Hatay

HATAY HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Hatay, Türkiye’nin en güneyinde, Akdeniz ile Suriye sınırlarının kesiştiği noktada yer alır. Hatay ülkenin en kalabalık 13. şehridir. Hatay ilinin merkez ilçesi Antakya’dır. Bu bölgede yapılan arkeolojik kazılar bölgenin tarihsel geçmişinin Kalkolitik Çağ’a kadar uzandığını göstermektedir. M.Ö. XVII. Yüzyılın sonlarına kadar Mısır uygarlığının hâkimiyetinde kalan bölge, bu tarihten itibaren ardı ardına Hitit, Asur, Babil, Pers ve Makedonya krallıklarının egemenliği altına girmiştir.1516 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında Osmanlı hakimiyetine giren Hatay, dört asır Osmanlı hakimiyetinde, Halep vilayeti merkez sancağına bağlı bir “kaza merkezi” olarak yönetilmiştir. I.Dünya Savaşı sonrası belli bir dönem Fransız işgalinde kalan Hatay, 7 Temmuz 1939’da Anavatana katılmıştır.

Hatay’a İstanbul ve Ankara’dan uçak seferleri ile Mersin’den tren seferleri ile ulaşmak mümkündür. Bununla beraber Türkiye’nin her bölgesinden otobüs firmaları da kentte doğrudan sefer düzenlemektedir. 

Adalı Konağı

Adalı Konağı

Genç Fransız mimar Jaques de La Boucherie, Paris’in asil Tortue ailesine bir köşk yapar. Bu esnada, ailenin kızı Marie Therese Charlotte’a ilk görüşte aşık olur ve aşkı karşılık bulur. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasının ardından, Boucherie yüzbaşı rütbesiyle, Fransız orduları ile birlikte Antakya’ya gelir. Antakya’ya sayısız mimari eser kazandırır. Sevgilisinin ölümünün ardından Adalı ailesi için yaptığı bu köşk ise, Tortue ailesine yaptığı köşkün aynısıdır.

Palladium Alışveriş Merkezi

Palladium Alışveriş Merkezi

Alışverişe ihtiyacınız varsa, Antakya İlçesinde bulunan Palladium Alışveriş Merkezini ziyaret edebilir, İhtiyaçlarınızı görebilirsiniz.

Samandağ Sahili

Samandağ Sahili hakkında

Samandağ Sahili’nin uzunluğu 16 kilometreyi bulmakta. Sadece bölge halkı değil, şehre gelen turistler tarafından da sıkça tercih edilen sahil aynı zamanda sörf için çok uygun. Eğer yanınıza malzemelerinizi getirirseniz, istediğiniz kadar sörf yapabilirsiniz.

Bakras Kalesi

Bakras Kalesi

Bakras Kalesi, Hatay’ın Belen ilçesine bağlı Ötençay köyünde bulunan Helenistik dönemden kalma kaledir. Antakya-İskenderun karayolunun 27. km. sinde yer alır.

Beşikli Mağarası

Beşikli Mağarası

Titus Tüneli’nin deniz tarafındaki girişine 100 metre mesafede bulunan Beşikli Mağarası, kaya mezarlarının en geniş ve ünlülerinden. İçerisinde bölümler halinde tam 12 tane mezar var. Mezarlar, birbirlerinden duvarlar ile ayrılıyor.

Titus Tüneli

Titus Tüneli

Samandağ’da bulunan bu muhteşem tünel, M.Ö. 300 yılında, limanı sellerin doldurması tehlikesine karşı dağ delinerek yapılmış. Bu tünel vasıtasıyla yüksekliği 7 metre, genişliği 6 metre civarında olan selin yönü değiştirilmiş.

Harbiye Şelaleleri

Harbiye Şelalesi

Görenleri kendine hayran bırakan Harbiye Şelalesi Defne Koruluğu’nun arasından akıyor. Turistlerin en uğrak yeri olduğunu söyleyebiliriz. Harbiye’de kurulu tesislerde, şelaleden akan suyun azaldığı yerlerde, su içerisinde oturabileceğiniz serin ve güzel yerler bulabilirsiniz.

Antakya Parkı

Antakya Parkı

Asi Nehri’nin hemen kıyısında bulunan park, şehrin en büyük parkı. Şehrin simgesi Defne Ağacı başta olmak üzere, pek çok bitki bulunuyor. Parkın açılışının II. Abdülhamit Dönemi’ne denk geldiği tahmin ediliyor. Park üzerinde Fransızların önemli katkıları olduğu biliniyor.

Aziz Simon Manastırı

Aziz Simon Manastırı

Antakya-Samandağ arasında bulunan manastır, M.S. 6. yüzyılda inşa edilmiş. Manastır kalıntıları, 479 metrelik bir tepe üzerinde.

Habibi Neccar Camii

Habibi Neccar Camii

Habibi Neccar Camii, Roma döneminde Pagan Tapınağı olarak kullanılıyormuş. Bizans döneminde kiliseye dönüştürülmüş. İslamiyet’in Anadolu’ya girmesi ile de Anadolu’daki ilk cami olarak kullanılmaya başlanmış. Tabi öncesinde, İslami mimariye uygun bir şekilde düzenlenmiş.

Batıayaz Yaylası

Batıayaz Yaylası

Samandağ ilçesindeki Teknepınar’da bulunan yayla, şehre gelip de doğanın içerisinde uzun yürüyüşler ve piknik yapmak isteyenlerin ziyaret ettiği yerler arasındadır esasında.

Kaynak: https://www.gezilesiyer.com/hataya-yolunuz-duserse-gezip-gorulecek-yerler.html

Kaç tane yediğini anlamazsın: Oruk

ocalmutfak

 

İnce bulgurun hakkını vererek açılan incecik bir köfte düşünün. İçinde bol yağlı, salçalı bir kıyma harcı. Ve bir de çıtır çıtır kızartıldığını düşünün. İşte karşınızda oruk! 

Acı severleri böyle alalım: İskenderun döneri

isosdoner

 

Hataylıların bayıla bayıla hatta ağızları yana yana yediği, yemelere doyamadığı bir dönerdir. Acısız istediğinizde bile gelen döner ağzınızı tatlı tatlı yakmaya yeter. En büyük özelliği ise en son kısmına geldiğinizde dürümün dibinde biriken sosu ve etin yağıymış.

Mezelerin olmazsa olmazı: Humus

Humus Tarifi

 

Birçok yörede yapılan humusun Hatay mutfağında da yeri oldukça büyük. Özellikle günlerin, davetlerin, misafirlerin ağırlandığı özel akşam yemeklerinin baş tacıdır kendisi.

Bulgurun en güzel hali: Fellah köftesi

fellah-kofte-tarifi

“Kıymasız köfte mi olur?” diyenlere tokat gibi bir cevap olabilir bu lezzetli bulgur köftesi.  Malatya mutfağında da başköşede yeri olan fellah köftesi, Hatay mutfağında da bol maydanozlu olarak karşımıza çıkıyor. İyi ki de çıkıyor!

Ekmekleri değerlendirmenin en iyi yolu: Muhammara

Muhammara Tarifi

Bayat ekmek içleri ile hazırlanan bu ezmeye Gaziantep ve Hatay ortak yemeklerinden biri diyebiliriz. İçine salça, sarımsak, ceviz ve baharat konuluyor. Ve sonra da yemelere doyulmuyor.

Uzak diyarlardan geldi: Mütebbel

akdenizhataysofrasi

 

İçinde tahin, yoğurt ve patlıcanın olduğu bu lezzete Suriye yemeği diyen de var onun için Arap yemeği diyen de. Biz bu tartışmaların çoook uzağında kalarak bu güzelim mezeyi her şekilde kabul edenlerin arasında yerimizi almak istiyoruz. 

El emeği göz nuru: Şişperek çorbası

sohbetbiziz

Bu lezzetli çorbanın ana malzemesini yoğurt ve pirinç oluşturuyor. Ancak sadece bu ikiliyle yetinmiyor içine soğan da giriyor, kıyma da, baharatlar da. Özenle açılan hamurdan incecik parçalar da kesilip eklenince ortaya başlı başına bir ziyafet çıkıyor.

Pratik mi pratik: Hettüş salatası

oktayustam

Bayat ekmekleri değerlendirmek için bundan daha lezzetli bir yol olamaz. İçine soğan, domates, semizotu, nane, dereotu gibi malzemeler giriyor. Ekmekler biraz fırınlanıyor. Pratik doyurucu bir salata çıkıyor ortaya. Salata dediğimize bakmayın, ana yemek olarak da yiyenler var. 

Hatırladıkça iç çekersin : Biberli ekmek

farm4

Yumuşacık bir hamurun, ev yapımı biber salçası, sürke, zahter ve diğer baharatlarla buluştuğu bir lezzet. Hataylılar bu işi biliyor. 

Tam bir enerji deposu: Kömbe

tarifcarsisi

Özellikle bayramlarda yapılan bu güzelliğe, sadece kurabiye demeye dilimiz varmıyor. Özel baharatı ve kalıbıyla gönülleri fetheden kömbe, içinde gerçek hazine saklıyor. Cevizlisi, hurmalısı, sadesi, zeytinlisi… Tam bir enerji deposu!

Etini özel seçersin: Kağıt kebabı

ustadyemekkebap

Kağıt kebabı, ‘iyi ki varsın Arap mutfağı’ dedirtiyor. Kasapta seçilen etler elde kıyılıyor. Salça ve baharatlarla buluşuyor. Domates, biber ve soğanla fırına veriliyor. Aç karna yiyenler tamam da, tok karna bile yeniliyor. 

Baş tacıdır: Zahter salatası

gurmerehberi

Salata deyip geçmemek lazım. Hatay’da salatanın yeri bile ayrı özel, ayrı güzel. Mis gibi mayhoş zahterler, koyu kıvamlı nar ekşisi, soğuk sıkım zeytinyağıyla harmanlanıyor. Ortaya baş tacı etmelik, ekmek banmalık bir lezzet çıkıyor.

Tabak tabak yedirir: Ispanaklı borani

yersofrasi

Ispanaklı borani, ıspanak kökleri ve yaprakları, pirinç, nohut, bol ekşi ve diğer malzemeler ile pişiyor. Hataylıların bir iddiası da şu yönde: Ispanak sevmeyene bile tabak tabak yedirtir.

Bu peynir başka peynir: Sürk

harikateyze

Öyle bildiğimiz peynirlere benzemez sürk. Çökelek peyniri, acı pul biber, kekik ve kaya tuzu ile yoğurulup, güneşte kurutulur. Sonra gelsin sürk kavurması, salatası, kahvaltısı, böreği, biberli ekmeği.

Kapanışa yakışır bir lezzet: Künefe

künefe-flickr/sudhamshu

Künefe için satır satır laflar yazmaya pek de gerek yok diye düşünüyoruz. Yapımında kullanılan özel peyniri, sıcacık şerbeti.

Kaynak: https://yemek.com/hatay-yemekleri/

Hatay yöresi, Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden biridir.Yöredeki yerleşmelerin tarihi, yaşamı kolaylaştıran ılıman iklim koşulları ve verimli toprakların varlığı nedeniyle, İ.Ö. 100,000’le başlatılan Orta Paleolitik Dönem’e uzanmaktadır.

Hatay yöresini çekici kılan ve tarihin her döneminde göçlere açık olmasını sağlayan bir başka özellik de, Anadolu’yu Çukurova yoluyla Suriye-Filistin’e bağlayan yolların kavşak noktasında bulunmasıdır. Ayrıca, Mezopotamya’dan Akdeniz’e çıkmak için kullanabilecek en uygun limanlar yine Hatay yöresindedir.

 

Hatay adının kaynağına ilişkin ilk bilgiler İ.Ö. 1200’le başlayan Genç Hitit prenslikleri dönemine tarihlenmektedir. Bu dönemde, Amik Ovası´ndaki Hitit Prenslikleri’nin birleşerek Hattena Krallığı adını aldıkları bilinmekte, Hatay adının da buradan geldiği sanılmaktadır. Yöreye bu adı 1936’da Atatürk vermiştir. Hattena Krallığı’nın başkenti, bugünkü Kırıkhan yakınlardaki Kanula (Çatalhöyük) te kalıntıları bulunan yerleşim yeridir.

Hatay ilinin merkez ilçesi olan Antakya’nın ise İ.Ö. 300 yılında Seleukos, 1. Nikator’un babası Antiokhos’un ismi verilerek Antiokheia ismi verilmiştir

Kaynak: http://www.hatay.gov.tr/tarih

• Altınözü
• Antakya
• Belen
• Dörtyol
• Erzin
• Hassa
• İskenderun
• Kırıkhan
• Kumlu
• Reyhanlı
• Samandağ
• Yayladağı

Hatay’ın ekonomisi tarım, sanâyi ve ticârete dayanır. 

Tarım: Hatay ilinin toprakları verimli olup, sulanan ekim alanları çoktur. Modern tarım âletleri yaygındır. Bu bakımdan çok çeşitli ve bol ürün alınır. Tahıl, sebze ve meyve ambarıdır. Buğday, arpa, pirinç, mercimek, pamuk, yerfıstığı, sebze (domates, patlıcan, biber, fasulye ve soğan), bol miktarda kavun-karpuz yetişir. Turunçgiller (portakal, mandalina, limon, turunç ve altıntop) 3 milyon ağaçtan ürün alınır. Dörtyol portakalı meşhurdur. Meyve olarak erik, kayısı, yenidünyâ, bâdem, incir ve üzüm bol olarak yetişir. Bu bölgede yetişen buğdayda nişasta miktarı fazladır. 

Hayvancılık: Çayır ve mer’aların tarla hâline getirilmesi ile hayvancılık gerilemiştir. Son senelerde yeniden hayvancılık gelişmektedir. Koyun, kıl keçisi, sığır beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Hatay’ın 152 km’lik bir sâhili olmasına rağmen balıkçılık gelişmemiştir. Yakalanan balıklar il içinde tüketilir, az bir kısmı da Suriye’ye satılır. 

Ormancılık: Hatay’ın orman varlığı zengin sayılır. % 38’i (210 bin hektar) orman ve makilerle kaplıdır. 114 köy orman kenarında ve içindedir. Her sene 50 bin ster yakacak odun ve 20 bin m3 sanâyi odunu ile 250 ton reçine elde edilir. 

Mâdenleri: Hatay ilinde krom, bakır, kurşun, demir, manyezit, mermer, manganez ve dolomit yatakları vardır. Fakat yalnız dolomit çıkarılır. Dolomit, demirin eritilmesinde, şişe ve cam, azot sanâyiinde kullanılır. Payas’ta 150 bin ton kapasiteli dolomit işletmesi vardır. İskenderun körfezinde petrol aranmaktadır. Bâzı sondaj kuyularında petrola rastlanmışsa da işletmek için daha büyük yatakların aranmasına devâm edilmektedir. 

Sanâyi: Hatay’da sanâyi sektörü gittikçe gelişmektedir. 10 kişiden fazla işçi çalıştıran iş yeri 200’e yakındır. 10 kişiden az işçi çalıştıran iş yeri sayısı iki bindir. 1960 senesine kadar sanâyi tarıma dayalı idi. Çırçır, sabun, yağ, un, gübre, dokuma, deri, mobilya ve tarım âletleri fabrikaları bulunuyordu. 1960’tan sonra motorlu araç, yağ, mazot ve hava filtreleri ve fren balataları yapan fabrikalar ile ambalaj için teneke kutu îmâl eden fabrika ve karoser atölyeleri kuruldu. Son senelerde 10 iş yerinde elektrik aletleri, akü, otomobil yedek parça, treyler ve tanker îmâl eden fabrika ve atölyeler kurulmuştur. 

Bunlara ilâveten tuğla, kiremit ve çimento fabrikaları vardır. Türkiye’nin en büyük demir ve çelik fabrikası olan İSDEMİR, İskenderun’da 15 milyon metrekarelik bir sahada kurulmuş olup, 20 bin kişi çalışmaktadır. Bu fabrikada ham demir, blok çelik, yuvarlak çelik, pik demir, kok, katran, amonyum sulfat, ham ferol, saf benzol, saf ksilol, fotvol, sovent ve sodyum fenolat gibi çeşitli maddeler îmâl edilmektedir. 

Ulaşım: Hatay ulaşım bakımından işlektir. Bütün köylerine yol vardır. Antakya-Reyhanlı asfalt yolu Suriye’nin Halep şehrine ulaşır. Kahramanmaraş-Antakya E-391 karayolu ile Güneydoğu Anadoluya bağlanır. Avrupa-Anadolu-Ortadoğu-GüneyAsya’yı birbirine bağlayan E-5 karayolu Hatay’dan geçer. E-5 karayoluna Antakya ve İskenderun bağlanır. E-5 karayolu ayrıca Suriye’nin Lâzkıye şehrine ulaşır. Hatay, E-5 karayolu ile Ortadoğu ve Güney Asya’yı Anadolu ve Avrupa’ya bağlayan mühim bir yerdedir. Hava alanı sâdece askerî maksatlarla kullanılır. Adana-Kahramanmaraş demiryolundan Yeşilkent’ten ayrılan bir kol güneye uzanarak İskenderun’a ulaşır. Motorlu tren ve ekspres seferleri yapılır. Demiryolu bilhassa yük taşımacılığında kullanılır. 

Denizyolu: İstanbul ve İzmir’den sonra Türkiye’nin ihraç ve ithal bakımından en büyük limanı İskenderun limanıdır. Bu limana gelen gemilerin % 80’i yabancı bandıralıdır. Doğu Akdeniz’in en önemli limanı olan İskenderun limanı Çukurova, İç Anadolu ve Ortadoğu ülkelerine mal sevkinde mühim rol oynar. 

Boru Hattı: Ham petrol, TPAO’nun Batman-İskenderun arasındaki boru hattı ile Batman’dan Dörtyol tesislerine, oradan da tankerlerle ülkemizin muhtelif yerlerine sevk edilir. Antakya-İskenderun yolunun on altıncı kilometresinde târihi Belen Geçidi vardır. Güney Anadolu’nun kapısıdır. Osmanlı devrinde bu geçidi 250 muhâfız (asker) beklerdi. Yanında cami, kervansaray ve Bakras Kalesi yer alır.

Kaynak: http://www.cografya.gen.tr/tr/hatay/ekonomi.html

Folklorun bir çok dalında olduğu gibi dans-ların müziği de oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Araştırmanın bubölümün-de yöredeki müziklerin tamamını incelemek mümkün değildir.                                       
Yörenin geleneksel çalgıları davul, zurna ve argındur. Ama bugün halk çalgılarımızın bir çoğu Halk oyunları ekiplerine eşlik etmektedir. Aşağıda yörenin Halk oyunları ezgilerinden bazılarının notaları ve davul vuruşları notaları ile Argın hakkında bilgi yer almaktadır.
 
 
      

EL SANATLARI

Sanat ve sanat ürünleri çağdan çağa ve toplamdan topluma çok farklı biçimlerde değerlendirilmiştir, ama buna karşın bütün insanlık tarihi boyunca  var olmuştur.
 
Camcılık
 
 
Dünya üzerinde, camın ilk elde edildiği yerleşim  bölgelerinden birisi, Antakya-Suriye – Filistin  civarıdır. Finike-Kilikya-Roma döneminde çok sayıda cam eser ve ziynet eşyası üretilmiştir. Antakya ve civarında bu yöreye özgü yeşil cam üfleme sanatı çok gelişmiş ve eski camlardan eritilip tekrar kazanım yönetimiyle üretim yapılmıştır. Antakya’da çok sayıda cam ustası vardır. Bazı ustalar birleşerek  atölye ve işletmeler açmışlardır.
 
 
İpekçilik-Dokuma
 
    
 
 
Geçmişte Samandağ ve Harbiye’ye bağlı köylerin çoğunda hemen hemen her evde üretilen ve beslenen ipek böcekçiliğinin bugün artık yok olmakta olduğunu görüyoruz. Hatay’da  ipek böceği kozası ile ipek üretimi tarihe karışırken baba mesleği diye devam etmeye çalışan bazı aileler tarafında yaşatılmaya çalışılmakta ve Türkiye’ye tanıtılmaktadır.İpek kumaşı çok sağlam ve dayanıklıdır. Ses ötesi concorde uçaklarının burnundaki kaplamada ve çelik yeleklerde kullanılmaktadır. Yakın döneme kadar yalnızca giyim sanayi de kullanılan ipek böylece silah sanayine de girmiş oldu. Dayanıklılığı 20 yıldır.Hatay’da dokumacılık ahşap tezgahlarda, çözgü ipleri uçlarına, tahta çubuklar ve çakıl taşları  bağlanıp gerilerek  yapılır. Bu tezgahlarda genellikle çarşaf, pike cibinlik dokunur.
 
 
 
Hasırcılık
 
Örmek, İp örmek  değil ama hasır örmek bambaşka bir şey… bir de buğday ve çavdar saplarıyla olursa.. yerli ve yabancı turistlerin en çok rağbet gösterdiği hasır örme ürünleri; çanta, tabak, cirem, pano, yarım tabak, ve kayıktır. Hatay’da da bu geleneği sürdüren en bilinen isim  Niyazi KÖLEOĞLU’dur.
 
 
 
Heykelcilik
 
Hatay’da heykelcilik sanatını sürdüren Şıh Ali ve çocukları genellikle siya taş üzerine Tanrı ve tanrıça heykelleri yapmaktadırlar. Kuşaklar değil uygarlıklar arasındaki köprülerden gezinen taş oyma ustalarının hiçbir eğitim almadan sadece gördüklerini ve hayal edebildiklerini taşları yontarak, taşlara hayat veren bu insanlar sanatlarını halen kendi çabalarıyla sürdürmektedirler.
 
 
 
Sikkecilik
     

        

Tarihte bir çok uygarlığa  ev sahipliği yapmış  Harbiye’nin zengin tarihsel birikimi  sikkelerini bugüne taşıyanlardan İbrahim ( Mehmetoğlu) Sünel’dir.Harbiye’nin tarihi de sanatçıyı bu işe itmiş. Çok zengin kültüre ev sahipliği yapmıştır. ( Daphne ) Harbiye, Yunan Roma Gerek Roma, Osmanlı  ve Anadolu’da yaşayan  bilinen tüm uygarlıkların  mertebe benzeterek turistlik hediyelik eşya üretiyor.Sikkeleri yapmak için  bronz, gümüş  ve altın kullanılıyor. El emeği ve göz nurunun somutlaşarak  bir eser olarak şekillenmesi sanatçıya mutluluk veriyor.

 
 
Defne Sabunu

    

Ana maddesi bitkisel ve hayvansal yağların yağ asitlerinin alkalilerle reaksiyon sonucunda elde edilen genellikle temizleyici olarak kullanılan bir mamuldür.  Defne  ağacının  meyve  (Fructus Lauri) ve yapraklarında elde edilen defne yağı (Oleum Lauri)  sabun imalinde ve hekimlikte kullanılır. Meyvesi Fiorivente Alkolatının bileşimine girdiği için  mideydi terletici   ve idrar sökücü olarak, ayrıca romatizmal ve cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan defne yağı veyaprakları  son yıllarda dış ülkelere ihraç edilmektedir.           

Normal iklim koşullarında yıllık defne yağı rezervi Hatay Bölgesinde yapılan son araştırmalar göre 150-250 ton arasındadır. Defne yağını çıkaran herhangi bir sanayi kuruluşu yoktur.Bu yağ köylüler tarafından basit usuller ile  8-12 saat haşlanarak çıkarılır. Bu yağlarla ve katkı maddeleri ile sabun üretimi yapılamaktadır.
 
 

Ahşap Oymacılığı: 

Oyma ahşap malzeme üzerine yapılan bir çizimin özel kesici aletlerle istenmeyen yerlerinin yontulmasıyla elde edilmesi sanatıdır. Bin yıllık bir gelenektir. Hatay’da ahşap oymacılığı geleneğini sürdüren ve bu alanda en çok tanınan usta Ali ALTUN’ dur.

Yakma Resim: 

“Dağlama resim” olarak da bilinen yakma resim, aslında gölgelendirme tekniği olarak yapılan ve özellikle ahşap tahta vb. malzemeler üzerine kızgın metal kalemlerle ( değişik uçlara sahip havyalar) yakılıp işlenmesiyle gerçekleştirilen bir sanattır. . Hatay’da yakma resim alanında en bilinen ustalar Naim ve Zeynep GÜLBOL’ dur.

TÜRKÜLERİ VE HALK ÇALGILARI

Yörenin geleneksel çalgıları davul, zurna ve argındur. Ama bugün halk çalgılarımızın bir çoğu  Halk oyunları ekiplerine  eşlik etmektedir.
 
Zanbır (argın) : yok olmak üzere olan bir kültürel mirasımız. Zanbır’ın  Hatay’da bilinen son icracı Selim ASLANYÜREK . Zanbır kemikten yapılan bir  alettir.
 
Ney: Kargı adı verilen budaklı bir kamıştan yapılan ve kökleri Sümerlere kadar uzanan ney, üflemeli sazlar içinde yer alan bir çalgıdır. Dünyada Nil kıyıları dışında en kaliteli kamışların yetiştiği bölge Hatay’ın Samandağ ilçesi Asi nehrin kıyılarıdır. Hatay’da tanınmış ney yapım ustaları ve icracıları İzzet ÖZKAN ile Cemil KAHİLOĞULLARI’ dır.

YÖRESEL KIYAFETLER

İnsan oğlu varolduğundan beri giyim önemli bir yer oluşturmuştur. 20. yüzyılın başlarında el işlemeciliği, ipek dokumacılığı giysiyi etkilemiştir. Daha sonra teknolojinin  gelişmesine  paralel olarak makine işlemeciliği ve pamuklu dokumalar yer almıştır. İpek dokumacılığı günümüzde Samandağ ve Harbiye’de dokunup  kullanılmaktadır.
 
Kadın Giysileri
 
1
Başa Giyilenler    
Fes, Tarbuş, Kefiye, Tülbent (Yazma, Yağlık, Eşarp, Yaşmak)
2
İçe Giyilenler             
Elbise (Entari, Fistan), Şalvar
3
Dışa Giyilenler          
Yelek . Sako, Cepken
4
Ayağa Giyilenler       
Çorap, Yemeni
5
Bele Bağlananlar       
Bel Kuşağı, Kemer
6
Takılar                      
Altın penez, Gümüş kolye, Bilezik, Beşibirlik
7
Aksesuarlar              
Tavuz Tüyü ,(Tezzak, Tezat) Saç bağı (Kaytan)
8
Süsler                     
Sürme, Kına
 
 
Erkek Giysileri
 
1
Başa Giyilenler       
Arakçık (Terlik), Arakçık bağı (poşi), Kefiye
2
İçe Giyilenler           
Gömlek, Yelek
3
Dışa Giyilenler        
Aba ( Kimlik aba, Sırmalı aba, (Halep veya mat), Şalvar
4
Ayağa Giyilenler     
Çorap, Yemeni, Edik
5
Bele Bağlananlar     
Bel Kuşağı, (Poşi)
6
Takılar                        
 
7
Aksesuarlar                
 
8
Süsler