıl düzenlenen spor ve kültürel amaçlı etkinlikler dışında köylerde belli dönemlerde oynanan (bayram , hıdrellez vb.)geleneksel köy seyirlik oyunları ve Hacivat ve Karagöz gösterileri yapılmaktadır.
-Tarihi Çalı Yağlı Pehlivan güreşleri Geleneksel olarak 43 yıldır Mayıs ayının 3. haftası düzenlenmektedir.
-Kayapa Belediyesi tarafından her yıl Rahvan at yarışları düzenlenmektedir.