Malatya

MALATYA HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Malatya, bulunduğu coğrafi konum neticesinde tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehirdir. Tarihî kervan yollarının, İpek ve Kral Yolları’nın üzerinde kurulan şehirde ilk yerleşimler Neolitik Çağ’a kadar uzanmaktadır. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte 20 Nisan 1924’te il ilan edilen Malatya, günümüzde ise Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan ve 781.305 kişilik nüfusu ile Türkiye’nin en kalabalık 27. ilidir. Malatya iline bağlı 13 ilçe ve belediye bulunmaktadır. Şehrin nüfusunun 304.397’si Eski Malatya olarak bilinen Battalgazi ilçesinde, 304.269’u ise diğer merkez ilçesi Yeşilyurt’ta bulunmaktadır. Nüfusun geri kalanı başta Darende, Doğanşehir ve Akçadağ olmak üzere ilin diğer 11 ilçesine dağılmaktadır. Bu ilçelerde toplam 717 mahalle bulunur.

Bulunduğu bölgenin engebeli bir araziye sahip olması nedeniyle yakın bir döneme kadar Malatya ulaşımı zor olan bir il olarak bilinmekteydi. Ancak günümüzde Malatya’ya hem kara hem hava hem de demiryolları ile ulaşmak gayet rahat bir hale gelmiştir.

Türkiye’nin birçok önemli kent merkezinden, Malatya’nın il merkezinin 5 kilometre uzağında bulunan Şehirlerarası Otobüs Terminali’ne seferler düzenlenmektedir. Şehirlerarası Otobüs Terminali’nden Malatya il merkezine gitmek için belediye otobüsü, minibüs ve taksi gibi imkânlar bulunmaktadır.

Önemli kara yolları üzerinde bulunan Malatya’ya İstanbul üzerinden sırasıyla Ankara, Kayseri rotası izlenerek ulaşılabilir. İzmir üzerinden Malatya’ya ulaşmak için ise Afyonkarahisar, Konya, Kayseri rotasının izlenmesi gerekmektedir. Malatya, D300 kara yolu ile Kayseri’ye, D850 kara yolu ile Adıyaman’a, D875 kara yolu ile Sivas’a ve D330 kara yolu ile ise de Kahramanmaraş’a bağlanmaktadır.

Şehrin havayolu ulaşımı, Malatya merkeze 30 kilometre uzaklıkta Akçadağ ilçesinde bulunan Erhaç Havalimanı üzerinden yapılmaktadır. Erhaç Havalimanı’na yılın her dönemi İstanbul ve Ankara üzerinden çeşitli özel hava yolu firmalarının günlük tarifeli seferleri düzenlenmektedir. Yaz sezonlarında İzmir ve Antalya’ya uçuşların da bulunduğu Erhaç Havalimanı’nda yurtdışı terminali de bulunmaktadır. Yurtdışı terminalinden belirli sezonlarda başta Almanya’nın Frankfurt şehri olmak üzere bazı Avrupa şehirlerinden de doğrudan ulaşım mümkündür. Havalimanından şehir merkezine ulaşım için ise Havaş’ın servisleri bulunmaktadır. Yaklaşık 45 dakika süren yolculuğun ücreti 2017 sonu itibariyle 11 TL’dir.

Ek olarak Malatya’ya çevre illerden ve Ankara’dan tren ile ulaşmak da mümkündür. Güney Kurtalan Ekspresi, Van Gölü Ekspresi ve Fırat Ekspresi rotası üzerinde bulunan Malatya’ya ilgili rotalar üzerinden trenle de ulaşılabilir.

 

Yusuf Ziya Paşa Bedesteni

Yusuf Ziya Paşa Bedesteni
Yusuf Ziya Paşa Bedesteni

Malatya’nın Darende ilçesinde bulunan Yusuf Ziya Paşa Bedesteni, klasik Osmanlı kapalı çarşı mimarisine sahiptir.

Zaviye Mahallesi’ndeki mezarlığın içerisinde yer alan bedeste dikdörtgen bir yapıya sahip olup, inşaatı sırasında moloz ve kesme taş kullanılmıştır. İç duvarlarında kesme taş, örtü sisteminde, moloz taş görülmektedir.

Yusuf Ziya Paşa Bedesteni’nde 1997 yılında temizlik çalışmaları, 2005 yılında ise restorasyon çalışmaları yapılmıştır.

Kolay bir ulaşıma sahip olan bedesten Darende’ye yolu düşen herkesin görmesi gereken bir tarihi yapıdır.

 

Yusuf Ziya Paşa Camii

Yusuf Ziya Paşa Camii
Yusuf Ziya Paşa Camii

Malatya’daki Yusuf Ziya Paşa Camii, Mücelli Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Cami, il merkezinde yer aldığı için kolay bir ulaşım yoluna sahiptir.

Yusuf Ziya Paşa Camii’nin kitabesindeki bilgiye göre 1793 yılında ismini aldığı Yusuf Ziya Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin yapımında moloz taş ve kesme taş kullanılmıştır. Mimarisi dikdörtgen planlıdır. Caminin minaresi sonraki yıllarda eklenmiştir.

Malatya gezi listenize dahil edebileceğiniz Yusuf Ziya Paşa Camii’nin ardından Arapgir Kalesi, Malatya Kalesi ve Melik Sunullah Camii’ni de ziyaret yerlerinize dahil edebilirsiniz.

 

Arapgir Kalesi

Arapgir Kalesi
Arapgir Kalesi

Arapgir Kalesi, Malatya’nın tarihini gözler önüne seren yapılardan biridir. Aynı ismi taşıdığı Arapgir ilçesinde yer almaktadır.

Arapgir Kalesi hakkında pek fazla bilgi bulunmamaktadır. XIV. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen kalenin günümüze sadece duvar kalıntıları gelebilmiştir. Yapımında ise moloz taş kullanılmıştır. Kale kendi döneminde stratejik bir önem taşımaktaydı.

Malatya gezi listenize Arapgir Kalesi’ni dahil edebilirsiniz.

 

Melik Sunullah Camii

Melik Sunullah Camii
Melik Sunullah Camii

Malatya’nın ibadet mekânlarından biri olan Melik Sunullah Camii, Malatya Ulu Camii’nin batı kısmında yer almaktadır.

Cami; Vaiz Baba ve Koca Vaiz isimleriyle de anılmaktadır. Cami, orijinal mimarisinde uzaklaşmış olsa da minaresi hala orijinalliğini korumaktadır. Minaresinin yapımında kesme ve tuğla kullanılmıştır.

Caminin minaresine ait olan kitabeye göre M. 1393 yılıyla tarihlendirilmektedir. Melik Sunullah Camii ve türbesi günümüzde Malatya’nın en çok tercih edilen gezi noktalarından biridir.

 

Malatya Kalesi

Malatya Kalesi
Malatya Kalesi

Malatya Kalesi, hem il merkezine yakınlığıyla şehrin en kolay gezilecek yerleri arasındadır.

Malatya Kalesi, il merkezine 11 kilometre uzaklıkta olup, Battalgazi ilçesinin sınırları içerisindedir. Kalenin yapımına M.S. 79 yılında başlanmış fakat uzun bir süre bitirilememiştir. Titus Livius’un başlatmış olduğu kale, Bizans İmparatoru Justianus döneminde bitirilmiştir.

Kale, zaman içerisinde harap olmuş, Danişmentliler döneminde ise bir onarım geçirmiştir. Günümüze ise çok az sayıda bir kalıntısı vardır.

Malatya gezinizde Eski Malatya Kalesi’ni ziyaret yerlerinize dahil edebilirsiniz.

 

Malatya Müzesi

Malatya Müzesi
Malatya Müzesi

Köklü bir tarihe sahip olan Malatya’da yapılan arkeolojik kazılar sonrasında birçok tarihi eser gün yüzüne çıkarılmıştır. Özellikle Arslantepe Höyüğü ve Gelinciktepe’den çıkarılan eserler, ilk olarak Ankara’dakiAnadolu Medeniyetleri Müzesi’ne gönderilmiştir.

Şehirde yapılan kazıların devam etmesinden dolayı 1931-1937 yıllarında çıkarılan eserler için bir müze yapımı düşünülmüştür. İlk olarak 1971 yılında İnönü Parkı’nda bulunan bina müzeye dönüştürülmüştür. Müze, 1979 yılında ise Kernek Meydanı’ndaki yeni binasında hizmete açılmıştır. 15.000’den fazla eserin sergilendiği Malatya Müzesi’nde Neolitik, Kalkolitik, Tun, Hitit, Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eserler bulunmaktadır. Kılıç ve mızrak uçları, insan mezarları, mühür baskılar ve kral mezarları müzenin önemli eserleri arasındadır. Malatya’nın köklü tarihine ışık tutan zengin bir koleksiyona şahit olmak için müzeyi ziyaret etmenizi öneririz.

 

Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı

Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı
Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı

Tipik bir Osmanlı kervansarayı özelliği taşıyan Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı, IV. Murat zamanında Bosnalı Silahtar Mustafa Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Adını, yaptırdığı kişiden alan kervansaray, Malatya’nın Battalgazi ilçesinde bulunmaktadır ve Alacakapı Mahallesi’nde yer alır.

Evliya Çelebi Seyahatname adlı kitabında kervansaraydan bahsetmiştir. “’Kervansarayların en mükellefi Sultan Murad Han makbulü Silahtar Mustafa Paşa Hanı olup 170 hücreli ve Timur kapulu, kubbelerle arasta olmuş bir han-ı bi-menenddir. Kapusu üzerinde Tarih’in ahar mısrai ”’ Oldu bu han-ı cedid aramgah-ı bi-bedeldir.”’ cümleleriyle kervansarayın mimari görkemini anlatmıştır. Uzmanların yaptığı araştırmalarda, kervansarayın dış mekanları dükkan olarak kullanıldığı bilgisi ortaya çıkmıştır. 12 odası misafirlere ayrılmış ve tasarlanmıştır. Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı’nda bir havuz, 2 hancı odası bulunmaktadır.

Daha çok ticaret için kullanılan Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı, günümüzde de mimarisi ve sağlamlığıyla turistler tarafından ziyaret edilmektedir. Malatya gezinizde kervansarayı gezdikten sonra; Beşkonaklar Etnografya Müzesi’ni, Levent Vadisi’ni, Arslantepe Höyüğü’nü, Karakaya Baraj Gölü’nü ve Günpınar Şelalesi’ni gezi duraklarınıza dahil edebilirsiniz.

 

Levent Vadisi

Levent Vadisi
Levent Vadisi

Malatya’nın doğal güzelliklerini oluşturan bir parçadır Levent Vadisi. Levent Vadisi’ndeki mağaralar, ilginç yüzey şekilleri ve derin uçumlarını keşfettikçe hem çok şaşıracaksınız hem de keyifli anlar yaşayacaksınız.

Akçadağ ilçesinde bulunan vadide, yüzey araştırmaları yapılmıştır. Yapılan araştırmalarda bölgede bulunan kabartmaların Geç Hitit Çağı dönemlerine ait olduğu bilgisi ortaya çıkarılmıştır. Levent Vadisi’nde trekking yapabilir ve motor sporlarına dahil olabilirsiniz.

Türkiye’nin çok bilinmeyen bu noktasını ziyaret ederek ilk keşfedenlerden biri siz olabilirsiniz. Geziniz boyunca elinizden fotoğraf makinenizi düşüremeyeceksiniz. Çünkü her nokta sizlere ayrı bir fotoğraf karesi sunacak. Her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen Levent Vadisi, sonbaharda pastel renklere bürünürken, kış aylarında tepeleri süsleyen beyaz karlarla çıkacak karşınıza. Malatya seyahatinizde Karakaya Baraj Gölü’nü, Beşkonaklar Etnografya Müzesi’ni, Battalgazi Ulu Camii’ni veGünpınar Şelalesi’ni gezeceğiniz yerlere dahil edebilirsiniz.

 

Arslantepe Höyüğü

Arslantepe Höyüğü
Arslantepe Höyüğü

Türkiye’nin en büyük höyüklerinden biri olan Arslantepe Höyüğü, Malatya-Orduzu’da bulunmaktadır. Höyük,Karakaya Baraj Gölü’nün batısında kalmaktadır.

Bölgede ilk arkeolojik kazılar 1932 yılında Fransız arkeologlar tarafından başlatılmıştır. 1961 yılında ise İtalyan ve Roma La Sapianz Üniversiyesi arkeologları kazı çalışmalarına devam etmiştir. Bu kazı çalışması Arslantepe Höyüğü’nün tarihini daha erken dönemlere taşımıştır. Gün yüzüne çıkarılan iki aslan ve bir kral heykeli Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Bu heykellerin yanı sıra; kerpiç saray, mühür baskıları, kaliteli metal eserler, M.Ö. 3600-3500 yıllarına ait bir tapınak ortaya çıkarılmıştır.

Malatya’ya bir seyahat planı düşünüyorsanız, seyahatiniz sırasında Arslantepe Höyüğü’nü mutlaka ziyaret etmelisiniz. Bölge, günümüzde açık hava müzesi özelliği taşımaktadır ve sizleri tarihi bir yolculuğa çıkartmaya hazırdır. Malatya’daki günlerinize Battalgazi Ulu Camii’ni ve Günpınar Şelalesi’ni dahil edebilirsiniz.

 

Beşkonaklar Etnografya Müzesi

Beşkonaklar Etnografya Müzesi
Beşkonaklar Etnografya Müzesi

Yakın bir zamanda açılan Beşkonaklar Etnografya Müzesi,Malatya’nın şehir merkezinde bulunmaktadır.

Sinema Caddesi üzerinde olan Beşkonaklar Etnografya Müzesi’nde yöre halkının geçmişte kullandığı eşyalar, geleneksel kıyafetler mankenler üzerinde sergilenmektedir. Cep saatleri, yüzükler, tesbihler, ağırlık ölçü aletleri, kazanlar, tepsiler, çakmaklar ve aydınlatma araçları sergilenen diğer parçalar arasındadır. Beşkonaklar Etnografya Müzesi’ne girdiğinizde ahşap merdivenler sizleri yukarı davet edecek. Şehrin geleneksel eşyalarının sergilendiği müzeyi, Malatya ziyaretinizde ziyaret edebilirsiniz. Şehrin tarihi ve doğal güzellikleri arasındaki Battalgazi Ulu Camii’ni, Karakaya Baraj Gölü’nü veGünpınar Şelalesi’ni de gezi duraklarınız arasına dahil edebilirsiniz.

Battalgazi Ulu Camii

Battalgazi Ulu Camii
Battalgazi Ulu Camii

Malatya’da bulunan Battalgazi Ulu Camii, I. Alaaddin Keykubat döneminde yaptırılmıştır. 1220’lü yıllarda inşa edilen caminin mimarı, Yakub bin Ebubekir’dir ve yapının hat işlerini Ahmed bin Yakub yapmış olup, taş kısımlarıyla Üstad Hüsrev el-Benna ilgilenmiştir.

Battalgazi Ulu Camii, yapıldığı ilk dönemlerden sonra yenilenmelerle ve ilavelerle orijinalliğinin çok değiştiği bilinmektedir. Malatya gezinizde, Battalgazi Ulu Camii ziyaret edebileceğiniz yerler arasında. Şehrin Selçuklu mimarisini yansıtan tek dini yapı olarak önem kazanan cami, 1515 yılında Memlüklüler, 1649 yılında Osmanlılar ve 1903-1966 yıllarında ise Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır. Köklü bir geçmişe sahip olan Battalgazi Ulu Camii’nden sonra Karakaya Baraj Gölü’nü veGünpınar Şelalesi’ni gezebilirsiniz.

 

Karakaya Baraj Gölü

Karakaya Baraj Gölü
Karakaya Baraj Gölü

Atatürk Barajı’ndan sonra Türkiye’nin ikinci büyük barajı olan Karakaya Barajı, Malatya il sınırları içerisinde bulunmaktadır.

Baraj yapımında meydana gelmiş olan Karakaya Baraj Gölü ise yakın bir zamanda Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak kabul edilmiştir. Karakaya Baraj Gölü’nün çevresinde turistik tesisler bulunmakla birlikte feribot işletmesi çalışmaları da yapılmıştır. Bu arada Türkiye’nin en uzun demiryolu köprüsü de baraj gölünün üzerinde bulunmaktadır.

Bu çalışmalar sayesinde önemli bir turizm noktası olma yönünde önemli adımlar atılmıştır. Malatya’ya bir seyahat planlıyorsanız Karakaya Baraj Gölü yakınında bulunan otellerin birinde konaklayarak, bölgede birkaç gün zaman geçirebilirsiniz. Malatya’daki Günpınar Şelalesi’ni de ziyaret ederek şehrin bilinmeyen yerlerini keşfetmeyi unutmayın.

 

Günpınar Şelalesi

Günpınar Şelalesi
Günpınar Şelalesi

Malatya’nın Darende ilçesinde bulunan Günpınar Şelalesi, hem yüksekten düşen sularının görkemiyle hem de çevresini saran ağaçlarıyla doğanın en benzersiz yüzleri arasındadır.

Günpınar Çayı’ndan oluşan şelale, yıl içerisinde fazlasıyla ziyaretçi akınına uğramaktadır. Su zerreciklerinin kayalardan kaydığı sıradaki görüntüsü görülmeye değer bir güzellik sunacak sizlere.

Malatya gezinizde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olan Günpınar Şelalesi’nin ardından; Sulu Mağara’yı da ziyaret edebilir ve doğanın en güzel yerlerini doyasıya yaşama fırsatı bulabilirsiniz.

Kaynak: http://www.gezilebilecekyerler.com/malatyada-gezilecek-yerler/

Sulu köfte diye bilinir: Gırık

erkeklergiremez

Tereyağ, kıyma ve bulgur. 3 ana malzemeden oluşan mükemmel bir lezzet. Doyurucu bir yemek olan Gırık yanında sıcacık ekmekle harika gidiyor. Çünkü suyuna o ekmeği banmak lazım.

Bulgurun en lezzetli hali: Banık (bulgurlu köfte)

kanald

Yapımında iki çeşit kıyma(kuzu ve dana) ile iki çeşit bulgur(orta taneli ve iri taneli) kullanılarak hazırlanan olmazsa olmaz Malatya yemeğidir. Lezzeti hakkında bu bilgiler bile yeterli olmuştur diye düşünüyoruz.

Eskiler “Nahna Kuftesi” der: Lahana köftesi

kevserinmutfagi

Pilavlık bulgur ve aynı oranda kıyma ile hazırlanan bir yemek. İçindeki kıyma oranının yüksekliğinden dolayı lahana sarması değil de lahana köftesi olarak anılıyor.

Aşure kadar zengin: Kara çorba

blogcu

Dertlere deva olarak adlandırılan bu çorba hastalıklara birebir. Başka yerlerde bulunmayan Malatya’nın kara nohutundan yapılıyor, çok lezzetli ve besleyicidir. İçindeki malzemelerin çeşitliliğinden aşure çorbası olarak da anılıyor.

Acısı da tadı da özel: Acılı ayran

banualtun

Süzme ve normal yoğurdun aynı anda çırpılmasıyla hazırlanan ayrana, özel yasemin biberleri ilave edildikten sonra bir gün boyunca buzdolabında bekletiliyor. Yaz aylarınını vazgeçilmez içeceği olan bu ayran varken kimse normal ayranın yanına yanaşmıyor 

İrili ufaklı bir lezzet şöleni: Analı kızlı

kadinvekadin

İçli köfte gibi hazırlanan büyük parçaların yanına kızı olarak adlandırılan küçük bulgur topları da eklenince, tek tabakla masadan doyup kalkacağınız bir yemek oluyor.

Sevmeyeni yoktur: İçli köfte

figeninhobileri

Diğer yörelerde de bulunan bu köfte Malatya’da içine ve dışına kıyma koyularak cevizli bir harç ile büyük yuvarlak köfteler şeklinde hazırlanıyor. İsteğe göre haşlayıp ya da kızartıp yiyebiliyorsunuz.

Akla ilk gelen lezzet, tabii ki: Kayısı

kayisi

Ve tabii ki, tatlısı-tuzlusu, hatta turşusu yapılan Malatya’nın simgesi haline gelmiş kayısı! İnanılmaz çeşitleri var. Birazdan kayısı ile yapılan yemek ve tatlıları da göreceğimiz için övgü kısmını burada üzülerek kesiyoruz.

Ekmek arası yersiniz: Kayısılı kavurma

hasimrestaurant

Kayısıyı hiç kuzu etiyle, soğanla, sarımsakla, naneyle düşünmediniz biliyoruz. Biz de düşünmemiştik ancak kısaca özetlememiz gerekirse: “Yok böyle bir lezzet”.

Limon sıkmadan da ekşi: Pimpirim çorbası

hurrem

Malatya yöresinde pişen çorbalardan bir başkası daha. Pimpirim çorbası. Taze taze semizotu, türlü bakliyatlar ile birleşiyor ve ortaya hem sağlıklı hem de lezzetli bir çorba çıkıyor.

Bir porsiyon kesmez: Kayısı tatlısı

tarifleri

Kurutulmuş kayısıdan hazırlanan hafif ve oldukça lezzetli bir tatlı. Kayısının tadı kaymakla birleşince tabağı bitirmeden kalkamıyorsunuz.

Böreklere küstürür: Malatya kömbesi

tariflik

İki kat el açması yufkanın arasında genellikle kuşbaşı et ile yapılan bir tepsi yemeği. İnanılmaz lezzetli ve doyurucu olan Malatya kömbesi bayramların ve özel günlerin olmazsa olmazı.

Kaynak: https://yemek.com/malatya-yemekleri/

Doğal, tarihi ve kültürel bereketi ile yıllar boyunca tarih sayfalarında önemli bir yer edinen Kayısı Diyarı Malatya, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Havzası’nda yer almaktadır. Güneydoğu Torosların yüksek batı kısmını oluşturan sıradağlar, ilin güneyinde geniş yer kaplar. Bu dağ sıralarının kuzeyinde Malatya Ovası uzanır. Bu büyük ovayı Tohma Suyu ikiye böler. Fırat, Tohma, Söğütlü, Sultansuyu, Beylerderesi, Derme Suyu, Kuru Çay, Sürgü ve Şiro Çayı Malatya’nın belli başlı akarsularıdır. Malatya sınırlarında plato ve ovalar geniş yer tutar. Başlıca ovalar Malatya, Doğanşehir, İzollu, Akçadağ, Yazıhan, Mandıra, Distrik, Erkenek, Mığdı, Sürgü ve Çaplı Ovalarıdır.
 
Üç kıta arasındaki ticaret ve kültür alışverişlerinin yapıldığı yolların kavşak noktasında bulunması, Malatya’nın tarihi ve kültürel önemini artırmıştır. Bu özelliği Malatya‘yı tarihin her döneminde önemli kılmış ve dikkatleri hep üzerine çekmiştir. Kültepe vesikalarında “Melitae”, Hitit vesikalarında “Maldia”, Asur vesikalarında “Meliddu , Melide, Melid, Milidia”, Urartu kaynaklarında “Melitea”, Roma ve Bizans kaynaklarında “Melitene”, Arap kaynaklarında “Malatiyye” olarak ifade edilen şehir Türkler tarafından “Malatya” olarak adlandırılmıştır. Hititçe’nin çözülmesinde büyük katkıları bulunan Çek bilgin Bedrich Hrozny, şehrin adının Hititçe’de ” bal ve meyve bahçesi” anlamına geldiğini söylemiştir. Hitit hiyeroglif metinlerinde Malatya, dana başı veya boğa ayağı ile gösterilmektedir.
 
Malatya’nın tarihi Hititlere dayanır. Merkez ilçenin 4 km yakınında Aslantepe Höyüğü’nde M.Ö. 8. asra ait Hitit Sarayı çıkmıştır. Hititlerden sonra bu bölgeye Hitit asıllı Kargamış Krallığı, Mitanniler, Hurriler, Sami Babilleri, Asurlular, Medler ve M.Ö. 6. asırda Persler, daha sonra Kommagene Krallığı, Pontus Krallığı, Patlar, Sasaniler ve Romalılar hâkim olmuştur.  M.S. 395’te Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Malatya, Doğu Roma’nın (Bizans) payına düşmüş, Bizanslılar Malatya’yı eyalet merkezi yapmıştır. Habib İbn-i Mesleme komutasındaki İslâm ordularının Malatya’yı fethetmesinin ardından kent 655-712 ve 735-757 arasında 79 sene İslâm Devletinin sınır şehri olmuştur. İslâm Devletindeki iç çekişmeleri fırsat bilen Bizanslılar, Malatya’yı işgal etmişlerse de 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra 1085’te Selçuklular Malatya’yı fethetmiştir. Malatya, 1135-1175 seneleri arasında 40 sene boyunca Selçuklulara bağlı Danişmendoğulları’nın başkenti olmuştur. Kent, Selçuklulardan sonra İlhanlılara ve daha sonra Memlûklulara geçmiş, 1516’da Yavuz Sultan Selim Han Memlûk Devletine son verince Malatya, kesin olarak OsmanlıADevleti’neKkatılmıştır.
Osmanlı Dönemi’nde Malatya, merkezi Maraş olan Dulkadir Beylerbeyliğinin (eyaletinin) beş sancağından biri olmuş, 18. yy ortalarında iç ayaklanmalar sebebiyle Kahramanmaraş’tan ayrılarak Diyarbakır Eyaleti’ne bağlanmıştır. Tanzimat’a kadar sönük bir devre geçiren Malatya Tanzimat’tan sonra Mâmûretü’l-Aziz Eyaleti’nin üç sancağından birinin merkezi olmuştur. Birinci Dünya Savaşı başında İç Anadolu’nun merkez şehirlerinin büyüklerinden biri hâline gelmiş ve Cumhuriyet Dönemi’nde il olmuştur. 1931’de demiryolunun Malatya’ya varması ve 1937’de şehrin demiryolu ile Sivas’a bağlanması kalkınmasının yolunu açmıştır.
 
Kayısının Başkenti Malatya’mızın ekonomisi sürekli büyümekte, ilimiz turizm, sağlık, sanayi, eğitim başta olmak üzere pek çok alanda pozitif gelişme göstererek her geçen gün daha cazip, daha yaşanabilir bir şehir olarak parlamaya devam etmektedir.
 
Kaynak: http://www.malatya.gov.tr/malatya-tarihi1

• Akçadağ
• Arapkir(Arapgir)
• Arguvan
• Battalgazi
• Darende
• Doğanşehir
• Doğanyol
• Hekimhan
• Kale
• Kuluncak
• Merkez
• Pütürge(Pötürge)
• Yazıhan
• Yeşilyurt

Malatya ilinin ekonomisi tarıma ve tarıma dayalı sanâyiye dayanır. Faal nüfûsun % 70’i tarım, hayvancılık, balıkçılık, ormancılık ve avcılıkla uğraşır. Senelik gayri sâfî hâsılanın (hâsılatın) (brüt gelirin) % 35’i tarımdan ve % 20’si sanâyiden, % 12’si devlet hizmetlerinden sağlanır. 

Tarım: Malatya ilinde tahıl üretimi ön sırada yer alır. Başlıca tarım ürünleri; buğday, arpa, nohut, fasulye, tütün, şekerpancarı ve patatestir. Malatya ilinde meyvecilik çok önemlidir. Başta kayısı olmak üzere elma, kiraz, armut, dut, ceviz ağaçları orman gibi yer kaplar. Turunçgiller dışında her meyve yetişir. Kayısısı dünyâca tanınır. Kayısı ağacı sayısı 4 milyon civârındadır. Türkiye’de yetişen kayısının % 40’ı Malatya’da yetişir. Üretilen kayısının % 95’i ihraç edilir. İri tâneli Napolyon kirazı da meşhurdur. Ayrıca kavun ve karpuz ile domates, patlıcan ve tâze fasulye yetişir. Sulanan arâzi artmaktadır. 

Hayvancılık: Hayvancılık bitki tarımından sonra gelir. Plato ve yaylalarda zengin çayırlar ve bol su vardır. Hayvancılığa müsaittir. Koyun, kıl keçisi ve sığır beslenir. Beyaz Oğul Balı meşhurdur. 

Ormancılık: Malatya ili orman bakımından fakirdir. İl topraklarının % 10’u ormanlık olup, 23 bin hektar orman ve 112 bin hektar fundalık alandan ibârettir. Ormanların % 30’u bozuk koru ve bozuk bataklıktır. Senede 80 bin ster (0,750 m3) yakacak odunu elde edilir. Ormanlar Merkez ilçe, Pötürge ve Doğanşehir’de sıktır. 

Mâdencilik: Malatya ili mâden bakımından zengin sayılır. Demir, krom, bakır, amyant ve kurşun mâdenleri işletilir. Senede 500 bin ton olarak çıkarılan demir Karabük ve Ereğli demir çelik fabrikalarına gönderilir. 

Sanâyi: Malatya ilinde sanâyi sektörü bilhassa 1970’ten sonra hızla gelişmektedir. Büyük bir organize sanâyi bölgesi kurulmuştur. 10 kişiden fazla işçi çalıştıran iş yeri sayısı 50’dir. Başlıca sanâyi kuruluşları şunlardır: 

Sümerbank Malatya Pamuklu Sanâyii Müessesesi, Tekel Sigara Fabrikası, Şeker Fabrikası, Transfarmatör Malzemeleri Fabrikası, 7 un fabrikası, çok sayıda kayısı kurutma ve işletme tesisleri, et kombinası, süt fabrikası, yem fabrikası, meşrubat fabrikaları, İpaş İplik Fabrikası, Yifaş Yeşilyurt İmalât Sanâyi A.Ş., tuğla fabrikası, çimento fabrikası, takım transformatörleri üreten fabrika (Maksan), Kâğıtsan Kâğıt Fabrikası ve mobilya fabrikası (Mormaş), boya, tutkal, plâstik ve ilâç sanâyi fabrikaları, Vagon Fabrikası. 

Ulaşım: Malatya kara ve demiryolunda bir kavşak noktasıdır. Karayolu ile doğuda Elazığ, Diyarbakır, Muş, Bitlis ve Van’a; güneybatıda Maraş ve Hatay’a; batıda Kayseri ve Ankara’ya bağlanır. 

Yollar kaliteli değildir. Yolsuz köy yoktur. Demiryolu ağı ile Malatya- Sivas, Samsun ile Karadeniz’e; Kayseri vasıtasıyla Ankara’ya; Malatya- Maraş-İslâhiye ile Adana ve Suriye’ye ulaşır. Malatya’da bir havaalanı olup Malatya-Ankara ve Malatya-İstanbul arasında hergün karşılıklı seferler yapılır.

 

Kaynak: http://www.cografya.gen.tr/tr/malatya/ekonomi.html

HALK OYUNLARI

Malatya, halay bölgesinde yer alır. Ancak, halay dışında oyunlara da rastlanmaktadır. Diğer illerde yapılan kültür alışverişi sonucu oyun çeşitleri artmıştır. Örneğin, Elazığ’da delilo, Adıyaman’da beşayak, papurinin ise Bitlis’te oynığı görülür.

Halaylar, davul-zurna eşliğinde oynanır. Yörede halay çekmeye “Dillân Çekme” denilir. Beş kişiyle oynanan halayın başını çeken oyuncuya “halay başı” sonundaki oyuncuya “Pöççü” denilir. Her ikisi de elinde mendil bulundurur.

Çalgı olarak; davul, zurna, kaval başta olmak üzere bağlama, cümbüş ve darbuka çalınmaktadır. Arapgir ilçesinde klarnet daha yaygındır. Diğer taraftan halayların yanısıra toplu oynanan ve törensel bir karakter arzeden semahlar vardır. Malatya ve çevresinde Hızır Semahı, Bozok Semahı, Demdem Semahı, Arguvan Semahı, Kırat Semahı oynanmaktadır. Kına havası olarak bilinen “Yüksek Ayvanlarda Bülbüller Öter” türküsü genç kızlar ve kadınlar tarafından kına yakılırken oynanır.

Malatya’da oynanan oyunlarda giysiler bu yöreyi tamamen yansıtmaz. İlçeler arasında değişik giysilere rastlanır. Genellikle halk oyunlarında, erkekler başlarına “Küm” denilen ak işlemeli “Papak” takarlar, Ancak, zaman zaman oyunlarda erkeklerin başı açıktır.

Bayanlarda başta “Küllük” adı verilen etrafı altın liralarla çevrili fes, fesin üstüne “Pusu” takılır. En üstü ise dolak, ya da yazma bağlanır. “Şalvar”, “Üç etek” ve üç eteğin üzerine bernavile denilen önlük giyilir. Bele sarılan renkli şalın kenarına beyaz ve kırmızı renkli mendil takılır. Ayakta ise nakışlı çorap ve siyah renkli yemeni bulunur.

Oyunların başlıcaları şunlardır:

Ağırlama (Grani, Ağır, Ağır Malatya)/Alkışta (Arkuşta, Yarkutta, Halkuşta, Harkuşta)/. Aşırma Halayı / Arapgir Halayı/Bapuri (Papuri, Papori, Pagpuri)/Berde/Başayak Halayı/Çarşı Su Halayı/Cezayir

Oyunu/Çeçer/Dillan/Değirmenci Halayı/Delilo Halayı/ Gelin Halayı (Yüksek Ayvanlarda Bülbüller Öter)/Gerzani Halayı/Gezinti/Güvenk (Kevenkj/Güzeller (Nâri)/Hem Hime (Hımhime)/Heyhat/Hoplama/Halayı/Hoşgeldin/ Karahisar Halayı/Keçike (Koçike), Keçikey, Lorke, (Lorki) Halayı/ Kemaliye Tamzarası/Kırıkhan/Kol


GELENEKSEL GİYİM

Kültürel hayat içerisinde, giyim-kuşam bölgeye yönelik özelliklerle biçimlendirilmiştir. Cumhuriyet dönemiyle beraber erkek kıyafetinde değişmeler olmuş, kadın kıyafeti ise ağır bir gelişim göstererek, sosyal yapıdaki değişmelere ayak uydurarak bir gelişim yaşamıştır. Geleneksel giyimde pamuklu, yünlü dokumalar ağırlık taşımaktadır. Ev tezgahlarında dokunan “Arapgir Kemhası”, culfa tezgahlarında dokunan şalvarlıklar, abalar, göyneklikler giyimin ana malzemeleri olmuştur, il merkezine en yakın Yukarı Banazı, Yakınca (Kilayik), Gündüzbey, Barguzu, Yeşilyurt (Çırmıhtı) gibi yörelerde dokunan kalın peştemal, çinko peştemel kadın giyiminde 1975’lere kadar kullanılmıştır. Günümüzde az da olsa devam edegelmektedir. Özetle, geleneksel giyim ve kuşamda mahalli dokumalar, çubuklu keten, keçi kılı kumaşlar kullanılmıştır. Çinko denilen ince dokumalı peştemallıklar, akkaralı, damalı alaca çarşaflar ile pazen, keten ipekliden çıbın, yine peştemal olarak da “Bervanik” yaygın olarak giyimde görülmüştür. ” Giyimi tamamlayan bir unsur olarak da işlemeli (Nakışlı) çorap giyilmektedir. Günümüzde ise kıyafetler, günlük çağdaş giyimin özelliklerini yansıtmaktadır.

a) Geleneksel Erkek Giyimi:

Şalvar, gömlek, yelek, belkuşağı, nakışlı çorap, ayakkabı olarak da siyah renkli yemeni yörenin erkek giyimini oluşturur.

b) Kadın Giyimi:

Kadınlar; başa “küllük” denilen ve keçeden yapılmış, çene altından “Sakındırak” adı verilen “fes” giyerler, iple tutturulan fesin üst tepesine “tepelik” adı verilir. Bunun üzerine gümüş veya bakırdan yapılan işlemeli ince bir tabaka yerleştirilir. Bazan tepelik denilen bu bölümün ön kısmına bir sıra altın da dizilir. Tepeliğin üzerine yazma veya siyah beyaz ve mor renkli “poşu” ince bir kasnağa geçirilerek oturtulur. Uçlar, arkadan bağlanır, küllüğün üzerine 1 -1.5 metre ebatlarında beyaz ince tülbentten yapılma “İzar” örterler. Sırt tarafına gelen kısım ise uzun bırakılır ve bel hizasını geçer.


GELENEKSEL EL SANATLARI

Yöreye yönelik el sanatları, günümüzden 25-30 yıl öncesine kadar canlılığını sürdürürken teknolojik gelişmeler ve değişen ihtiyaçlar sonucu unutulmaya, hatta kaybolmaya yüz tutmuştur. Özellikle küçükbaş hayvancılıkla uğraşılan köylerde halı, kilim ve heybe dokumacılığı yapılmaktadır. Yine bazı köylerde geçmişte yaygın olan culfa dokumacılğı ve çarpana dokumacılığı bugün özelliğini kaybetmiştir. Bakırcılık sınırlı olarak sürdürülürken; ahşap oymacılığı, arabacılık, semercilik, yemenicilik gibi iş kolları kalkmıştır. Bunlardan sadece semercilik alanında birkaç usta mesleğini sürdürmeye çalışmaktadır. Kuyumculuk alanında önceleri önemli bir yeri olan Halep işi, Şam işi diye bilinen bilezikler ile hap denilen burmalı inci gerdanlıklar şimdi önemini kaybetmiştir. Ağaç işleri olarak; Malatya konaklarında ahşap oyma süslemeleri ile birlikte diğer ağaç işleri kullanım sahası yaygın bir görünüm arz ediyor. Tahılların saklanıp korunduğu üç bölmeli “Ambar”, yemeklerin saklığı tel dolaplar, içi oyuk yayık olarak kullanılan güğüm, tekneler, yün çıkrıkları, harman savurma makineleri, kaşıklar, yine harman savurma makineleri, kaşıklar, yine harman savurmada kullanılan yaba, ahşap işlemeli kahve ve tahıl havanları, ocak davlumbazları bulunmaktadır. Bugün bunlar önemini yitirmiştir.

Geçmişte yaygın bir fonksiyonu yerine getiren Bakırcılar Çarşısı günümüzde hediyelik eşya yapımına yönelmiştir. Bugün bakırın kullanım alanı yerine porselen, çelik, alimünyum, cam eşyanın yaygınlaştığı görülmektedir.

Daha yakın yıllara kadar teşt, kazan, (don kazanı, bulgur kazanı, kuşgana, cıngırlı kazan), sitil, sini (büyük sini, orta sini, tepsi) çeşitli boyutlarda tas, sehen (tabak), ibrik, eleğeni yapıldığı görülmüştür. Bunlar; Selçuklu, Osmanlı bezekleriyle bezendiği, stilize edilmiş çiçek ve geyik, karaca, kuş motifleriyle süslenmiştir. Çömlek eşyalar olarak kırmızıya çalan topraktan fırınlanarak yapılan su testileri, içi yayvan tavalar, tencereler görülmektedir. Bu meslek dalı da günümüzde tamamen fonksiyonunu yitirmiştir.

Ahşap kalıplar yapılan bez ve kumaş baskıcılığı olarak çit baskıcılığı, perde, sofra bezi, yazmacılık gibi zenaat kolu Malatya ve Arapgir ilçesinde yakın yıllara kadar önemini korumuştur.

Günümüzde sofra bezi baskıcılığı ve özellikle yaşlı kadınların halk oyunları ekiplerindeki bayanların önlük/peştemal olarak kullıkları ve giyim eşyası olarak yaygınlaştırılmaya çalışılan “bervanik” yapımcılığı bir usta tarafından devam ettirilmektedir. Dokumacılık sahasında gelişmeler geniş bir görünüm arzeder. Halı çeşitlerinin yanı sıra kilim ve cicim dokumacılığını yitirmiştir. Culfa türür dokumalar önemini kaybetmiş, bu tezgahlarda yolluk ve sofralık az da olsa yapılır. Diğer taraftan Yeşilyurt ilçesinde geçmiş yıllarda el tezgahlarında dokunan “cırmıktı” dokuması diye tanınan dokumalar kaba giyside ve yaygı yapımında kullanılmaktadır.

Arapgir ilçeside geçmişte geniş bir iş sahası olarak “Manusa Dokumacılığı” 1100’e varan düz tezgâh ve jakarlı tezgâh çevrenin kumaş ihtiyacını karşılamaktaydı. Bu tezgâhlarda dokunanlar Anadolu’nun birçok yöresine ve kervanlarla Halep’e götürülüp satılmaktaydı.

Malatya dokumacılık ürünleri içerisinde kilim ve halı dokumacılığında Ören, Kürecik, Dirican, Parçikan, Başören, Sinan Köyü halıları ünlüdür. Malatya kilimleri; dikdörtgen yüzeyi çeviren ve Kale burçlarını ıran sularıyla ayırt edilir. Orta bölümlerinde altıgen ve sekizgen madalyonlar bulunur. Kuş ve deve boynu, akrep ayağı, koç boynuzu ve geometrik şekillere rastlanır. Alın yanında kara, kahverengi, bej, lacivert, ak renk sık kullanılır. Kilimlere yörede “Yedi dağ çiçeği” denilmektedir. Dirican kilimleri “Dirican gözü ak kilimi” ve “sık kilim” olarak tanınır. Sıklı kilimler ise zemin dikdörtgenler ile bölünmüş, her bölüme sık adı verilmiştir. Sinan kilimlerinde ise kemer suyu, eşkenar dörtgendir. Kilimin ana deseni güldür.

Cicim dokumaları yapılan Malatya’da dokuma işi yataş tezgahlarda olur. Cicim dokumasında sergi, çuval heybe torba, çoban çantası yapılmaktadır.

Malatya, halılarıyla da ünlü bir kentimizdir. Özellikle Ören, Başören, Dirican, Parçikan, Kürecik halıları adını duyurmuştur. Günümüzde devlet desteği ile açılan ve Halk Eğitim Merkezi’nin köylerde kurduğu tezgâhlarda dokunan halılar geniş bir gelişim göstermektedir. Yörenin ünlü Ören halıları bordürlüdür. Ortada madalyonlar bulunur. En çok koç boynuzu, ejderha pençesi, stilize çiçekler, bitki filizleri gibi bezekler; ak, kara, al ve lacivert renkler olduğu gibi, çözgüsü pamuk olanlar da vardır. Halı ve bu teknikle dokunan ürünler; yan halısı, taban halısı, divan halısı, seccade, halı yastığı çanta, heybe gibi zengin çeşitleriyle bir kullanım sahası yaratmıştır. Malatya halılarının bir dm2’sindeki düğüm sayısı 700 civarındadır. Halıların bazılarının saçakları düz, bazılarının ise örgülüdür. Kullanılan yün geçmiş yıllarda tamamen kök boyalarla boyanırken, günümüzde bu boyama azalmıştır. Yerini hazır boyalar almıştır.


SİVİL MİMARİ

Malatya evlerinde kerpiçten sonra en çok kullanılan “ahşap” malzemelerdir. Duvarları bağlayan hatıllar, iç ve dış doğramalar, döşemeler, tabanlar, pencereler, kapılar, merdivenler, dolaplar tamamen ahşap malzeme ile yapılmıştır. Demir ise sadece kapılarda, pencerelerde ve kapı üstü havalırmada parmaklık olarak kullanılmıştır.

Malatya evlerinin genellikle konak adı verilen büyük evlerinde “Selamlık Bölümü” bulunur.

Geniş sokak kapısından bu bölüme girilir. Bu bölüm, evin misafir odasıdır ve büyüktür.

Günümüzde geleneksel Malatya evleri hızla yok olmaktadır. Özellikle konaklar sinema caddesindeki “Beşkonaklar” ve diğer mahallelere serpilmiş vaziyettedir, ilçelerde Yeşilyurt ve Arapgir’de bu özellik az da olsa korunmuştur.

Kaynak: http://www.malatyatecde.net/sayfa_oku.asp?id=52