KAYSERİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Erciyes Dağı’nın eteklerinde kurulan, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Kayseri İç Anadolu Bölgesi’nde yer alır. Türkiye’nin en kalabalık iller sıralamasında 14. sırada bulunan Kayseri’nin nüfusu TÜİK’in 2016 verilerine göre yaklaşık 1.358.980’dir. Şehrin toplam yüzölçümüyse 17.170 km2’dir. Melikgazi, Bünyan, Akkışla, Develi, Hacılar, Kocasinan, İncesu, Pınarbaşı başta olmak üzere 16 ilçeden oluşan Kayseri, Ankara ve Konya’dan sonra İç Anadolu Bölgesi’nin üçüncü büyük şehridir. İç Anadolu’nun güney bölümü ile Toros Dağları’nın yakınlaştığı Orta Kızılırmak bölümünde yer alan Kayseri bölgenin en hızlı büyüyen ve gelişen şehirlerinden biri olma özelliğine sahiptir.
Kayseri İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illeri batı ve güneye bağlayan demir ve karayollarına sahip olduğu için önemli bir konumdadır. İç Anadolu Bölgesi’nden Kayseri’ye ulaşmak isterseniz mesafe yakın olacağı için özel arabanızı ya da şehirlerarası otobüsleri tercih edebilirsiniz. Ankara’dan Kayseri’ye özel aracınızla yaklaşık 4 saatte ulaşabilirsiniz. İstanbul’dan Kayseri’ye aracınızla gitmek isterseniz yol yaklaşık 9,5 saat, İzmir’den 12 saat sürmektedir.
Kayseri demiryolu ağı açısından en fazla ulaşılabilirlik seviyesine sahip şehirlerimizden biridir. 1927 yılından beri hizmet veren demiryolu istasyonu stratejik bir öneme sahiptir. İstanbul’dan her gün karşılıklı hareket ederek Kars’a ulaşan Doğu Ekspresi’nin duraklarından biri Kayseri’dir. Ayrıca Ankara-Erzurum arasında her gün karşılıklı sefer yapan Erzurum Ekspresi de Kayseri’den geçmektedir. Haftanın her günü sefer yapan Erciyes Ekspresi ile Kayseri-Adana arasında tren ulaşımı sağlanmaktadır. Van Gölü Ekspresi ile Ankara’dan kalkan trenin duraklarından biri Kayseri olup Tatvan’a kadar gitmektedir.
Kayseri’ye daha hızlı ulaşmak isteyenler hava yolu ulaşımını tercih edebilir. Kayseri Havaalanı şehre 5 km uzaklıkta olup hem iç hem dış hat seferleri yapılmaktadır. İstanbul’dan Kayseri’ye uçakla her gün karşılıklı düzenlenen uçak seferleri ile 1 saat 15 dakikada ulaşılabilir. İzmir-Kayseri arası uçakla 1,5 saat sürmektedir ve aktarmasız ulaşım sağlanabilir. Yurt dışından Kayseri’ye İstanbul aktarmalı olarak ulaşmak mümkündür.
Ali Dağı Yer Altı Şehri
Kayseri’de gezilecek yerler listemize Ali Dağı Yer Altı Şehri ile başlıyoruz.Yeni keşfedilmiş ve henüz tamamı ziyarete açılmamış yerlerden birisi. Hıristiyanlığın yasaklandığı dönemlerde Hıristiyanlar’ın yaşamak için dağı kazarak inşa ettiği bu şehir, insanoğlunun hangi süreçlerden geçtiğini, isterse neler yapabileceğini görmek adına kesinlikle görülmesi gereken yerlerden birisi.
Eğer giderseniz sizi oldukça zor bir gezi bekliyor. Kimi zaman çömelerek, kimi zamanda su üzerinde botla bile gezebilirsiniz şehri.
Erciyes Dağı
Kayseri’de gezilecek yerler listemizde bulunan ve Kayseri’nin sembolü haline gelen Erciyes, artık kayak turizmi ile de ön plana çıkmış durumda. Biraz daha mütevazi ve ekonomik bir kayak tatili istiyorsanız Erciyes’e gelebilirsiniz. Ya da kış aylarında bir Kayseri ziyaretiniz olacaksa günübirlik bile gidip gelmeniz mümkün.
Gevher Nesibe Şifahanesi (Tıp Müzesi)
Yıllarca atıl durumda kalsa da değeri geç de olsa anlaşılabilmiş önemli miraslarımızdan birisi. Türk tarihinin ilk akıl hastanesi olarak bilinen şifahanenin tarihi 1200’lü yıllara kadar uzanıyor. İsmini Kılıç Aslan’ın kızı olan Gevher Nesibe Hatun’dan alır; zira bizzat Gevher Nesibe Hatun’un vasiyetidir. İçinde hüzünlü bir aşk hikayesi, zamanının ötesinde imkanlar ve çok naif mimari detaylar barındırır.
Hunat Hatun Külliyesi
Alaeddin Keykubat’ın hanımı Hunat Hatun tarafından yaptırılan külliye, bugün hediyelik eşya satan esnaflar tarafından biraz amacından sapmış şekilde kullanılmakta. Külliye’nin yanında bulunan cami ise Selçuklular’dan günümüze kalmış en büyük camilerden birisi. Yine de Kayseri gezinizde burası ilk duraklarınızdan birisi olmalı.
Sahabiye Medresesi
Selçuklu mimari eserleri arasında en iyi korunabilmiş olanlardan birisi. Günümüzde ise kitapçıların yer aldığı oldukça hareketli ticari alanlardan birisi. Gidecek olursanız özellikle kapısında bulunan ince işçiliğe dikkat etmelisiniz.
Güpgüpoğlu Konağı
Güpgüpoğlu Konağı’da Kayseri’de gezilecek yerler listemizde.600 yıllık bir geçmişi olan konak, haremlik ve selamlık olmak üzere iki kısımdan oluşur. 1995 yılında yapılan değişiklikle birlikte de artık Etnografya Müzesi olarak hizmet vermeye ve misafirlerini ağırlamaya başlamıştır. Müzede Selçuklular’dan kalma eserleri görme şansınız vardır.
Soğanlı Harabeleri
Kayseri’de gezilecek yerler listemizde bir sonraki durağımız Soğanlı Harabeleri.Ürgüp ve Göreme’deki oluşumlara benzer özelliklerde inşa edilmiş bir medeniyet merkezi olan Soğanlı Harabeleri, daha çok 4. yüzyılda Hıristiyanlar için bir kaçış noktası olmuş ve burada onlarca farklı kilise inşa edilmiştir. Halen bazı kiliseler içerisinde Hıristiyanlığın ilk yıllarından kalma freskler bulunmaktadır. Kayseri geziniz uzun süreli ise kesinlikle bir gününüzü ayırmanız gereken yerlerden birisidir.
Kapuzbaşı Şelalesi
Dünya’nın en yüksek 2. şelalesi olma özelliğini taşıması ile yerli turist kadar yabancı turistin de ilgisini çeken şelale, kendisini ilk defa görenlere ilginç bir heyecan verir. Doğada biraz vakit geçirip huzur bulmak istiyorsanız rotanızı bu tarafa çevirip şelaleyi de görme şansını bulabilirsiniz.
Kayseri Arkeoloji Müzesi
Kayseri’de gezilecek yerler listemizin sonuna geliyoruz.Çok fazla büyük olmasa da içerisindeki eserler oldukça etkileyicidir. Kayseri’nin geçmişi hakkında biraz bilgi sahibi olmuşsanız gezinizi müze ziyareti ile sonlandırıp tam anlamıyla bilgilerinizi özümseyebilirsiniz.
Kaynak: https://seyahatdergisi.com/kayseride-gezilecek-yerler/
Nevzine tatlısı
Kayseri’de oldukça meşhur olan bu tatlı genellikle bayramlarda hazırlanarak misafirlere ikram edilir. Yeni doğum yapan gelinlere de nevzine ikram etmek eski bir gelenek olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Un, yoğurt, pekmez ve cevizin ana malzemelerini oluşturduğu bu tatlının lezzetine doyum olmuyor.
Çorba mı yemek mi karar veremezsin: Kurşun aşı
İçine dana etinin nohutun girdiği doyurucu bir yemek düşünün. Çorba olarak görenler de var ancak ne olursa olsun, biz bu kadar doyurucu ve bereketli bir yemek görmedik. Bu arada kısacık bir not daha ekleyelim: Yemeğin ismi yöreden yöreye lülük aşı olarak da değişebiliyor.
Pizza ve lahmacunu unutturur: Yağlama
Salçalı, kıymalı, soğanlı bir harç düşünün. Onları incecik hamurun üzerinde servis yapıldığını. Ve şimdi de o lezzetin üst üste katlandığını düşünün. Evet, bizim de canımız her seferinde çekiyor. Kayseri yağlaması olarak da bilinen yağlama misafirler geldiğinde masada olmazsa olmaz yiyeceklerin başında gelir.
Resmen iki lezzet bir arada: Sucuklu köfte
Köfte diyoruz çünkü kıymadan yapılıyor(tercihen de koyun ya da kuzu kıyması), sucuk diyoruz çünkü içine mis gibi çemen giriyor. Yedikten sonra akla gelen ilk soru muhtemelen “Sucuk mu bu yoksa köfte mi?” oluyor.
Hakkını vererek yemek lazım: Kayseri mantısı
Geldik Kayseri deyince akla gelen ilk lezzete, yani mantıya! 36 çeşidi yapılan mantının yukarıda da bahsettiğimiz gibi en meşhur olanı etli mantı. Ancak Kayserililer mantıyı günlük hayatta yediğiniz mantıyla karıştırmayın diyor. Kayseri mantısı çok hafif çorba gibi salçalı bir suyun içinde servis edilirmiş çünkü.
Salçalı da güzel ama: Çemenli ekmek
Ekmeğini de hazır sanmayın, hamuru da ev yapımı oluyor. Çayların ve kahvaltıların olmazsa olmaz lezzetlerinden biridir. Kayseri çemeni diyoruz, olacak o kadar.
Bir de böyle deneyin: Ayvalı tahinli yaprak sarması
Sıradan bir yaprak sarması değil o adından anlaşılacağı gibi tahinli, ayvalı bir sarma. Tavas yemeği olarak ünlenmiş olsa da tüm Kayseri illerinde oldukça yaygın olarak yapılmakta.
Lezzete sıkı bir düğüm atın: Düğümlü tatlı
Kayseri’nin güzel şerbetli tatlılarından birisidir. Hazırlaması kolay ve pratik olduğundan habersiz gelen misafirleri olan ev sahiplerinin en büyük kurtarıcısı sayılır.
Revani değil: Yoğurt tatlısı
Yoğurt oranı fazla, az yağlı ve irmik oranı una göre daha fazla olan yumuşacık keki ile revaninin bir benzeri olan bu şerbetli tatlı, özellikle Kayserililerin bayramlarda vazgeçemediği bir tatlı oluyor.
İçindeki altın kadar değerli: Altın kesesi
Kakaolu bir krep hamuru diyebiliriz hazırlanan hamuruna, günümüzde içine hazır krema koyarak yapılsa da orijinali kremasının da ev yapımı olmasından geçiyor. Altın kesesi adı gibi kıymetli bir tatlıdır. Çayla da ne iyi gider.
Ceviz olmazsa olmaz: Aside
Antep sofralarında da karşımıza çıkan nefis bir lezzettir kendisi. Un helvasını andırsa da kıvam olarak biraz daha yumuşaktır. Sıcak sıcak servis yapılır. Üzeri muhakkak cevizle süslenir.
Adına şarkılar yapılmış: Kayseri tiridi
Mis gibi tavuk göğsü ile yapılan tirit Kayseri mutfağının sevilen lezzetlerinden birisidir. Tepsiye ekmek ya da el açması yufka (ki tercih edilen rulo şeklinde sarılıp dilimlenen yufkadır) serilir. Üzerine ise, haşlanan ve parçalanan tavuk eti ve de özel hazırlanan sos eklenir. Ekmek batırmadan yersiniz çünkü ekmeği içinde.
Lezzetin hapsedilmiş hali: Örgülü pilav
İçine tavuk eti, ciğer, Antep fıstığı, soğan, badem, kuş üzümü giren bir pilav ve hiçbir yere kaçmasın diye onu çevreleyen bir örgü. Lezzetin hapsedildiği bu yemeği muhakkak yemelisiniz.
Tavuklu pilavın en lezzetlisi: Saray pilavı
Bildiğiniz tavuklu pilavlarını unutun. Saray pilavı sotelenmiş tavuğun pilavla buluşmasını konu alıyor. Yanında muhakkak turşu ve ayranla servis yapılıyor. Afiyet olsun.
Ispanak gibi ama değil: Çiriş yemeği
Erzurum mutfağında da bolca yapılan bu lezzetli yemek, çiriş adı verilen bir ottan yapılıyor. Yapımı ıspanak gibi olan yemek yoğurtla servis ediliyor.
Kuşbaşılı pidedir aslında: Cıvıklı
Kayseri’nin Develi yöresinde kuşbaşılı pideye verilen addır. Develi’nin kültürüyle özdeşleşmiş bir yemektir. Günümüzde de birçok ilde Develi cıvıklısı olarak bulmak mümkündür.
Paçanganın kahramanı: Kayseri pastırması
Bu eşsiz lezzet için Kayseri Belediyesinin resmi sitesinde yazan açıklamayı aynen yazmak istiyoruz: “Et, pastırma oluncaya kadar yaklaşık bir ay boyunca çeşitli işlemlerden geçiriliyor. Çemen pastırmaya esas lezzetini veren bir katkı malzemesidir. Lezzet vermenin dışında , eti dış etkenlere karşı korumak, mikroplanmasını önlemek, içindeki enzimler ve organik asitler sayesinde pastırmada bulunan mikropları öldürerek etin gereğinden fazla kurumasını önlemek, havayla temasını keserek kokmasını ve bozulmasını engellemek, etin içindeki yağların oksitlenerek pastırmayı acılaştırmasını önlemek gibi çok önemli işlevleri de vardır.”
Kaynak: https://yemek.com/kayseri-yemekleri/
Kayseri çok eski bir yerleşim merkezidir. Anadolu’da ilk siyasî birliği kuran Hititler bu bölgeye hâkim olmuşlardır. Kayseri yakınlarında bulunan “Kültepe” ve “Karahöyük”te M.Ö. 15. asra âit Asur ve Hitit kitâbe ve sanat eserleri bulunmuştur.
Babillilerin zaman zaman bu bölgeye nüfuzları uzamıştır. Frikya ve Lidyalılar ise bu bölgeye hâkim olamamışlardır. Asurlulardan sonra M.Ö. 6. asırda Persler bölgeyi istilâ etmişlerdir. M.Ö. 380 tarihlerinde Kayseri civârında Kapadokya Krallığı kurulmuştur. M.Ö. 4. asır sonlarında İskender’e, ölümünden sonra Selevkos (Asya) İmparatorluğuna tâbi olmuştur. M.Ö. 1. asırda Romaİmparatorluğu Birliğine katılmıştır. M.S. 17’de birlik dağılınca Roma İmparatorluğunun vilâyeti hâline geldi. Kapadokya Krallığı 15 kral ile 400 sene devam etmiştir.
Kapadokya Krallığı zamanında Kayseri’nin güney batısında “Evsobia” veya “Mazaca” denilen şehir bulunuyordu. Romalılar zamanında Kayseri’yi diğer “Caesered”lardan ayırmak için “Caesered Mazaca” denmiştir. M.Ö. 77’de Ermeni Derebeyi Tigran Kayseri’yi âni bir baskınla yağma etti. M.S. 260 yılında Sâsânî Şahı Şahpur, Kayseri’yi yağma edip 12.000 Yahûdîyi öldürmüştür. O târihlerde Kayseri dünyânın sayılı büyük şehirlerinden olup nüfûsu 400.000’i aşıyordu.
M.S. 395’te Romaİmparatorluğu ikiye bölününce bu bölge (Kapadokya) Anadolu’nun diğer bölgeleri gibi Doğu Roma(Bizans)nın payına düşmüştür. Hıristiyanlık yayılırken Kayseri bu dinin en büyük merkezlerinden biriydi.
M.S. 6. asırda İmparator Justinianus, Kayseri’yi surlarla çevirdi ve bâzı îmâr faaliyetlerinde bulundu. Emevîler zamanında 690, 726, 729 ve 732’de İslâm orduları Halife Abdülmelik, Mesleme, Said ibni Hişam ve Süleyman ibni Hişam Kayseri’yi dört defa fethettiler. Fakat yeniden Bizans’ın eline geçti. Türkler Kayseri’yi Malazgirt Zaferinden birkaç yıl önce ele geçirmişler, fakat tam olarak 1071 zaferinden sonra hâkimiyet kurmuşlardır. Birinci Süleyman Şah, Kayseri’yi Selçuklu sınırları içine almış ve burası Konya’dan sonra Selçuklu Devletinin ikinci büyük şehri haline gelmiştir. 1071’den bu yana Kayseri devamlı Türk olarak kalmış muhtelif Türk devlet veya beyliklerinin hâkimiyetinde kalmıştır. Hiçbir işgal ve istilâya mâruz kalmamıştır.
Selçuklular devrinde Kayseri, Konya’dan sonra ikinci başkent oldu. Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubât zamanında Kayseri’nin durumu Bizans devrini gerilerde bıraktı. En parlak devrini yaşadı. Selçuklu Türkiye’sinin Konya’dan sonra en önemli şehri Kayseri’ydi. Dünyânın en güzel beldelerinden biri hâline geldi. Şehir birbirinden güzel eserlerle süslendi. Bugün Kayseri’deki eski eserlerin çoğu ve en değerlileri Selçuklu devrinden kalmış olanlardır. Selçuklulardan sonra İlhanlılar bu bölgeye hâkim oldular. 1277’de Mısır-Suriye Türk Memlûk Sultanı Baybars Kayseri’ye geldi, fakat İlhanlılar’dan Kayseri’yi geri alamadı.
On dördüncü asırda Emir Eretna İlhanlıların Anadolu genel vâlisi olarak Kayseri’ye geldi. İlhanlı İmparatorluğu yıkılınca Eratnaoğulları Beyliği kuruldu ve bu beyliğin Sivas’tan sonra ikinci başkentiydi.
Eretnaoğulları’nın yerine geçen Kadı Burhaneddin’in hâkimiyeti uzun sürmedi. Şehir 1398’de Sultan Yıldırım Bâyezît tarafından fethedilip, Osmanlı Devletine katıldı. Fakat dört sene sonra 1402’de Timur ile yapılan Ankara Savaşından sonra Kayseri’yi Karamanoğulları ele geçirdi. Bir müddet sonra Kayseri’yi Maraş’ta bulunan Dulkadiroğulları Türk Beyliğine bıraktı. Karamanoğulları, Kayseri’yi Dulkadiroğulları Türk Beyliğinden geri alınca, Sultan İkinci Murad Hân 1436’da Kayseri’yi yeniden alarak Dulkadiroğulları Beyliğine verdi. (İkinci Murâd’ın anası Dulkadiroğulları Beyi’nin kızı idi.) Bir müddet sonra Karamanoğulları Beyliği Kayseri’yi yeniden ele geçirdi. Memlûklar bir ara Kayseri’yi kuşattılar fakat alamadılar. 1508’de Şah İsmail Kayseri’ye geldi fakat kısa bir müddet sonra geri çekildi.
Karamanoğulları Beyliği Osmanlı Devletine katıldığı için Kayseri, Dulkadiroğulları Beyliğinin idâresindeydi.
Yavuz Sultan Selim Han 1515’te Kayseri’yi OsmanlıDevletine katınca Karaman (Konya) eyâletinin (beylerbeyliğinin) yedi sancağından (vilâyetinden) birinin merkezi oldu. 1825’te Kayseri’nin şehir nüfûsu 100.000 idi. Tanzimattan sonra Ankara eyaletinin (vilayetinin) beş sancağından biri oldu, üç kazası vardı. Cumhuriyet devrinde bütün sancaklara (mutasarrıflıklara) “vilayet-il” denilince Kayseri vilâyet oldu. “Kaysarîye” ismi (Kayseri)ye çevrildi.
Kaynak: http://www.cografya.gen.tr/tr/kayseri/tarihce.html
• Akkışla
• Bünyan
• Develi
• Felahiye
• Hacılar
• İncesu
• Kocasinan
• Melikgazi
• Özvatan(Çukur)
• Pınarbaşı
• Sarıoğlan
• Sarız
• Talas
• Tomarza
• Yahyalı
• Yeşilhisar
İç Anadolu Bölgesinin ticâret ve sanâyi merkezidir. Sanâyi geliri tarım gelirini aşmıştır. Karayolları ve Demiryollarının kavşak noktası olan Kayseri önemli bir ticaret merkezidir. Ayrıca tarım sektöründe de önemli yer tutar. Ticâret ve sanâyide hamle yapmış bir ildir. İklim ve arazî şartları sanâyi ve ticâretle uğraşmayı mecbur kılmıştır.
Tarım: İl toprakları tarıma çok elverişlidir. Her tarafında gübreleme ve modern tarım araçları kullanılır. Bâzı yerlerde sulu tarım yapılır. Faal nüfûsun % 25’i tarımla uğraşır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, çavdar, mahlut, baklagiller (nohut, fasulye, mercimek ve burçak), şekerpancarı, patates ve soğandır.
Meyvecilikte oldukça ileridir: Elma, erik, zerdali, kayısı, armut, ceviz, vişne ve üzüm yetişir. Üzümlerden pekmez yapılır. Bu bölgenin razakî, misket, hafızalı ve parmak cinsi üzümleri meşhurdur. Önemli ölçüde sebze de yetişir.
Hayvancılık: Çayır ve meraların çok ve verimli olması hayvancılığın gelişmesini temin etmiştir. Pastırma ve sucuk imâlâthâneleri için dışarıdan da çok miktarda hayvan satın alınır. Sığır, koyun, kılkeçisi ve manda beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Tavukçuluk önemli bir yer tutar.
Her sene kesilen 20-30 bin inek (sığır) etinden pastırma ve sucuk yapılır. Pastırma ve sucuk dünyaca meşhurdur. Evliya Çelebi Seyâhatnâmesinde Kayseri için “Melûkat ve îmâlât-ı has beyaz ekmeği, lavaşa yufkası, katmerli böreği, matbah baharlı böreği, lâhm-ı kadit namı ile şöhret bulan kimyonlu sığır pastırması ve miskli et sucuğu hiçbir yerde yoktur. İstanbul’a hediye olarak gider.” demektedir. Kayseri’de yüzlerce sucuk ve pastırma imâlâthânesi bulunur. Kayseri pastırmasının 20 çeşidi vardır: Sırttan yapılan Kuşgömü, Sağrıdan çıkarılan Dilme, Şekerpâre, Eğrice, omuz kısmından yapılan Mehle ve sırttan yapılan Arka Sırt en meşhurlarıdır.
Ormancılık: Orman bakımından zengin değildir. İl topraklarının % 4’ü ormanlarla kaplıdır. Orman genişliği 70 bin hektardır. Ormanlarda yılda 27 bin m3 sanâyi odunu ve 15 bin ster yakacak odun elde edilir.
Mâdencilik: İlde zengin ve çeşitli mâden yatakları vardır. Bunlardan ancak krom, demir, çinko, kurşun, barit ve linyit işletilir.
Sanâyi: Türkiye’nin belli başlı sanâyi merkezlerinden biridir. Demiryolu ve karayolu ağının kavşak noktası olması sanâyinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Türkiye’nin 500 büyük sanâyi kuruluşunun 10 tânesi Kayseri ilindedir. İlde 320 civârında büyük sayılacak sanâyi kuruluşu mevcuttur. Sanâyi kuruluşlarından bâzıları şunlardır: Hava İkmâl Bakım Merkezi, Taksan A.Ş., Şeker Fakbirası, Aspilsan A.Ş., Orta Anadolu Mensucat, Sümerbank Pamuklu Sanâyii, Süntaş A.Ş. As Maksan, Yuvam Maksan, Ulubaş Maksan, Kemsan, Atlantik Halı, Erciyes Boru Sanâyii A.Ş., Çinkur, Lüks Kadife Ticâret ve San. A.Ş., Hema Traktör Sanâyii ve Tic. A.Ş., Sümerbank Bünyan Yünlü Sanâyii, Birlik Mensucat Ticaret ve San. A.Ş., Hes-Hacılar Elektrik Sanâyii ve Tic. A.Ş., Atlas Halıcılık İşletmesi A.Ş., Kayseri Tekstil Fab. A.Ş., Saray Halı A.Ş., Bunlara ilâveten 17 adet dokumu ve iplik fabrikası, 5 makina halı fabrikası, 22 elektrikli fırın îmâlâthânesi, 100’den fazla briket îmâlâthânesi ile traktör, elektrik motoru, hidrolik ve eksantrik pres, hidrofor, kalorifer kazanı vs. îmâl eden fabrika ve atölyeler vardır. Askeriyeye âit tank tâmir fabrikası mevcuttur.
10 Temmuz-10 Ağustos târihleri arasında Kayseri Fuarında bu fabrikaların ürünleri teşhir edilir. Fuar, 300 bin m2lik sahaya kurulmuştur. Doğunun en büyük fuarıdır. Türkiye’nin en büyük organize sanâyi bölgesi şehre 10 km uzaklıkta 8 milyon m2lik bir sahada kurulmuştur. (5-120) bin m2 büyüklüğünde 345 fabrika kurulacak şekilde plânlanmıştır.
Ulaşım: Kayseri kara ve demiryolu ulaşımında önemli bir kavşak noktasıdır. Anadolu’nun batısını Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile; Karadeniz’i Akdeniz’e birleştiren karayolu güzergahları Kayseri’den geçer. İl merkezi ile ilçeleri birleştiren karayolu da kalitelidir.
Demiryolu bakımından Edirne’den başlayan Haydarpaşa-Ankara hattı Kayseri’den sonra Sivas yoluyla doğuya ulaşır. İzmirden başlayan Uşak-Afyon-Konya-Niğde yolu Kayseri’ye ulaşır ve Kayseri-Sivas yoluyla Doğu’yu birleştirir. Kayseri-Samsun istasyonları ile Karadeniz’e ve Mersin-İskenderun istasyonları ile Akdeniz’e bağlanır. Kayseri’den İstanbul’a havayolu seferleri yapılmaktadır.
Kaynak: http://www.cografya.gen.tr/tr/kayseri/ekonomi.html
Örf ve âdetleri: Kayseri’nin bilinen târihi, Hititlerle başlarsa da Asurluların ticârî kalıntılarına ve târih öncesi Tunç Çağına âit eserler bulunmuştur. 1071 Malazgirt Zaferinden birkaç sene önce selçuklu Türklerince fethedilen Kayseri o târihten bu yana devamlı Türk devlet ve beylikleri hâkimiyeti altında kalmış, eski kültürler unutulmuş ve Kayseri Türk-İslâm kültürü ile yoğrulmuştur.
Halk oyunları: Kayseri’nin örf ve âdetleri, oyunları ve müziği İç Anadolu’nun yayla özelliğini taşır. Türkü, mâni, masal, bilmece ve efsâne bakımından çok zengindir.
Halk edebiyatı: Kayseri’den meşhur ve çok sayıda halk şairleri yetişmiştir. Âşık Kerem ve Seyrânî en meşhurlarıdır.
El sanatları: Selçuklu devrinden beri yaygın olan el sanatları dokumacılık ve bakırcılıktır. Halı ve kilimleri, süslü süt ve su güğümleri ve ibrikleri önceleri çok meşhurdu. Kayseri’de halıcılık Selçuklu Türkleri tarafından geliştirilmiştir. Kayseri, Bünyan, Yahyalı ve Yeşilhisar halıları iç ve dış pazarlarda aranan halılardır. Evlerde çok sayıda halı tezgahı vardır. İlde eskiden beri ilerlemiş diğer sanatlar ise nakkaşlık, oymacılık, kakmacılık ve kuyumculuktur. Alçı işleri, mermer taş oymaları ve kabartmalar oldukça ileridir. Asırlar boyu başta Mîmar Sinan olmak üzere en büyük Türk mîmârları bu bölgede yetişmiştir.
Mahallî yemekleri: Kızartmalı içli köfte, sucuk içi etli mantı, nevzine tatlısı, tavuklu çerkes pastası, tepsi mantısıdır.
Kıyafet: Kadınlarda üç etek, çinti, salta, cepken, bindallı, ipek şalvar, oyalı yemeni ile süslü başlık şal kuşak; erkeklerde kuzu yününden yapılan külah şeklinde başlık, sako (bir nevi ceket), kuşak, tefe veya kıl şalvar.
Eğitim: Kayseri Selçuklular zamanından beri Anadolu’nun önemli bir kültür ve eğitim merkezi olmuştur. Dünyâda ilk tıp fakültesi 1206 senesinde “Şifâiye Medresesi” olarak kurulmuştur. Kayseri’de okur-yazar nisbeti % 80’e yaklaşmıştır. Okulsuz köy yoktur. Bâzı köylerde ortaokul bile vardır. ilde 18 anaokulu, 700’e yakın ilkokul, 100’e yakın ortaokul ve 13 meslekî ve teknik ortaokulu 60’a yakın lise ve meslek lisesi vardır. 1978’de kurulan Kayseri Üniversitesi 1982’de ErciyesÜniversitesi ismini almıştır.
Kayseri ilinde 25 kütüphâne vardır. RaşitEfendi Kütüphânesi Osmanlı devrinden kalmadır.
Kaynak: http://www.kayserikent.com/site/page.asp?dsy_id=9691